İmkan ve fırsatınız olsa, bir arsa almaya karar verseniz nereden almayı düşünürdünüz? İş bölgelerinden (kaldıysa tabii)? Şehrin yeni merkeze uzak banliyölerinden? Gelişeceğine inandığınız kıyı bölgelerinden? Tarıma elverişli yerlerden? Yeni otoyollara yakın? İleride değer kaybetmeyecek, gerektiğinde kolay elden çıkarılabilecek olsun da nerede olursa olsun… mu? İleride biraz daha olanak bulunursa üzerine bir ev hatta bina kondurulabilecek bir yer belki. Manzarası, doğası, ulaşımı, altyapı durumu eğitim vb. gereklere erişimi de önemli… Peki sayılan bütün parametrelerden istediklerinizi seçin ama (şimdilik) yüzde on fiyatına, belki de çok daha azına emlak almayı düşünür müsünüz? İşte fırsat: Öte evren-‘Metaverse’ En muhteşem oyunun içinde alacağınız bir arsa veya hem konser izleyebileceğiniz hem arzuladığınız manzara ve boşluğa bakan, isterseniz önünden kalabalık bir trafiğin aktığı, farklı mağaza, eğlence yeri ya da ikram yeri, hizmet durağı açabileceğiniz (ya da bunları yapanlara kiralayabileceğiniz) bir bina… Bunlar yaşadığımız fizik evrende olduğu kadar “metaverse” yani öte evrende de mümkün hem de daha uygun koşullarda. Terim ilk defa 1932’de Neal Stephenson’un ‘Kar Çarpması’ kitabında kullanılmış. Bugün anlam iyice güçlenerek bir sonraki dönemin önemli tanımlayıcısı oluyor. Öte evren ‘Sanal dünyalar ile fizik dünyanın yakınsadığı paylaşılır kolektif alan’ diye karmaşık bir tanımla açıklanıyor. Buna fizik evren dışında, fizik evrende olduğu gibi var olunacak, herkesin kendi hayatını bireysel olarak tanımlayabildiği gibi paylaşacağı alanları da saptayabildiği bir evren. İnsanın kendini yeniden tanımlayabileceği, kendi istediği doğrultuda, gerçek dünya ile etkileşimli olabileceği, pek çok insanın öncelikli olmadan aynı şeyi birlikte ya da ayrı yapabileceği gerçek zamanlı işleyen bir evren. Kendi ekonomisini yeniden tanımlayıp yaratan, alım satım yatırım fırsatları sunan açık ve kapalı platformlarda inanılmaz sayıda değer yaratacak bir yapı. Daha önce görülmemiş derecede birleşik çalışan ortamlar ve platformlarda yeni deneyimler. Son dönemin en pırıltılı kavramları ‘içerik’ ve ‘deneyim’in sayısız yaratıcı üretici tarafından sürekli sunumu, birbirleri ile ilişkilendirilmesi… Bir oyunda elde edilmiş teçhizatı, bir başka sitede kullanıp, bir diğer sosyal platformda arkadaşınıza hediye edebilme fırsatı. Bütün işlerin iç içe geçtiği, her türlü uygulamanın birbirine açıldığı, bağlandığı yapılar. Fizik dünyadaki karbon ayak iziniz ya da aldığınız kalorilere göre katılım kriterleri. Yepyeni ödeme birimleri. Ortak amaçlarla çalışanların ortak kimlikleri, bunlara bağlı ilerleme, gelişme sistemleri. Gerçek hayat benzeri fiziksel ortamda birlikte olmak gibi ve aynı dosyaları aynı anda paylaşarak, bir arada çalışabilme olanakları. Hatta insanların kendi fiziksel özelliklerinin dışında yaratabilecekleri avatarlar yoluyla var olma imkanı. Yani kendini her anlamda yeniden yaratma. Geçen yıl Travis Scott, yüz binin üstünde stadyum seyircisi beklenirken, pandemi dolayısıyla konserini iptal etti. Fortnite adlı oyuna taşıdı konseri. Oyunun içine sahne kurdu: Canlı olarak kırk sekiz milyon kişi izledi. Lil Nas X’in Roblox oyununda yaptığı konser otuz üç milyon kişi tarafından izlendi. Facebook, Horizon ile kendi “metaverse” giriş kapısını kurdu. İnsanların yeni yerler keşfedeceği, alışveriş yapabileceği ortamlar. Metaverse kendi ‘yurttaş’larını yaratıyor. Kod bilmeden de deneyimler, işler, ürünler, hizmetler tasarlanabilen yepyeni bir evren. İnternet yapısından farkı arttırılmış ve sanal gerçeklik üzerine kurulu olması. “Z” aksının olduğu yeni üç yüz altmış derece yaşanan, deneyimlenen ortamlar olması. Otomotivden tıbbi alanlara kadar yepyeni tasarımların gelişmesinin önü açılıyor. Mekan bağımsız çalışma ve eğitim pandemi yüzünden değil, onun sadece hızlandırıldığı bir yaşama biçimine dönüşmek durumunda. Pokemon Go, Glass, Secondlife…gibi ürün ve uygulamaların aslında öte evrenin hazırlık aşamaları olduğunu fark ettik. Dönüşüm özellikle yeni bir evreni de içine alarak başlıyor ve işin ve hayatın pek çok alanın yeniden tanımlandığı bir dönüşüm yaşıyoruz. Saygılı ve huzurlu bir hayatın mümkün olabileceği hayali umut verirken bu evrenin nasıl yönetileceği ya da yönetilemez işleyişi tartışmaya açık henüz. Bugünkü öngörülmesi her gün daha da zorlaşan belirsizlik ortamı bizi güncele hapsediveriyor. Kısa vadeli yani neredeyse haftalık aylık planlar yapıp kararlar almaya çalışıyoruz. Ama gümbür gümbür başlamış, pandemide perdelenmiş ama pek yakında hayatın tamamını etkileyecek dönüşümün en önemli unsuru olacak öte-evren. Bireyselliğin doyasıya yaşanabildiği gibi sosyal etkileşimin de tavan yapacağı yepyeni bir hayat. Bugünkü sosyal medya, dijital ticaret, oyun, eğlence, alışveriş, eğitimin farklı yapılanıp yaşanacağı bir evrende de eş zamanlı olarak yaşam başlıyor. Güncelin az ötesine geçmek mümkün mü? Yeni bir evrende bir “ben” daha yaşatmak heyecan verir mi? Siz ne kadar siz kalacaksınız?
30.07.2021 04:30
Evren ötesi evren
Neyse halin….
20 Aralık 2024
Yangından kurtulan mallar
13 Aralık 2024
Çürük
06 Aralık 2024
O “MUZ”
29 Kasım 2024
Tüketiyorum öyleyse tükeniyorum
Tüm Yazıları
22 Kasım 2024