Bir dönem ülkenin büyük şehirlerin en önemli meydanlarına bakan binalarından birinin tepesinde, üç fazda tek tek yanıp birlikte sönen basit tasarımlı neonlar, bir bankanın sembolü leylek bulunurdu. Hayatın tek eğlencesi radyo olan dönemde, bu leylek, çok basit de olsa bir hareket oluştururdu. Her meydanda onlarca insan bu yanıp yanıp sönme yoluyla oluşan kanat hareketini bir süre izler, önünden kalabalık hiç eksik olmazdı. İnsanlar hareketli görüntü peşindeydi… en basitinin bile. Ekranlar hayatımıza girdiğinden beri, hayalleri duyguları algıları duyuları… bir şekilde etkiliyor, referanslar oluşturuyor. Örneğin ekran deyince ilk akla gelen televizyon oluyor. Resmi kuruluşundan sonra, bütün dünya renkliye geçmiş olmasına rağmen yirmi yıla yakın süre siyah beyaz yayın yaptı. Konuşmalar yemyeşil ormanlardan, masmavi gökten bahsederken biz sadece siyahla beyazın arasındaki bilmem kaç tonu görebiliyorduk. Maç seyrederken bile, takımların forma renklerinin grinin tonlarına göre ayrıştırılması gerekiyordu. Beyin bir yerlerde bunları renklendirmek için uğraşıp duruyordu. Siyah beyaz yayınların son dönemlerinde, yeni çıkan renkli televizyonlar için insanların hayallerinde canlandırabilmeleri için genelde papağan kullanılırdı. Zamanla bu siyah beyaz dünyaya o kadar alışılmıştı ki, sonraları Dallas, Dr. Kimble vb. dizilerin renkli hali görüldüğünde sanki başka, farklı şeylermiş gibi algılandı. Kim bilir bir kısım rüya bile siyah beyazdı da farkına bile varılmıyordu. Sonra televizyonlar renklendi, ekranlar çeşitlendi. İki binli yılların başı mobil telefonun ekranla donatılması dönemiydi. Statik, sadece okunmak amaçlı web 1.0 dönemi bitip, etkileşimli, bulut sayesinde hızlı ve fotoğraf ve hareketli görüntü paylaşabilmeye dayalı sosyal medya ve multimedya olanakları patladı. Ekranı olan mobil cihaz türleri de… Her akıllı telefon bilgisayara dönüştü. Pek çok iş, işlem, ilişki bu cihazların ekranlarından yürütüldü. Hele son sıkıntılı eve kapanma dönemlerinde bu cihazlar ve ekranları hayat kurtarıcı oldu. Toplantı da, sosyalleşme de, alışveriş de, oyun eğlence de ekranlardan yapılabilir oldu. Ekranlar hayata bağlanma unsuru haline geldi.
11.06.2021 04:30
Z Olmadan OlmaZ
Z deyince derinlik. X ve Y’nin yanına Z geldiğinde hayatın derinlik, boyut kazanması… Dünya üç boyutlu ise, iki boyutlu ekranlarda hayatın sürmeyeceği bir gerçek.
Tüketiyorum öyleyse tükeniyorum
22 Kasım 2024
Dilli kaşar
15 Kasım 2024
O kadar da değil
08 Kasım 2024
Eyavvörs
01 Kasım 2024
GER-ÇEK
Tüm Yazıları
25 Ekim 2024