2018 yılında rekabetçi kur politikası ile Türkiye’nin dış finansman açığını yalnızca ihracat ile kapatacağımıza dair bir yanılgı içerisine girdik. Hal böyle olunca uygulanan negatif reel faiz politikası ile sıcak paradan “bilinçli bir vazgeçiş” yaşadık. Çünkü o dönemin ekonomi politikalarında ne doğrudan yatırım ne de kısa vadeli sermaye hareketlerinin cari açığı finanse etmesi tercih edildi. Sonrasında aniden yükselen hem küresel hem Türkiye enflasyonu, pandemi ve resesyon endişeleri derken evdeki hesap çarşıya uymadı ve Türkiye büyük bir döviz borcu, hane halkı dolarizasyonu ve cari açık ile yüzleşti. Şu an geldiğimiz noktada ise yeni ekonomi yönetiminin bu diyeti ödemeye çalıştığını görüyoruz.
22.09.2023 04:43
Türkiye yeniden dış finansmana kapılarını açıyor
Son dönemde Körfez ülkelerinden beklenen sermaye girişi ve Dünya Bankası’ndan gelecek ek kaynak ile yeni ekonomi yönetiminin döviz finansmanı için yabancılara kapıyı yeniden araladığını görüyoruz
Piyasalardaki soğuk rüzgar ne zaman diner?
08 Kasım 2024
Köprüden önce son çıkışa geldik mi?
01 Kasım 2024
Çin ekonomisi neden alarma geçti?
18 Ekim 2024
Yeni bir hikayeye ihtiyaç var
11 Ekim 2024
Ekonomik gidişata dair 3 kritik ipucu
Tüm Yazıları
20 Eylül 2024