Hayatıma ilk kez bir hikâyesiyle girdiği günü şimdi dünmüş gibi hatırlıyorum. Bir hikâye... Bir an... O sözler... “Çiviler ağzına batmaz mı senin?”... Bu bozukmuş gibi görünen dil nasıl da anlamlı ve şiir yüklüymüş. Arapça konuşulan bir diyarda kaybolmuş küçük, peltek Hasan’ın, ‘saçı başı dağınık, göğsü bağrı açık, pantolonu dizlerden yamalı, dişleri eksik, suratı sarı, sapsarı; gözlerinin akına kadar sarı’, eskiciye yıpranmış ayakkabıları tamir ederken söylediği bu sözler yıllar boyunca içimde yürüyecekmiş. Kim bilir hangi hikâyeler ve o gizli duyguların doğurduğu başka sözler için...
12.11.2021 04:30
Refik Halid’in mirası
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023