Bir süredir bütün platformlarda, konferanslarda yoğunlaşılan konu dönüşüm. Son üç beş yılın sıkıntıları arasında geleceğe bakmak, bilimkurgu tadında bir gelecek hayali kurmak biraz da iyi geliyordu. Değişimin ötesinde kökten bir dönüşüm fikri bir yandan korkutucu bir yandan çok heyecan verici. Teknolojide yaşanan inanılmaz hızdaki ilerlemeler, yenilikler hayatın da aynı hızda değişeceğinin göstergesi oldu. Üstelik dönüşüm teknoloji liderliğinde ve merkezli olsa da; sosyal, kültürel, organizasyonel, yapısal dönüşüm de kaçınılmaz. İyi güzel de beklenmedik bir şey oldu. Başta büyük teknoloji firmaları, sektörün neredeyse tamamında kitlesel işten çıkarmalar başladı. Önce Twitter’ın yeni başı Musk’ın şımarıklıkları gibi görünse de bir anda bildik bilmedik herkes insan çıkarmaya başladı. Büyüklerdeki rakamlar on binlerle ifade edildi. Geçen yılın özellikle son çeyreğinde hızlanan bu dalga bu yıl da devam ediyor, daha da devam edecek gibi gözüküyor. Üstelik bazılarının kullandığı iş akdi sonlandırma yöntemleri hayli şaşırtıcı, üzücü. Sabah işe gelen insanlar kartlarını dokundurdukları giriş turnikesi sensörlerinde yanan yeşil ya da kırmızı ışığa göre “kapıya konduklarını” anlıyor, kimileri yirmi yıldır çalıştıkları kurumlardan basit, standart, soğuk bir e-mail ile ayrıldıklarını öğreniyorlar. Vedalaşmalara bile fırsat vermeden olası infialleri önlemek de amaçlanarak. Üstelik henüz kalıyor olmak birkaç hafta ya da ay sonra gitmek zorunda kalınmayacağını göstermiyor. Sürekli herkes tetikte, bıçağın ucunda. Üstelik bu insanların bir kısmı değil Amerika’nın bütün dünyanın konularında en yeteneklileri.
27.01.2023 04:30
İnecek var
Dilli kaşar
15 Kasım 2024
O kadar da değil
08 Kasım 2024
Eyavvörs
01 Kasım 2024
GER-ÇEK
25 Ekim 2024
Yamyaş
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024