Eve önce kızarmış ekmek kokusu mu yayılırdı? Erkenden edilen sabah kahvaltılarının hafızama kazınmış en unutulmaz görüntüsü ıhlamurla ilgili oysa. Bomonti’deki mütevazı apartman dairesinin arka sahanlığına yerleştirilmiş katlanabilir küçük masanın çirkinliğini örten papatya desenli muşamba örtü de bu sahnenin içinde. Dedem çokça dilimin bir parçasını, takma dişleri sert besinleri yemesine imkân vermediğinden, önündeki porselen fincanın içindeki fazla kaynatılmamış şekersiz ıhlamura banıyor. Bazen fazla yumuşayan dilimin bir kısmı ıhlamurun içinde kalıyor. Onun da bir tatlı kaşığıyla alınıp yenmesi gerekecek. Pahalılığından her zaman yakınmasına rağmen, ıhlamur çayından hiçbir zaman vazgeçemiyor dedem. Kaç yıl böyle geçti? Bir keresinde bu bağlılığının sebebini sorduğumda ‘Abimle Hasköy’deki evimizde çok içerdik’ demişti. Abisinin, Nesim’in, karısı ve üç kızıyla Biarritz’de çekilmiş sepya fotoğrafı canlanmıştı tekrar gözlerimde. Hepsi Auschwitz’de ölmüştü... Soruyu bir daha sormamıştım. Bazı tatlar ve kokular bazı insanlar için mi korunmak isteniyordu?
27.05.2022 04:30
Ihlamurda buluşmak
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023