26 Nisan 2024, Cuma Gazete Oksijen
17.02.2023 04:30

Hız

Krizlerin ardı arkasının kesilmediği görülüyor. Pandemi, orman yangınları, tren kazaları, sel ve nihayet deprem. Üstelik pandemi bitti mi, şekil değiştirip yenilenip gelir mi, bu yaz da orman yanar mı? Büyük ihtimalle evet. Bir de üstüne İstanbul depremi kehanet yarışı, hemen şimdi ile yirmi yıl arası, içinden çıkılması imkansız sonuçları önümüze sürüyor. Her birinin yarattığı travma ayrı. Ortak şekilde yarattığı toplam travma ayrı. Travmalar kronikleştikçe çaresizlik hissi ve kaygılar tavan yapıyor. Korku hakim oluyor. Her birinin tekrarlama endişesi korkuyu daha da tırmandırıyor. Güven duygusu yerle bir oluyor. Bunun önemli sebeplerinden biri de etkin çözümler konusunda ümitsizlik. Belki de ilk günlerden bazı konuların, değişen dünyanın olanakları, gerekleri ve düzeni açısından değerlendirilmesi gerekir.

Sürat felaket değildir

Binlerce yıldır insan hayatının hızı hiç değişmemişken son yüz elli yılda bir anda inanılmaz artmış. Şu andan itibaren de akıl almaz bir seviyeye koşuyor. Hayatın işleyişinin hızı sürekli artıyor. İletişimden ticarete, üretimden dağıtıma, eğitimden bankacılığa her konuda hız öncelikli parametre. Hız her konuda etkin. Durumu görüp anlamak yani verileri sürekli güncelleyip çıkacak anlamı sürekli yenilemek; olası tanımlı tanımsız her türlü durumu erken görüp, doğru teşhis koyup, etkin çözüm yollarını erken belirleyip, gerekli araç gereç, hammadde, uzmanlık ve benzerlerini temin edip, bir araya getirip aynı hedef doğrultusunda olabilecek en hızlı şekilde etkin müdahale gerektiriyor.

Akışkanlık

Hız sağlanabilmesi için iki önemli unsur daha var. İlki akışkanlık. Sayılan işlerin hızla yapılması için sistemin sular seller gibi akıyor olması gerekir. İşleyişin akışkanlığını sağlayabilmek için de sürtünmesizlik gerekir. Otoyolda bir arabanın bozulması ya da diğerine dokunup kenara çekilmeleri, yolda birkaç saatte aşılacak kilometrelerce kuyruk demektir. Akışkanlık farklı disiplindeki insanların unsurların uyum içinde akışı anlamına gelir. Depremde arama kurtarma ekipleri, sağlık ekipleri, vinçler ve operatörleri, güvenlik ekipleri gibi onlarca farklı yapının bir arada ve birlikte aynı müdahale ve işleyiş hızında olması gerekir. Öte yandan zamanın hayatın ta kendisi anlamına geldiği böyle bir anda; onay mekanizmaları, izin belgeleri, lojistik mantığının kurulamaması, yetki karmaşası sürekli sürtünme ve hatta sürtüşme yaratmış, akışkanlığı sekteye uğratmış, hayatları kurtarmada telafisiz gecikme ortaya çıkmıştır.

Üstelik sivil toplumun göz yaşartıcı birlikteliği ve refleksleri anında harekete geçmiş, makine, teçhizat, gıda, giyecek, su, jeneratör… liste elden ele dolaşıp, hızla temin edilip bölgeye ulaşmışsa da çözüm bekleyen yerlere dağılmasında sorun yaşandı. Uçtan uca kavramının da akışkanlık ve sürtünmesizlik yanında kullanılması gereği kesinleşti. İlk uç hızlı, son uç aksarsa, toplam sonuç aksar. Aksadı. Tırlar şehirlere giremedi, doktorlar gerekli yerlere sevk edilemedi, gönderilen bir kısım malzeme heder edildi ya da yağmalandı. Son ucu tanımlanmamış yardımlar da bütün iyi niyetlere rağmen işlevini yerine getirmedi. Çoklu onay kademeli, süresi tanımsız süründürücü izin mekanizmaları, haberleşmenin aksadığı, sosyal medyanın aksatıldığı akıl almaz sürtünmelerle çok cana mal oldu.

Bütün çözüm stratejisi merkezi yapıya ve sadece merkeziliğe dayandırılmıştı. Merkeziyetsizliğin bütün dünyada çokça tartışıldığı bir dönemde bu tür yapılar bundan sonra daha çok sorgulanacaktır.
DAO yani merkeziyetsiz otonom organizasyonlar, merkezilerin yanında işlemek durumundadır. Teknoloji ilerledikçe bu daha da artacaktır. Merkezi olmayan yapılar son dönemde her konuda ortaya çıkıyor. Merkez bu yapılarla itişip kalkışıp yok mu etmeli, birlikte mi yaşamalı? Merkeziyetsiz sivil yapılar neden bir tehdit olarak görülür? Organizasyon deyince olur da Türkçe örgüt deyince; kırk yıl önceki her şeye darbe vuran darbeden beri irkilinir. Merkeziyetsizlik, denetimsizlik değil. DAO yapılar da tam tersine sürekli ve tüm taraflarıyla her aşamada denetlenen şeffaf yapılar olmak durumundadır. Merkezi yapılar ve işleyişleri konusunda bunu teoride bile söylemek kolay değil.

YÖK’ten alışveriş merkezlerine, geçmiş yüzyıldan kalma, İkinci Dünya Savaşı‘nın askeri yapılarından esinlenen yapılar, merkeziyetsizlik karşısında yapılanmasını, işleyiş onay katmanlarını yeniden gözden geçirmelidir. Eğlence sektörünün ses konusundaki uzman eleman ve ekipmanlarının, maden işçilerinin yetenekleri ile birleştiği, her yaş, meslek grubu, bölgeden, farklı dünya ya da siyasi görüşlerden olan insanın tek amaç etrafında birleştiği, insan olduğunu, birbirine ait olduğunu hissettiği ve ona göre davrandığı bir dönemde kutuplaşmalardan kaçıp duyguların, tutkuların, heyecanların, birlikte güç olabilmenin, insan olabilmenin, değerlere dört elle sarılmanın merkezi olarak yönetilmesine imkan olabilir mi? İnsanlıkta hız kaybedilebilir mi?