Gerçeklikten söz edilirken ne kastediliyor artık belli değil. Eskiden gerçek mi sorusunun cevabı “Evet ajans söyledi” idi. Yani radyonun öğle ya da akşam haberlerinde söylendiyse, referans sağlam; duyulmuş olan gerçekti. Kimileri tek ve mutlak gerçek olduğu, o gerçeğin her konuda geçiş üstünlüğüne sahip olduğu düşüncesinde ama kimilerinin tanımı şaştı. Hillary 2016 seçiminden önce “Donald ile benim gerçeklerimiz farklı” diyebilmişti. İki kere ikinin dört ettiği inancına epey aykırı bir durumdu bu. Teknoloji son on beş yılda sürekli yeni gerçek tanımları çıkardı: Artırılmış, Sanal, Hiper, karma ve karışık onlarca gerçek tanımı uçuşuyor. Gerçeğin bile gerçekliği tartışılır oldu. Gerçeğin bile sanalı oldu. Bu kadar çok gerçek içinde, hep birlikte bir illüzyon ya da halüsinasyon arasında, yeni sanrılar dünyasında mı yaşamaya başlıyoruz? Haberin, bilginin sahte olup olmadığı, hukuki yansımaları bir yandan tartışıladursun, hayatın ne kadar gerçek olabileceği ya da gerçeğin de ne olduğu tartışma konusu. Gerçek de ilk defa hareketli hale geldi. Artıyor, morfolojik değişimlere uğruyor, elastik yapılar kazanabiliyor, gelişiyor, ilerliyor…
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim