Bir çocuğa sarılmak nedir? Sesini sahiden duymaya ve duyurmaya çalışmak… Kalbimizi vererek… Zamanımızı da… Sevebilmek… En büyük değerlerimizden biri de bu değil miydi? Dedelik sanatını bir daha icra etmeye hazırlandığım bu günlerde Yves Duteil’in o çok sevdiğim sözlerini tekrar hatırlamamam kaçınılmazdı. Ne şarkıydı ama bestelediği… “Bir çocuğu elinden tutmak/Yarına taşıyabilmek için/Her adımında güven vermek için/Bir çocuğu kral gibi görmek/Bir çocuğu kollarına almak/İlk kez üstelik/Gözyaşlarını silmek sevinçten boğulurcasına/Bir çocuğu kollarında tutmak”… Bu anları yaşamanın hiç şüphe yok ki hayata bağlayıcı bir tarafı vardı. Bebeğin yanında duran taze anneyi de bir zamanlar böyle kollarınıza aldığınızı şöyle bir hatırladığınızda bir başka tuhaf oluyordunuz. Neyi, ne kadar yapabildiğinizi kendinize bir daha sormayı başka bir zamana bırakarak… Sevebilmek demiştik, evet. Sevilmeyi de hak edebilmek için elbet. Birçok değer gelip geçiciyken. Zamanın akışında değerliliğini kaybedebilecekken. Çıplaklığına kavuşmak neydi? Özüne ulaşabilmek… Biz neredeydik? Siz neredeydiniz bu
yol alışta?
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim