Yazma yeteneği dediğiniz koskoca bir palavradır. Asıl önemsenmesi gereken tutkudur. Yazarak kendini arama ve sürekli geliştirme tutkusu... En doğru dili ve hikâyeyi bulup bulmadığınızı sürekli sormak zorunda kalırsınız bu yüzden. Her yazdığınızı şüpheyle karşılarsınız. Bir yetenek arıyorsanız tutkuda arayın. Tutku bir yetenektir, evet. Herkeste bulamayacağınız bir yetenek... Sevmek gibi… Aşık olabilmek gibi... Herkes aşık olabilir mi? Aşk nedir ki diyebilirsiniz. Zor soru. Benliğinizi aşkına düştüğünüzün içinde var etmek desek? Ya da bir başka yerden bakıldığında tam tersi, yok etmek? Çok mu karışıyor işler? Yazma tutkusunun bize neler yaşatacağına bakalım o zaman. Mesleğine ya da seçtiği uğraşa aşkla bağlanmış, dahası kendini adamış insanları tanıdınız mı? Ben en çok onlara yakınlık duyarım. Bu adanmışlığın da esiri olmadan elbet. Sizi sizden uzaklaştırmaması koşuluyla... Ama o başka mesele. Manayı geçiciliğimizle aradığımız bu dünyada daha ne isteyebiliriz?
14.01.2022 04:30
Kalem ihanet etmez, korkmayın!
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023