Ne çok rüzgâr geçmişti hayatımızdan. Ne çok mevsim. Ne çok keder, ne çok sevinç… Bunaltıcı bir yaz gününün akşamıydı. Serin serin esmişti birden. Bir kıyıdaydınız. Yine o eşsiz mavide kalmıştınız… Soğuk kış günlerinin ardından, size içinizi ısıtan bir sıcaklık mı getirmişti yoksa? Bir ıhlamur kokusuyla mı? Ya gezdiğiniz yollara bir başka şiir katan o anlar? Kendi şiirinize… Kurumuş yaprakların ayaklarınızın altında çıkardıkları sesler… Güz mevsimidir. Neredeydiniz? Kimlerle? Hatırlıyor musunuz? Neleri getirmişti bazen o rüzgârlar? İçinizden neleri, neden götürmüştü? Coğrafyalar onların da izlerini ve hatıralarını taşırdı elbet.
Rüzgârlar… Siz en çok hangilerini sevmiştiniz? Yıldız, Karayel, Keşişleme, Gün Doğusu, Gün Batısı, Meltem, Kıble… Kimi sıcaklığını taşıyordu, kimi şehrin soğuğuna kapılmanıza yol açmıştı. Kimi yağmurları, kimi karları getirmişti. Ama hiçbiri şehrin hafızasında poyraz ve lodos kadar iz bırakmamıştı, değil mi?
02.06.2023 04:30
O rüzgârlar kimleri hatırlatır?
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023