Eskilerin söylediği gibi: İnsanın kabine giden yol midesinden geçer. Bu eski söz, diplomatların ve siyasi liderlerin saygın konuklarını ağırlarken ve onlarla yemek yerken çok iyi bildikleri bir kavram. Sınır tanımayan lüks bir ziyafet, gergin ikili ilişkileri yumuşatmak ya da siyasi bir darbeyi yumuşatmak için bir yol kat edebilir. Ancak diplomatik yemek sanatı, özellikle de uluslararası damak zevkine hitap ediyorsa biraz zorlayıcı olabilir. Politico, yemek diplomasisinin fiyaskoya dönüştüğü 6 üst düzey buluşmayı derledi.
1- NATO zirvesinde Rus salatası
Rusya'nın Ukrayna'yı geniş çaplı işgalinin hemen ardından Madrid'de düzenlenen 2022 NATO zirvesinde menüde yer alan bir yemek ortalığı karıştırdı. İspanyollar öğle yemeğinde Ensaladilla russa ya da “Rus salatası” servis ettiler. Haşlanmış patates, haşlanmış yumurta, bezelye, havuç ve mayonezden oluşan bu yemek, İspanya'nın yanı sıra Doğu Avrupa'da da farklı varyonları bulunan temel bir yemektir. Zirvenin ana gündem maddesi olan Rusya'nın saldırganlığı karşısında savunma ittifakının Ukrayna'ya desteğinin yinelenmesi söz konusuyken bu ikram tepki çekti. Her şeye rağmen, yemeğin birkaç saat içinde tükendiği ve ertesi gün menüde “geleneksel salata” olarak isimlendirildiği bildirildi. O günden sonra İspanya'daki pek çok restoran Ukrayna ile dayanışma jesti olarak yemeğin adını değiştirdi.
2- İngiliz yemekleri Jacques Chirac'a göre değil
Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, İngiliz gastronomisine karşı duyduğu hoşnutsuzluğu açıkça ifade etti. "Bu kadar kötü yemek yapan insanlara güvenemezsiniz. Finlandiya'dan sonra en kötü yemekleri yapan ülkedir” diyen Chirac, İngilizlerin Avrupa tarımına kazandırdığı tek şeyin deli dana hastalığı olduğunu da sözlerine ekledi. Ancak 2019'daki bir Fransız-İngiliz zirvesi sırasında Chirac'ın tutumunu yumuşattığı görülüyor. Tony Blair'in İngiliz lezzetlerini övdüğü bir akşam yemeği sırasında Chirac "İngiliz mutfağı: İlk başta berbat olduğunu düşünürsünüz ama sonra öyle olmadığı için pişman olursunuz" dedi.
3- Berlusconi pizzası
Finlandiyalılar yemekleriyle kötü bir şöhrete sahip olsalar da, bu konuda bir mizah anlayışları olduğu açık. Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin Fin mutfağını aşağılayarak Finlilerin “sadece tütsülenmiş ren geyiği yediğini” söylemesinin ardından Fin pizza zinciri Kotipizza, kırmızı soğan, mantar ve tütsülenmiş ren geyiği eti içeren bir “Berlusconi pizzası” yarattı. Berlusconi pizzası New York'ta düzenlenen uluslararası bir pizza yarışmasında İtalyanların pizzasını geride bıraktı.
Bu tatlı intikam, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin merkezinin nerede olacağına dair uzun süredir devam eden ve Finlandiya ile İtalya arasında çıkmaza girerek nihayet İtalya'nın Parma kentinde kalıcı bir yuva kazanmasıyla sonuçlanan mücadelenin ardından geldi.
Berlusconi pizzası (o zaman sonra poro (Fince'de “ren geyiği” anlamına geliyor) olarak yeniden adlandırıldı) bugün zincirin popüler bir dayanak noktası haline geldi.
4- George Bush ve çiğ balık
Hiç mümkün olan en kötü zamanda mideniz bulandı mı? Eski Amerikan Başkanı George H.W. Bush hissetmişti. 1992 yılında Bush, başbakanlık konutunda 135 diplomatın hazır bulunduğu devlet yemeğinde Japonya eski Başbakanı Kiichi Miyazawa'nın üzerine bayılmış ve kusmuştu.
Bush orada bulunan doktoruna “Yemek bitene kadar beni masanın altına yatırın” dedi. Japonlar “Bush'un yaptığını yapmak” ya da kusmak anlamına gelen “bushusuru” adlı yeni bir argo sözcük türetmekte gecikmedi.
5- François Hollande ve şarabı
Bilinçli bir şarap tutkunu olan eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, 2016 yılında İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Paris'te planlanan bir öğle yemeğini, Ruhani'nin masada şarap olmamasını talep etmesi üzerine iptal etmişti. İranlı yetkililer, alkolün yasak olduğu İran'daki dini gelenekler uyarınca helal et ve şarapsız bir yemek konusunda ısrarcı oldular. Ancak şarap Fransız kültürünün temel taşlarından biriydi ve Fransız yetkililer bu konuda geri adım atmayı reddettiler. Elysee bunun yerine alkolsüz bir kahvaltı önermiş, İran ise bunu “çok ucuz” olduğu gerekçesiyle reddetmişti.
6- Brezilya Devlet Başkanı Lula memnuniyetsiz ayrıldı
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva, geçen yıl dünyanın iki küresel mutfak başkentine (Paris ve Roma) yaptığı ziyaretlerde kendisine sunulan porsiyonların kalitesini ve büyüklüğünü eleştirdi. Brezilya'da yayın yapan O Globo'ya göre Lula, resmi devlet yemeklerinden hoşlanmadığını çünkü “her şeyin küçük ve kısıtlı” olduğunu söyledi. Lula "Seçebileceğiniz ve istediğinizi alabileceğiniz büyük bir tepsi yok. Yedikleriniz o kadar az ki. Dürüst olmak gerekirse buna alışamıyorum. Benim miktara ihtiyacım var. Bu benim açımdan oburluk olabilir ama miktarı seviyorum" dedi.
