08 Temmuz 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
05.07.2024 04:30

Griler tükendi

Çocuklara bir şey önerip isteyip istemedikleri sorulduğunda, çok bayıldığı bir şey değilse, cevap ya olumsuzdur ya da soru dikkate bile alınmaz. Bunun klasik çözümü de hep iki seçenek sunmaktır. İki kapalı yumruk uzatılarak ya da gibi iki alternatif sayılıp “hangisi” diye sorulunca neredeyse her seferinde çocuk önermelerden birini tercih eder. Büyük bir seçim yapmıştır. Büyüklerden istediğini koparmıştır. Küçük bir zafer keyfi yaşamıştır. O iki önermenin dışında başka neler olabilirdi diye pek de kurcalamamış, verilen, sunulanlar arasında özgürce, kendi istek ve iradesiyle kendi seçmiştir. Büyükler için de durum pek de farklı değildir. Çoktan seçmek genelde çok nadir durumlarda fırsat olarak çıkar karşılarına. Alışveriş merkezlerinde bir şekilde farklı seçenek olduğu hissi gelir. Aslında çoktan seçmek çocukluktan beri zor durum ifadesidir. İlkokula, liseye, üniversiteye, yüksek lisansa, işe, işte terfi için sürekli sınavlara girmek gerekir. Bu sınavların esası çoktan seçmedir. Yani ne kadar çok seçenek olursa çözmesi o kadar zor düşüncesi de bir yerlere kazınıverir. Hem her seçim bir vazgeçiştir. O zaman ne kadar az seçenek varsa o kadar az şeyden vazgeçilmiş olur. Öte yandan çok çeşit zengin durur; ama “et mi balık mı?” sorusu 10 sayfalık menüyü çözmekten daha az zahmetli ve kolaydır. Ne kadar seçenek olursa, seçmek o kadar özgürce olur düşüncesi aslında ne kadar geçerli?