Bir gün kocaman bir bitkinin saksısına inmek zorunda kalırsanız sakın panik yapmayın. Ayağınızla toprağı yoklayın. Yeni sulanmışsa dikkat. Dizinize kadar batabilirsiniz. Sulanmamışsa da dikkat çok engebeli olabilir. Bastığınız yer ayağınızın altında ağırlığınızdan toz olabilir. Düşersiniz. İyi bakın. Yüzeye yakın bir kök izi ya da bombesi fark edersiniz. Onun üzerinden yürüyün. Merkeze. Bitkiye. Vardığınızda gövdesinde bir kovuk göreceksiniz. Girin. Aşağı doğru yürüyün. Nasıl olsa etrafta “nereye gittiğini bilmiyorsan hangi yolu seçtiğinin önemi yoktur” diyecek ne bir kedi ne de fesli nargile içen bir tırtıl olmayacaktır. Olsa bile ona basitçe “çıkışa” demekte fayda var. Çıkışın var olduğuna nedense herkes inanır. Sizin çıkışınız da onu bulmak da zaten sizin sorununuz. Yürümeye devam edin kenara doğru olduğunu varsaydığımız yönde. Saksının köşesine geldiğinizi el yordamıyla anlarsınız. Dışarıda olsanız, saksının korkuluğundan aşağı baksanız başınız dönebilir bile. Ama siz karanlıkta saksının merdivenlerine erişmeye bakın. Merdivenler bütün saksıyı içeriden helezon şeklinde üç buçuk kere turlar. Basamakları da saymayı unutmayın. Ben şimdi unuttum. Söyleyemiyorum. Ama sonra siz hatırlatın.
31.05.2024 04:30
Açın kapıyı
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Dilim dilim dilim
05 Aralık 2025
Organik
28 Kasım 2025
Birleşip küçülerek büyümek
21 Kasım 2025
Pazarlama ve iletişimi çok mu zorda?
14 Kasım 2025
Tavlamak ciddi iştir
Tüm Yazıları
07 Kasım 2025