Türkiye yüksek oynaklığa sahip döviz kurundan çok çekti. Öngörülemez kur hem bireysel tasarruf sahiplerinin birikimlerini hem de şirketlerin bilançolarını son 5 yılda büyük erozyona uğrattı. Özellikle 2018 yılında başlayan döviz müdahaleleri ve bir gecede yaşanan ani hareketler ile 1994 devalüasyon anıları yeniden tazelendi. Bunlara rağmen hala bireysel yatırımcının döviz biriktirme alışkanlığından vazgeçmediğini görüyoruz çünkü bizim gibi ithalata bağımlı ve enflasyonist etkilerin yüksek olduğu ülkelerde dövize yatırım yapma alışkanlığı hala enflasyondan korunma aracı olarak görülüyor. Öte yandan şirketler ve özellikle ihracatçılar da kurun değerine göre rekabet gücünü korumaya çalışıyor. Elbette arzu edilen; bireysel yatırımcının gelişmiş ülkelerde olduğu gibi sermaye piyasası araçlarını tasarruf aracı olarak görmesi. Ya da ihracatçıların yüksek teknoloji yatırımı, Ar-Ge ve patent ile markalaşıp kurun değerinden bağımsız olarak kg başına ihracatı artırması.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim