Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), küresel çelik talebine ilişkin büyüme tahminlerini küresel imalattaki zayıflığa bağlı olarak değiştirdi. Birlikten yapılan açıklamada, 2024 küresel çelik talebinde daha önce yıllık bazda yüzde 1,7 artış olarak açıklanan büyüme beklentisinin yüzde 0,9 düşüş olarak güncellediği ve talebin 1 milyar 751 milyon tona inmesinin öngörüldüğü belirtildi.
Açıklamada, üç yıllık düşüşün ardından birliğin 2025 için küresel çelik talebi beklentisinin ise yüzde 1,2 artışla 1 milyar 772 milyon ton olduğu aktarıldı.
Çin'de talebin bu yıl yüzde 3, 2025'te de yüzde 1 azalmasının beklendiği kaydedilen açıklamada, gelişmiş ekonomilerin çelik taleplerinin de bu yıl yüzde 2 düşmesinin, 2025’te ise yüzde 1,9 artmasının öngörüldüğü kaydedildi.
Birlik, Nisan 2024'te, Çin'in talebinde bu yıl bir değişiklik olmayacağını, 2025'te ise yüzde 1'lik bir düşüş yaşanacağını öngörmüştü.
Türkiye için de beklentisini düşürdü
Açıklamada, Türkiye'de çelik talebin 2024'te yüzde 5,5 gerileyerek 36 milyon tona ve 2025’te ise yüzde 1,4 düşerek 35,5 milyon gerilemesinin beklendiği belirtildi.
Dünya Çelik Birliği Ekonomi Komitesi Başkanı Martin Theuringer, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "2024 yılı, küresel imalat sektörünün azalan hane halkı satın alma gücü, agresif parasal sıkılaştırma ve artan jeopolitik belirsizlikler gibi kalıcı rüzgarlarla boğuşmaya devam etmesi nedeniyle küresel çelik talebi için zor bir yıl oldu. Sıkı finansman koşulları ve yüksek maliyetler nedeniyle konut inşaatında süregelen zayıflık, çeliğe talebin daha da durgunlaşmasına katkıda bulundu.” ifadelerini kullandı.
Theuringer, parasal sıkılaştırmanın devam eden etkileri, yüksek maliyetler, sınırlı satın alınabilirlik ve jeopolitik belirsizlikler gibi faktörlerin oluşturduğu zorluklara rağmen, küresel çelik talebinin 2025 yılında geniş tabanlı ılımlı bir büyüme aşamasına gireceği konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduklarını da belirtti.
Martin Theuringer, “2025-2026 yılları için küresel çelik talebi görünümünün temel belirleyicileri, Çin'in emlak sektörünün istikrara kavuşturulmasında kaydedilen ilerleme, faiz oranı ayarlamalarının özel tüketim ve iş yatırımlarını teşvik etmedeki etkinliği ve büyük küresel ekonomilerde karbonsuzlaştırma ve dijital dönüşüme yönelik altyapı harcamalarının gidişatı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.