O saatler hangi hikayeleri gizliyordu? Hangi hayatları, sabahları ve gece yarılarını? Kimlerin dokunuşunu? Nereleri? Anlatabilselerdi… Saat durmaksızın tik tak… Çok uzaklarda kalmış bir hikayemin, unutamadığım, içimde duyduğum sesleri bu sade cümleyle dile geliyordu. Mevsimlerin Durduramadığı neydi? Ben o satırlara hangi yanlış zamanı koymayı hayal etmiştim? Bir aşkın sızısı duyuruyordu kendini. Yazılmalıydı, yazıldı. Kurtulmak için mi? İhtimaldi. Şimdi evimin farklı köşelerinde duran, başka zamanların saatleri için de hayat kazanabilir mi o cümle? Saat durmaksızın tik tak… Saatlerle de bir muhabbete girilebilir mi? Çok mu yadırgatıcı geldi? Bilmem. Bir deneseydiniz… O yuvarlak, kurmalı saatler, bazı sabahlar sizi de uyandırmadı mı? Yine kurmalı o kol saatleriyle zamanda yol almaya çalışmamış mıydınız? Otomatik ama hâlâ mekanik olanlarıyla daha modern bir zamanda yaşadığınız ve sınıf atladığınız yanılsamasına kapılmamış mıydınız?
28.04.2023 04:30
O saatlerin gizli sesleri vardı
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023