27 Nisan 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
09.02.2024 04:30

Ensenin elli tonu

Sosyal medya gruplarında özellikle de mesaj uygulaması gruplarında, özellikle orta yaş ve üstünün paylaştığı; ışıldayan, çiçekli böcekli, kedili köpekli, bebekli “Günaydıııın” ya da iyi haftalar, iyi çarşambalar, buram buram tercüme kokan iyi hafta sonları mesajlarının tümü azalıp yok oluyor. Fark ettiniz mi? Yaşlananlar hala bunlara sarılıp hayata bağlılık sağlaması yapmaya çalışsalar da bırakın sosyal platformları hayatın her alanında ve anında suratlar sıklıkla düşüyor. Çok şikayet edilen sıkıntılı geçmiş bile düşünüldüğünde “Bir zamanlar maziye bak ne kadar şendik” şarkısının yeniden söylenmeye gayret edildiği hemen hissediliyor. Birkaç günlüğüne bir Doğu Avrupa ülkesine gitmiş birisi “gezip gördüğüm, yediğim içtiğim hiç önemli değil, öfkesiz, sakin hatta neşeli insanlar arasında gün geçirmeyi ne kadar özlemiş” olduğunu söyleyebiliyor. Lokantada, meyhanede, sokakta, iş binasında, havaalanında, otobüste, kahvede ya da kafede doya doya kahkahaları en son ne zaman duydunuz? Zamanda yolculuk yaparken bugüne gelen kişi kahkahanın, gamsızlığın, neşenin, huzurun, gülümsemenin yasaklandığı ve böylece de tamamen unutulduğunu düşünebilir. Endişelenecek konular logaritmik olarak arttıkça, mutsuzluk hissi o oranda artıyor. Kaygı her yerde. Deprem başlı başına kocaman bir sebep. Bir anda çok büyük alanda her şey yerle bir oldu. Sadece binalar değil; hayatlar, hayaller, anılar, ilişkiler, birikimler, aidiyetler, geçmişler, gelecekler yıkıldı.