Bugün politik ve ekonomik tartışmalarımızın çoğu ‘yapısal reform’ fikri etrafında şekilleniyor. Yapısal reform lafını duyduğumda kendime hemen şu soruları sorarım: Hangi yapı, ne reformu, neden lazım, kim yapacak, çalışacağı ne belli? Şüphesiz ki iktidara talip her aktör, artık sirke çevrilmiş bu idari sistemi rehabilite etmek zorundadır ve bu rehabilitasyon da köklü düzenlemeler gerektirecektir. Ancak burada aslolan, bu düzenlemeleri kimin, hangi saiklerle yapacağıdır. Reform denilen her ne ise, kağıt üzerinde doğru da gözükse, o reformun neticelerini, reformu yapan siyasi iradeden hariç düşünemeyiz. Bazen öncelikli çözüm reform değil, siyasi iradeyi değiştirmektir
20.09.2024 04:30
Ne yapısal reformlar gördüm, aslında yoktular...
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
* Bu haber/yazı ve resimlerin eser sahipliğinden doğan tüm hakları Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’ne ait olup işbu yazı/haber ve resimlerin, kaynak gösterilmeksizin kısmen/tamamen izin alınmaksızın yeniden yayımlanması yasaktır. Haftalık Yayıncılık Anonim Şirketi’nin, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 24. maddesinden doğan her türlü hakkı saklıdır.
Göç ve çifte yokluk: Giden kıvılcımlar alev olarak döner mi?
05 Aralık 2025
Akşam pazarında Türkiye
28 Kasım 2025
Kalkınmanın ahlakı
14 Kasım 2025
Bir ihtimal daha var o da üretmek mi dersin
Tüm Yazıları
24 Ekim 2025