Karadeniz tatil beldesi Soçi'de sahil kenarındaki bir gece kulübünde bir yaz akşamı düzenlenen dövüş imparatorluk Roma'sındaki gladyatör dövüşlerinin modern versiyonunu andırıyordu. Rus dövüşçüler karma dövüş sanatları yarışmasında bir dünya takımını yendi. Kadınlar Rus bayraklarını salladı ve ev sahibi takım zaferler kazandıkça kalabalık heyecanla tezahüratlarını sürdürdü. En önemli olay 44 yaşındaki bir Amerikalı dövüşçünün nakavt edilmesiydi.
Ağustos 2013'tü ve ön sırada beyaz bir gömlekle oturan, güvenlik görevlileri ve siyasi yandaşları tarafından etrafı sarılmış bir Vladimir Putin vardı. Altı ay sonra Rusya Devlet Başkanı, Kırım'ı Ukrayna'dan alarak ülkesini savaşa ve nihayetinde gelecek hafta üçüncü yılına girecek olan geniş çaplı bir işgale sürükledi. Soçi'deki sahne Putin'in dünya görüşünü özetliyordu: Ülkesinin küresel düzendeki yerine saygısızlık olarak gördüğü şey karşısında Rus gücünün gösterisi. Otoriter lider gelecek ay yapılacak seçimlerde iktidarını pekiştirmeye hazırlanırken, Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'ın ABD'de yeniden göreve gelmesi halinde Rusya'nın savunma harcamaları taahhütlerini yerine getirmeyen NATO ülkelerini vurmasına izin verebileceğini söylemesinin ardından Putin'le nasıl başa çıkılacağı sorusu daha da acil hale geldi.
Sınırları ne kadar zorlayabilir?
Putin, Ukrayna'da ABD ve Avrupa'ya karşı kendi belirleyici darbesini vurarak küresel düzeni Rusya'nın lehine yeniden şekillendirmeye çalışıyor. Putin'in askeri güç ve kinle desteklediği kumarı, dünyayı kendi iradesine boyun eğdirebileceği yönünde. Kendi toprak hırsları olan Çin, Rusya'nın sınırları ne kadar zorlayabileceğini dikkatle izliyor. Beyaz Saray'ın Rusya konusundaki eski üst düzey danışmanlarından Fiona Hill, "Tahtında oturmuş, tüm gelişmeleri izliyor ve ilerlemek için her türlü uluslararası durumu nasıl manipüle edebileceğini ve bunlardan nasıl faydalanabileceğini anlamaya çalışıyor. Putin muazzam bir şekilde kaybediyor gibi görünebilir ama aslında kazanıyor ve kazandığını düşünecek de" ifadelerini kullandı.
"Savaşı kaybetmesi mümkün değil"
Trump'ın cesaretlendirmesiyle ABD'de Cumhuriyetçilerin Ukrayna'nın silahlandırılmasına yönelik muhalefeti giderek artıyor. Milyarder Elon Musk da pazartesi günü Amerikalıları Ukrayna'ya fon sağlanmasına karşı çıkmaları için Kongre'de lobi yapmaya çağırdı ve Putin'in savaşı kaybetmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Putin'in buraya nasıl geldiğinin hikâyesi, daha önce yayınlanmamış görüntülere ve eski devlet başkanları, diplomatlar ve üst düzey Kremlin yetkilileriyle on yılı aşkın bir süre boyunca yapılan görüşmelere dayanan üç bölümden oluşuyor. Putin, 1990'larda Boris Yeltsin yönetiminde yaşanan kargaşanın ardından ülkesine liderlik etmek için gölgelerden çıkan KGB ajanı; komünizmden doğan oligarşiyi dağıtan ve onun tüm gücüne sahip olan başkan ve şimdi de Ukrayna işgalinin, çok saygı duyduğu Sovyetler Birliği'nin çöküşüne yardımcı olan Afganistan benzeri bir başarısızlığa dönüşmemesini sağlamaya çalışan savaş dönemi lideri.
Ciddi bir rakibi yok
71 yaşındaki Putin, ABD'li ve Avrupalı müttefiklerinden silah tedariki azaldığı için ilerleme kaydetmekte zorlanan Ukrayna güçlerine karşı büyük ölçüde çıkmaza giren savaşta yüz binlerce Rus ölmüş ya da yaralanmış olsa da beşinci dönemine doğru ilerliyor. O dönemde kendisiyle birlikte çalışanlara göre, 20 yıl önce sona eren ilk döneminin ötesine geçebileceğinden bile emin olmadığı başkanlık görevini altı yıl daha sürdürmesini sağlayacak 17 Mart seçimlerinde ciddi bir rakiple karşı karşıya değil. Kremlin onun zaferini işgalin halk tarafından onaylanması olarak sunmaya kararlı.
Bu arada Putin, Rus toplumunu daha önce görülmemiş bir hızla kendi imajına göre yeniden şekillendiriyor. Rusya'nın imparatorluk ve Sovyet geçmişine yönelik nostalji ile on yıllardır uygulanan en sert baskıları bir araya getirerek vatanseverlik coşkusunu körüklüyor. Kendisini liberal Batı'ya karşı Rus egemenliğinin ve geleneksel Ortodoks Hıristiyan değerlerinin savunucusu olarak gösteriyor. Ukrayna'yı işgali İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'nın en büyük çatışmasını tetiklemiş olsa da, son iki yılda Rusya ile Batı arasında yaşanan kırılmanın boyutlarını kavramak pek çok kişi için hala zor görünüyor.
