Bugün politik ve ekonomik tartışmalarımızın çoğu ‘yapısal reform’ fikri etrafında şekilleniyor. Yapısal reform lafını duyduğumda kendime hemen şu soruları sorarım: Hangi yapı, ne reformu, neden lazım, kim yapacak, çalışacağı ne belli? Şüphesiz ki iktidara talip her aktör, artık sirke çevrilmiş bu idari sistemi rehabilite etmek zorundadır ve bu rehabilitasyon da köklü düzenlemeler gerektirecektir. Ancak burada aslolan, bu düzenlemeleri kimin, hangi saiklerle yapacağıdır. Reform denilen her ne ise, kağıt üzerinde doğru da gözükse, o reformun neticelerini, reformu yapan siyasi iradeden hariç düşünemeyiz. Bazen öncelikli çözüm reform değil, siyasi iradeyi değiştirmektir
20.09.2024 04:30