19 Nisan 2024, Cuma
16.07.2021 04:30

Tavsiye tasfiyeyi tavsatmalı

Arkadaki algoritmalar bireyi o kadar iyi tanımaya başlıyor ki, kişinin en yakın çevresinden bile daha iyi tanıyıp daha uygun tavsiye veriyor. Çevre duyarlılığından, ırk ayrımcılığına; şiddetin meşruiyetinden makro ekonomik konulara… Her alanda etkileyici tavsiye mekanizmaları, yapay zeka algoritmaları marifetiyle tıkır tıkır çalışıyor

Hangi filme gitsek? Zor soru. Hayatın yoğunluğu ve inanılmaz hızı içinde yanlış tercih yapıldığında mutsuzluk garanti. Hem kötü film seyrediyorsun hem de asıl görülmesi gereken filmi ıskalıyorsun. Bir daha vakit bulduğunda o film hala oynar mı ya da çok da iyi alternatifler çıkabilir. Günlük hayatta bırakın çok önemli konuları sıradan şeyler için bile hata payımız pek yoktur. Hangi yoldan gideyim? Ne pişireyim? Hangi doktora gideyim? Kimi takip edeyim? Tatilde nereye gideyim? Ya hafta sonu? Şehre yakın makul bir yer? Hamburger mi pizza mı? Yeşil mi kırmızı mı? Uzunu mu? Hangi oyunu telefonuma indireyim? Hangi dizi? Hangi kitap? Polisiye mi? Birini çözsen diğerinde ne yapacağını bilmiyorsun. Tek çare tavsiye.  Tavsiye hayatın önemli ihtiyacı. Her gün hız daha artıyor. Zaman hep kıt. İnsan için aynı zaman diliminde yapması için önüne konan öneriler sonsuz. Neyi tercih ederse etsin onlarcasından da vazgeçmek zorunda. Konu ne olursa olsun. Yanlış tercih ya da kararların bedeli ağır olabilir. Dönüp telafi edildiğinde, o zaman dilimindeki yeni seçenekler ıskalanacaktır. Bir yandan arasından seçilecek şıklar artarken, öte yandan yanlışın bedeli madden ve veya manen çok yüksek olabilir. Hatta bazen yanlış tercih oyundan düşmeye, dışarı atılmaya, yok olmaya yani kısmen tasfiye edilmeye yol açabilir. En azından zaman yok olur. O zaman biriminde tek kitap okuyabilir, bir kere dışarı yemeğe çıkılabilir, bir kere tatile gidilebilir, film dizi izlenebilir… Her şey o kadar hızlı ki yanlış tercihte mutsuzluk garanti. Ama bu seçimleri, tercihleri yapabilmek için ön çalışma, araştırma hem zor hem yapacak zaman da hiç yok. Tek çare tavsiye. Ama öğüt değil. Öğüt verilir. Tavsiye hem istenir alınır, hem verilir. Öğüt tek taraflı. Veren de sanki çaktırmadan işaret parmağını da sallar. Otorite olmanın dayanılmaz yüksekliğini mutlaka hisseder. Verme konusunda eli açıktır, kolayca dağıtır. Her konuya da bulaşmaya meraklıdır. Tavsiye öyle mi? Vereni bağlar. Sonucu kısa sürede alınacak tavsiyelerin sorumluluğu da büyür. Şu filmi gör, şunu oku, buraya git dedikten sonra bir ‘ama’ sulandırmasıyla bir acil çıkış kapısı yaratılır. Zaten isteyenler de bazen uymak için değil, tutmazsa, tavsiye vereni suçlayıp kendini temize çıkarmak ister. Öte yandan kimden tavsiye alacağınız da çok önemlidir. Eskiden bir ürün ya da hizmeti alma sebebi araştırmalarında eş dost tavsiyesi uzak ara en başta çıkardı. İnsan kendini eş dost ile o kadar özdeşleştirir ki tavsiyelerine güven sonsuzdur. Böbreğim ağrıyor dediğimizde önerdiği ‘zaportoksimisin’i hemen alıp içiverirsiniz. Doktor tavsiyesine ihtiyaç duyulmaz. Gerçi en güvenilen grup olan, bütün prospektüslerde hep kendilerinin tavsiyesine göre davranılması istenen doktorlar bile, zamanında acayip ürün ve markaların arkasında duruvermiştir: “Doktorların en çok içip tavsiye ettiği sigara markası” reklamları bugün aklın ötesine geçer.   Yemek seçerken şefin tavsiyesi, film, kitap, müzik, dizi, oyun… için eleştirmen tavsiyesi, o gün ne pişireceğine karar vermek ya da çocuğuna isim koymak için saatli maarif takvimi ilginç bir referans merkezi olabilir.

