23 Nisan 2024, Salı Gazete Oksijen
28.10.2022 04:30

Yağmurun hikâyeleri vardı

Sonra bir gün yağmurlar gelir. Size kimi hatırlatmak için? Hangi uzaklarda bıraktıklarınızı? Yaz yağmurları başkadır tabii. Kimileri iz bırakır, geçer. Yine de geçer... Ya ardından gelenler? Sizin de yağmurlarınız yok mudur? İçinize dokunan, geçmişin bazı anlarıyla baş başa kalmanızı getiren? Evinizin penceresine çarpan damlalar ne gösterir? Ev sahiden güzel midir o anlarda? Ayrılık varsa... Çok uzaklara gitmişse özledikleriniz... Yağmurun altında birileriyle uzun uzun el ele yürünmüşse bir zamanlar... Veya çok istendiği halde yürünememişse... Şarkılarınızı da hatırlamaz mısınız o anlarda? Yağmur şarkılarınızı... Onlar da bir başka tarihtir... Hep geri dönmüş bir hikâye... Sonraki tazelik de bir şeyler söylemez mi? Ne midir o şeyler? Herkes cevabını kendine göre verir. Hepimiz farklı hikâyelerden gelmemiş miydik? 

Hayatı daha iyi anlamak için

Hikâyeler... Kendi hikâyelerimiz... Birilerinden bize kalanlar... “Projektörcü”de bize nasıl bir tasvir bırakmıştı Sait Faik?.. “Kanepede, üstüne başına yağmur sıçrayan, uzak ve puslu ışıkların yandığı evleri düşündüğü pek anlaşılan bir adam, yerinden bir iskeleyi kaçırıyormuş gibi aceleyle kalktı”... Sonrası yer yer gülümseten, yer yer de insanın içine burukluk salan bir sohbetin derinlikleriydi. Yazar bizi yine gece yalnızlarıyla baş başa bırakmıştı. Başka şehir sürgünleriyle...