Bir çocuğa sarılmak nedir? Sesini sahiden duymaya ve duyurmaya çalışmak… Kalbimizi vererek… Zamanımızı da… Sevebilmek… En büyük değerlerimizden biri de bu değil miydi? Dedelik sanatını bir daha icra etmeye hazırlandığım bu günlerde Yves Duteil’in o çok sevdiğim sözlerini tekrar hatırlamamam kaçınılmazdı. Ne şarkıydı ama bestelediği… “Bir çocuğu elinden tutmak/Yarına taşıyabilmek için/Her adımında güven vermek için/Bir çocuğu kral gibi görmek/Bir çocuğu kollarına almak/İlk kez üstelik/Gözyaşlarını silmek sevinçten boğulurcasına/Bir çocuğu kollarında tutmak”… Bu anları yaşamanın hiç şüphe yok ki hayata bağlayıcı bir tarafı vardı. Bebeğin yanında duran taze anneyi de bir zamanlar böyle kollarınıza aldığınızı şöyle bir hatırladığınızda bir başka tuhaf oluyordunuz. Neyi, ne kadar yapabildiğinizi kendinize bir daha sormayı başka bir zamana bırakarak… Sevebilmek demiştik, evet. Sevilmeyi de hak edebilmek için elbet. Birçok değer gelip geçiciyken. Zamanın akışında değerliliğini kaybedebilecekken. Çıplaklığına kavuşmak neydi? Özüne ulaşabilmek… Biz neredeydik? Siz neredeydiniz bu
yol alışta?
03.02.2023 04:30
Bir çocuğun kalbini kazanmak
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023