Ortaklık kurmak isteyen lider geride kaldı
Putin'in yeniden seçilmesinden aylar sonra, 2018'de Rusya, FIFA Dünya Kupası için yüz binlerce yabancı ziyaretçiyi ağırladı. Emmanuel Macron, Fransa'nın kupayı kaldırışını izlemek üzere Moskova'daki finalde Putin ile birlikte oturdu. Fransa Cumhurbaşkanı da Putin'le olan kişisel ilişkisinden faydalanmaya çalışanlar arasındaydı. Endişelerinin başında Avrupa'nın sırtını dönmesi halinde Rusya'nın Çin'e yanaşması geliyordu. Macron onu 2019'da yazlık konutuna davet etti ve Putin de eşi Brigitte'e çiçeklerle geldi. Dönüm noktası ise bir yıl sonra Putin'in Macron'a Rusya'da bir suikast girişiminden kurtulan muhalif lider Alexey Navalny'nin kendisini zehirlemiş olabileceğini söylemesi oldu.
"Sorun onların kibriydi"
Şimdi, hasta Yeltsin'in yerine geçen, ABD ve Avrupa ile ortaklık kurmaya hevesli, enerjik, judo seven lider çok uzakta. O balayı döneminde Putin, Rusya'nın şimdi ülkesi için varoluşsal bir tehdit olarak ilan ettiği NATO ittifakına katılabileceğini bile önermişti. Bu Putin, 11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra ABD Başkanı George W. Bush'u arayarak destek teklif eden ilk yabancı liderdi.
Putin, Ekim ayında Soçi'de bir Rus düşünce kuruluşu olan Valdai Tartışma Kulübü'nün yıllık toplantısında yaptığı konuşmada NATO'ya katılma önerisini hatırlatarak Batı'yı suçladı. Sovyetlerin çöküşü Soğuk Savaş'ı sona erdirdikten sonra "Kalabalığın bir parçası olduğumuzu düşündük. Sanırım sorun onların jeopolitik çıkarları ve diğerlerine karşı kibriydi" diye konuştu.
Savaştaki başarısızlıkları
Ukrayna'daki savaş Rusya için pek çok açıdan başarısızlıkla sonuçlandı. Günler içinde kesin bir zafer getirmesi beklenen işgalin yakın zamanda sona ereceğine dair bir işaret yok. Rus ordusunun dünyanın en güçlü ikinci ordusu olduğu imajını yerle bir etti. Putin'in NATO'nun Rusya'ya doğru genişlemesini engellemek amacıyla gerçekleştirdiği işgalin ardından, Finlandiya'nın geçen yıl ittifaka katılmasından bu yana ülkesinin ittifakla olan sınırı iki kattan fazla arttı.
Kapsamlı uluslararası yaptırımlar şimdiye kadar Rusya'nın ekonomisini çökertmekte başarısız oldu. Ancak Kremlin sermaye kontrolleriyle rubleyi destekliyor, askeri harcamalara ve işletmelere yönelik destek önlemlerine yardımcı olmak için ulusal varlık fonunu boşaltıyor ve yurtdışında dondurulmuş 300 milyar dolarlık yabancı rezervlere erişimini kaybetti. Kırım, Ukrayna güçleri tarafından defalarca insansız hava aracı ve füze saldırılarına maruz kaldı, Rusya'nın Karadeniz filosu gemilerine yapılan saldırıların ardından ana üssünden taşındı ve Putin yaklaşık 18 ay önce sonsuza dek ilhak ettiğini iddia ettiği doğu ve güney Ukrayna'nın dört bölgesini hala tam olarak kontrol etmiyor.
Ancak CIA Direktörü Burns 30 Ocak'ta Foreign Affairs dergisinde yayınlanan makalesinde Putin'in "Ukrayna'yı ve Ukrayna'nın tercihlerini kontrol etme saplantısı" olduğunu yazdı. Burns, "Bu kontrol olmadan Rusya'nın büyük bir güç olmasının ya da kendisinin büyük bir Rus lider olmasının imkansız olduğuna inanıyor" ifadelerini kullandı. Bu arada ABD'de Başkan Joe Biden, Washington tarafından Ukrayna'ya sağlanan askeri desteği eleştiren selefi Trump ile bir hesaplaşmaya hazırlanıyor.
"Trump'ın ilk dönemi hayal kırıklığı"
Siyasi danışmanlık şirketi R.Politik'in kurucusu ve Carnegie Rusya Avrasya Merkezi'nde kıdemli araştırmacı olan Tatiana Stanovaya'ya göre Putin, Trump'ın başkanlığa dönmesini beklemiyor çünkü Trump'ın ilk dönemi Rusya için hiçbir ilerleme sağlamayan büyük bir hayal kırıklığı oldu. Kremlin'den bir yetkili Trump'la görüşmelerinin ardından Rusya'nın onu anlamadığını söyledi.
Putin uzun ömrünü, liderliği ve politika yönleri düzenli olarak değişen ABD ve Avrupa'yı yıpratmak için bir silah olarak kullanıyor. Putin bir keresinde 2030'a kadar hüküm sürmeyi planlayıp planlamadığını soran bir muhabirle alay ederek 100 yaşına kadar Kremlin tahtında kalmak gibi bir arzusu olmadığını söylemişti. Aslında 77 yaşında girecek olan lider, Trump'ın şu anda olduğu yaşta ve Biden'dan daha genç.