Hangi bahçeler hangi duygular ve unutamadığınız hatıralarla geçti hayatınızdan? Hangi akşamlardan, gecelerden ve sabahlardan? Bahçeler… Ardımızda bıraktıklarımız, tarihimizin bir yerlerinde yokluğa karışanlar… Hatırlıyor musunuz? Bazı görüntülerin, seslerin ve kokuların duyurduklarını birçok hikâyemde anlatmak istemiştim. Farklı bahçelerden geçmiştim çünkü. Hayatın akışında onlardan kopacağımı elbette bilmeden. Birçok yer, tıpkı birçok insan gibi, kaybedildiğinde bir başka değer kazanmıyor muydu? Akşamsefaları hangisinde kalmıştı? Ya evlerde reçeli yapılan meyveleri veren ağaçlar? Komşuların bahçeleri de farklı cazibelere, aslında masum çocuk hırsızlıklarına açık değil miydi? O ağaçlara tırmanırken, meyve yemenin dışında küçük kahramanlıklar yapma hissine kapılmak eski bir hikâyenin unutulamayacak anları arasında yer almamış mıydı? İki ağacın arasına serilen uyduruk salıncaklar da bu hikâyenin içindeydi şüphesiz, çam ağaçlarından düşen kozalakların içindeki fıstıkların taşla kırıldıktan sonra yenmesinin verdiği keyif de, taze ceviz kabuklarından ellere bulaşan, çok zor çıkan o yeşil de, kaplumbağalar ve kirpilerle yapılan arkadaşlıklar da, solucanların ve kertenkelelerin uyandırdığı hafif tedirginlik de… Artık hepsinin medeniyetin simgesi ve gereği gibi görülen beton yığınları tarafından nasıl yutulduğunu hatırlayınca… Bahçe dediğimiz bir başka medeniyet değil miydi oysa?
07.07.2023 04:30
Şimdi o bahçeleri hatırlamak var
Virginia’nın bakışı
19 Ocak 2024
Mişima’nın dalgaları
12 Ocak 2024
Müfide Kadri’nin fırça darbeleri
05 Ocak 2024
Gölgede kalmış bir roman
29 Aralık 2023
O sularda kalanlar
Tüm Yazıları
22 Aralık 2023