05 Aralık 2025, Cuma
31.10.2025 04:30

Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Bir dönemin kült sorusu. Zorda kalındığında sıkça sorulan ve arada işe yaramış olmalı ki kullanımına sıkça başvurulan bir soru. Son 15-20 yılda anlamını da önemini de hayli kaybetti. Derin kaynaklara bile başvurmaya gerek yok. Bırakın adımızı, fotoğrafınızdan bile kim olduğunuz, yaşınız, işiniz, adresiniz, tatilde nerede olduğunuz, hangi takımı tuttuğunuz ve daha neler neler anında ortaya çıkıyor. Bunların hepsi sonuçta düz bilgi. Kentin her yerinde olan on binlerce kamera kim, nerede, ne yapıyor biliyor. Yıllardır. Telefonlardan kimin nerede olduğu, kiminle kaç dakika konuştuğu ve benzeri de biliniyor. Yıllardır. Fizik ve mekanik denebilecek her türlü bilgi var. Üstelik bireyler sosyal platformlardan ne zaman, ne yaptıklarını, yediklerini, seyrettiklerini, kimi takip edip kiminle bağlantılı olduklarını açıkça kendileri ifade ediyor zaten. Bugün gelinen nokta çok daha öte bir tarafta çok detaylı sağlık bilgileri her geçen gün daha fazla değer kazanacak şekilde toplanabiliyor. Öte tarafta ise insanların en zor ölçülebilir yanı, duygusal ve duyusal davranışları kolaylıkla takip edilebiliyor. Video akım platformları kimin neyi ne zaman kiminle izlediği, neresinde durdurup nerede vazgeçtiğini, neyi kesintisiz izlediğini biliyor. Bütün içerik kurguları da ona göre yapılıyor. Algoritmokrasi hayatın her alanında yönetim şekli olmayı sürdürüyor. Sosyal platformlar için de benzer durum söz konusu. Kimin ne zaman kimi ya da neyi hatta hangi sırayla göreceğinin algoritmaları her an iş başında. Üstelik rahat da durmuyorlar, sürekli değişiyorlar, hedef ve yöntem şaşırtıyorlar. Bu basit bir “eğlence” satmak için verinin merkeze alınmış olmasındann çok öte. İkinci Büyük Savaş sonrası bütün dünya kamuoyu, o dönemin sihirli araçları sinema ve televizyon yoluyla oluşturuldu. Almanlar hep gaddar, kötü ruhluydu ve sonunda hep kaybettiler. Kızılderililer de vahşi idi. Zararlıydı. Yok edilmeleri zorunluydu. Yahudiler hep korumasız zavallıydı, her türlü soygun, cinayet çete ne olursa olsun Amerikan polisi sonunda yakalardı. Aile bağlarından, komşuluk ilişkilerinde kadın erkek rollerine her şey ekranlardan belirlenmeye çalışılırdı.

* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.

Levent Erden
Levent Erden