Bugün politik ve ekonomik tartışmalarımızın çoğu ‘yapısal reform’ fikri etrafında şekilleniyor. Yapısal reform lafını duyduğumda kendime hemen şu soruları sorarım: Hangi yapı, ne reformu, neden lazım, kim yapacak, çalışacağı ne belli? Şüphesiz ki iktidara talip her aktör, artık sirke çevrilmiş bu idari sistemi rehabilite etmek zorundadır ve bu rehabilitasyon da köklü düzenlemeler gerektirecektir. Ancak burada aslolan, bu düzenlemeleri kimin, hangi saiklerle yapacağıdır. Reform denilen her ne ise, kağıt üzerinde doğru da gözükse, o reformun neticelerini, reformu yapan siyasi iradeden hariç düşünemeyiz. Bazen öncelikli çözüm reform değil, siyasi iradeyi değiştirmektir
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim