Son üç beş senedir her fırsatta dönüşüm gündeme geldi. Pandeminin kökten sarstığı iş yeri ve iş yapma kültürü, iş akışları yeniden düzenlenirken dönüşümün gerekleri pek de hesaba katılmadı. Zaman ve mekan bağımsız çalışma zorunlu olarak çeşitli oranlarda benimsendi. Şimdi de deneme yanılmalar sürüyor. Pek çok tutucu yöneticinin, pandemi sonrası kısa sürede her şey eskisine dönecek beklentisi karşılık bulmuyor. Dönemin parlattığı Zoom’un şirket olarak çalışanlarını binaya çağırması anlık bir heyecan yaratsa da, diş macununun tüpe geriye sokulamayacağı netleşiyor. Öte yandan büyük veri, makine öğrenmesi, Yapay Zeka, 5G ve üzeri altyapı ve sağlayacağı bugünkünün neredeyse yüz kat fazla hız, gecikmenin sıfırlanması bilimsel magazin olmaktan çıkıp hayatın içine dalıveriyor. Fark edilir yoğunlukta. Şimdilerde olanın olacaklar yanında hiç kalabileceği pek düşünülmeden. Son on beş yıldır teknolojinin iş hayatına kattığı yenilikleri, biraz da oransal olarak küçük, operasyonel olarak kısmi görme miyopluğu “dijital” diye bir sınıflama yapılarak göğüste yumuşatıldı. Dijital (bazen de sanal) tanımları, sanki bazı şeylerin kabulü ama benimsenmemesi anlamına geldi. Pazarlama, satış, iletişim ve benzeri birimlerde “dijital” sıfatlı ayrışmalar yapıldı. Sanal marketten sanal domates gelmeyeceği gibi, pazarlamanın da dijitalinin diğerinden farklı olamayacağı hala pek çok kurumda kabul görmedi. Eski günler özlemiyle direniş devam ediyorsa da bir şeylerin gelmekte olduğunun da herkes farkında.
25.08.2023 04:30
Zamanı gelince düşünürüz
Dilli kaşar
15 Kasım 2024
O kadar da değil
08 Kasım 2024
Eyavvörs
01 Kasım 2024
GER-ÇEK
25 Ekim 2024
Yamyaş
Tüm Yazıları
18 Ekim 2024