Geçen hafta Ankara’da Türkiye ve Kırgızistan Cumhurbaşkanları, bakanlar, ve diplomatların katıldığı uluslararası bir toplantıda, sevgili dostum Cengiz Aytmatov ölüm yıldönümünde saygıyla anıldı ve onun önderliğinde 1986 yılında Frunze’de (Bişkek) kurduğumuz Issık Göl Forumu’un dördüncü toplantısı yapıldı. Benim de kurucularından olmam dolayısıyla bir zoom konuşması yaptığım forum, o eski günleri hasretle anmama vesile oldu. Cengiz Aga’nın oğlu Sancar Aytmatov beni İstanbul’da ziyaret edip de açılış konuşması yapmamı istediğinde ‘’Memnun olurum ama neden ben?’’ diye sormuştum. O da ‘’Forum kurucularından hayatta kalan sizsiniz’’ demişti. Bu gerçek o anda başıma vurdu. Ne yazık ki kurucu dostlardan Cengiz Aytmatov, Yaşar Kemal, Arthur Miller, James Baldwin, Peter Ustinov, Alvin Toffler, Alexander King, Claude Simon ve diğerleri artık hayatta değil. Ne tuhaf bir duygu bu. Bir varmış bir yokmuş. Issık Göl toplantılarını başlatan Cengiz Aytmatov’la yıllara dayanan dostluğumuz 1970’lerde Stockholm’de başlamıştı. Kırgızistan’dan çıkıp dünyaya adını duyuran büyük yazarın Cemile romanı için Louis Aragon “Dünyanın en güzel aşk hikayesi’’ diyordu. Bizde geniş kitleler onu Atıf Yılmaz’ın yönettiği, Türkan Şoray ve Kadir İnanır’lı ‘’Selvi Boylum Al Yazmalım’’ filmiyle tanıdı. Film Kırımızı Eşarp adlı hikayesinden uyarlanmıştı. 1986’da Frunze’de kurulan Forum ertesi yıllarda da devam etti. Ertesi yıl onunla İspanya’da, Granada’da buluştum. Bir sonraki yıl Venedik’te. Derken İsviçre’de Vengen’de, Almanya’da, sonra tekrar Moskova’da... Forum toplantıları çok başarılı buluşmalara imza attı. Kompleks Sistem konusunu irdeleyen toplantımızda sunulan bildiriler, içinde benim bildirimin de yer aldığı bir kitap olarak yayımlandı. İsviçre toplantıları sırasında Friedrich Dürrenmatt’la tanıştım. Ertesi gün Peter Ustinov bizi teleferikle Jungfrau’nun zirvesine çıkardı. Orada çok güzel buzdan heykeller gördüm. Bu buluşmalar, Cengiz büyükelçi olana kadar sürüp gitti. Bir gün Cengiz Ağa’nın Lüksemburg’a Sovyetler Birliği Büyükelçisi olarak atandığını duydum. Bir süre sonra da beni davet etti. *** İdeoloji ve sanat alanında bir enternasyonalist olan Cengiz Aytmatov için ‘’dil ve kültür milliyetçisi’’ nitelemesini kullandığım zaman itirazlarla karşılaştığım olmuştur. Milliyetçilikle Cengiz Aytmatov’u yan yana getiremezler. Aytmatov elbette nasyonalist yani milliyetçi, ulusalcı vs değildi. ‘’Vatanım ruy-i zemin/ Milletim nev-i beşer’’ diyenlerdi Fikret gibi. Zaten başka türlü büyük sanatçı olunamaz. Ama onun ana diline ve ata toprağına duyduğu büyük sevda, enternasyonalizmle çelişmeyen, tam tersine o büyük denize akan bir nehir gibi insanlığa zenginlik katan bir tutkuydu. İyi ki bu dünyadan bir Cengiz Aytmatov geçti.
18.06.2021 04:30
En güzel aşk romanının yazarı
A+
Yazı Boyutunu Büyüt
A-
Yazı Boyutunu Küçült
Anadolu Aleviliğinin inanç temeli
25 Nisan 2025
Anadolu Aleviliği nasıl doğdu?
18 Nisan 2025
Anadolu Aleviliğinin doğuşu
11 Nisan 2025
Politika ve siyaset
Tüm Yazıları
28 Mart 2025