Kurumsal yapıların kendine özgü uğraşları var. Uluslararası gündem makinesinin peşinde dili dışarıda koşmak zorunda kalıyor pek çok yöneticisi. Kurumsalın yöneticisi de kurumlu olmalı zaten. Bu ‘kurumsal’ kavramı da körün fili tarif ettiği gibi bir hal aldı. “Kurumsal çalışmak”, “kurumsala iş yapmak”, “yöneticisinin kurumsaldan geliyor” olması... gibi pek değişik ama herkesin benzer şeyi anladığı belli olan bir durum var. Kurumsal yönetim ya da yönetişim ile ‘kurumsal’ diye bahsedilenin ne kadar örtüştüğü de tartışılır. Şeffaflık, hesap verebilirlik, sorumluluk ve adalet kurumsal yönetimin taşıyıcı kolonları. İster şirket, ister ülke, ister futbol sektörü, kurumsal yönetim esasları açısından benzer prensiplerle benimsenerek işlemesi beklenir. Ama algı kurumsal değil daha durumsal. Piramidal yapılar, emir komuta zinciri, çok tanımlı işler ve işleyiş, çok kademeli katmanlı onay mekanizmaları; çift oklu, tek oklu, nokta noktalı kimin kime bağlı olduğunu, gösterir organizasyon şemaları. Hayatın hızını, öngörülmezliğini, sürekli değişim ve dalgalanmasını hiçe sayan, yılda bir defacık yapılan “keypiay” yani anahtar performans göstergeleri temelli değerlendirmeler; sonuçtan veya zamanlamalardan sorumlu olmayan satın alma, İğKağ, “ayti” departmanları ile aralarında sağlam duvarlarla ayrılmış departmanlar ve ağaları… Öte yandan bunların bir kısmından yoksun olan aile şirketlerinin kurumsallığa öykünmesi de cabası. Tepedeki yönetici ve yakın takımı her şeyi bilip karar veriyorsa; kendi işi ve dünyayı ele alış biçimini her şeyin üzerinde görüyorsa; şeffaflık, hesap verebilirlik, sorumluluk, adalet ölçütlerini umursamıyorsa aile ya da çok uluslu kurum olması pek de fark etmiyor.
01.10.2021 04:30
TEK DERDİMİZ ECAYL PÖRPIS
Neyse halin….
20 Aralık 2024
Yangından kurtulan mallar
13 Aralık 2024
Çürük
06 Aralık 2024
O “MUZ”
29 Kasım 2024
Tüketiyorum öyleyse tükeniyorum
Tüm Yazıları
22 Kasım 2024