Güvenlik kavramının son elli yılda girmediği konu neredeyse kalmadı. Asayiş ve emniyet birbirine karıştı. Her konunun bir de güvenlik boyutu çıkmaya başladı. Can, mal güvenliği, bilgi belge güvenliği, hasta hakları ve güvenliği (keşke doktorlar için de olsa), sınır güvenliği, hava kara deniz güvenliği, yolcu güvenliği, uçuş güvenliği… derken güvenlik gerekmeyen konu da kalmadı, her şey güvenlikçilerle korunur oldu. Sayıları yüz binlerle ifade edilir oldu. Fabrika, depo, mağaza bekçisi de güvenlikçi oldu, eskiden fedai denenler de güvenlikçi koruma oldu. Korumasız gezen kalmadı. Uçaktan inince, hele Ankara Esenboğa Havaalanı’nda gördüğünüz uzun kuyruk silah teslim masası kuyruğu. Toplantı salonları ile bilinen otellerin girişinde silah teslim masaları bulunuyor. Herkes kendi güvenliğini de sağlıyor. Yaz günü giyilen ceket ya da aynı markanın bej, yeşil, mavi gömleklerinin arka tarafının bir parçası hep kabarık. Hele ufak bir metal para ya da cepte unutulmuş posta kutusu anahtarı için “Tekrar geeç!” komutunu yemek zorunda kaldığınız AVM kapısı eziyeti. İnsan içeride kol kadar döner bıçağından boy boy avcı bıçağına kadar satıldığını görünce bu konuda ne kadar mantık aranması gerektiğini sorguluyor. Boyun eğiyor. Tekrar tekrar o radyasyon kapısından geçiyor. İçeride yüzlerce kamera ve sivil güvenlikçi olsa da kapıda eziyet caydırıcı. Tekrar geç.
02.08.2024 04:30
BSOD
Tüketiyorum öyleyse tükeniyorum
22 Kasım 2024
Dilli kaşar
15 Kasım 2024
O kadar da değil
08 Kasım 2024
Eyavvörs
01 Kasım 2024
GER-ÇEK
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024