Hamili kart yakînimdir

Bir kartvizitin arkasına yazılmış bu ibare bir dönem işe girmek için en değerli referans, en değerli anahtardı. Sıradan işçi dışındaki tüm işe alımların patron tarafından yapıldığı, İğKağ departmanlarının, emekli astsubaylarca yönetilen personel müdürlüklerinden devşirilmediği dönemde doğrudan patrona erişip etkilemenin tek yolu. Kartvizit. Üzerinde kendi adı, kurumu ve ünvanı da olan. Kocaman. Referans olabilecek kadar etkili. Kartı getiren kişiye de güveniyor demek. Daha sonra güvenilir kişilere ‘kanaat önderi’, ’fikir lideri’ dendi. Bunların söyledikleri dinlenir, tavsiyelerine uyulur oldu. Genelde yazar, çizer, ‘aklı fikri yerinde’ olduğu düşünülen kişilerdi. Zamanla meşhur olmak, konu ne olursa olsun tavsiye vermeye hak kazandırdı. Özellikle reklamlarda. Ve sonunda tavsiye vermek için sosyal medyada takipçisi olmak yeterli oldu. “Arkadaşlar bunu nereden aldığımı sormuşsunuuuz…” deyip ne olduğunu pek bilmediği, belki de hiç kullanmadığı ürünleri tavsiye eden “influinsır” sıfatlı etkileyiciler türedi. Onlar da ‘hamili kart’ formülünün yeni sürümünü kullandılar. ‘Kaydırın, kodumu verin, indirimi alın…” Televizyon ve gazetelerdeki zevatın etkileme hatta izlenme gücü sıfırlandıkça yeni nesil etkileyici tavsiyeleri çıktı. Ama Yapay Zeka, makine öğrenmesi, farklı kaynaklardan elde edilen tercih, davranış, eğilim ve bunların yer, zaman vb. parametrelere göre dalgalanması rahatlıkla ölçülür, isabetle bilinir oldu. Netflix seyredeceğiniz dizinin size yüzde kaç uyduğunu söylediği gibi ne seyredeceğinizi öneriyor. Spotify ne dinleyeceğinizi, alışveriş siteleri ne almamız gerektiğini öneriyor hatta söylüyor. Amazon’da yapılan alışverişin üçte birinden fazlası aranan değil, o konuda sistemin önerdiği ürünler. Mekan bağımsız işlemler arttıkça, tavsiyeler de artıyor. Hem de çok daha kişiselleştirilmiş olarak. Arkadaki algoritmalar bireyi o kadar iyi tanımaya başlıyor ki, kişinin en yakın çevresinden bile daha iyi tanıyıp daha uygun tavsiye yapıyor. İnsanlar bunlara ya uyuyor ya etkileniyor referans alıyor… Tavsiye konuları ise sadece günlük sıradan alışveriş konuları olmuyor. Çevre duyarlılığından, ırk ayrımcılığına; şiddetin meşruiyetinden makro ekonomik konulara… her alanda etkileyici tavsiye mekanizmaları, yapay zeka algoritmaları marifetiyle tıkır tıkır çalışıyor. Takip edilmesi tavsiye edilen kişiler, kurumlar, konular bir yandan insanı geçmişteki tercihlerine yani ‘dikiz aynasına’ hapsediyor. Bir yandan da tavsiyelerle tanımlanan alana sıkıştırıyor. Pek fark etmeden. Rahatsız olmadan. Hemen her konuda. Bazen farkında bile olmadan. Tavsiyeler, yok olmayı yani tasfiyeyi tavsatır yavaşlatır mı? Tavsiyelere ne kadar açıksınız? Siz hangi konularda tavsiye arıyorsunuz? Kimden? Sizin kararlarınızın ne kadarı sizin kararınız? Efendim?