Lara Jakes / The New York Times
Birçok yetkili ve uzmanlar, reformist aday Dr. Mesud Pezeşkiyan'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle İran'ın dış politikasında bir yumuşama ve hatta yeni bir diplomatik açılım fırsatı görülebileceğini söylüyor. Kardiyolog, milletvekili ve eski sağlık bakanı olan Pezeşkiyan'ın dış politika konusunda doğrudan deneyimi çok az. Ancak İran'ın en seçkin ve küreselleşmeci diplomatlarını dış gündemini yürütmeleri için yetkilendirme sözü vererek Batı ile daha sıcak bir ilişki kurma umutlarını arttırdı.
Daha az çatışmacı
ABD eski Başkanı Barack Obama'nın özel asistanı olarak görev yapan ve uzun süredir Ortadoğu müzakerecisi olan Dennis B. Ross, Pezeşkiyan'ın daha pragmatik bir ve dışarıya ve içeriye karşı daha az çatışmacı bir duruşu temsil ettiğini söyledi. Yine de Ross, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney'in Pezeşkiyan'ın uluslararası gündemini sınırlamak için çok şey yapacağını belirtti.
İran Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin çoğu büyük ölçüde iç meselelerle sınırlı. Ülkenin en yüksek siyasi ve dini yetkilisi olarak Hamaney, özellikle dış ilişkiler ve İran'ın nükleer programı olmak üzere tüm önemli politika kararlarını alıyor. İran sistemindeki diğer önde gelen güç olan Devrim Muhafızları, İran'ın tüm askeri meselelerini denetliyor. Devrim Muhafızları ve Dini Lider birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar ve Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'deki vekil grupları serbest bırakırken ya da İsrail'i tehdit ederken askeri gücün ne zaman ve nasıl kullanılacağına karar veriyorlar.
Diplomatlar ve analistler, İran'ın dış politikasının son yıllarda giderek sertleştiğini ve bu eğilimin Pezeşkiyan döneminde de devam edebileceğini söylüyor. İran'ın Ukrayna'ya saldırmak için Rusya'yı insansız hava araçları ve füzelerle silahlandırması gibi diğer otoriter devletlerle ittifakları sağlamlaştırmak ve iç karışıklıklarına ve çökmüş ekonomisine rağmen kendisini hem Orta Doğu'da hem de Batı'da hesaba katılması gereken bir güç olarak göstermek de buna dahil.
Dış İlişkiler Konseyi'nde İran uzmanı olan Ray Takeyh, seçim yaklaşırken kaleme aldığı bir analizde "İran'ın direniş ekseni o kadar başarılı oldu ki, Tahran'ın gücünü bir ölçüde cezasızlıkla yansıtmasına izin veren bir politikayı neden birilerinin bozmaya çalıştığını anlamak zor" dedi.
Dünya ile etkileşim
Analistlere göre Cumhurbaşkanı'nın uluslararası alanda en büyük etkiye sahip olabileceği yer, büyük ölçüde seçtiği diplomatlar aracılığıyla İran'ın politikalarının dünyada nasıl görüldüğünü şekillendirmek. Bu açıdan Pezeşkiyan ile en büyük rakibi olan Batı karşıtı, aşırı muhafazakâr Said Celili arasındaki farklılıklar çok keskin. Mahmud Ahmedinejad'ın sertlik yanlısı cumhurbaşkanlığı döneminde Celili, dünya güçleriyle İran'ın nükleer programının sınırlandırılması karşılığında ağır ekonomik yaptırımlardan kurtulmasını öngören bir anlaşmaya açıkça karşı çıkmıştı. Stimson Center uzmanları haziran ayında yaptıkları bir analizde, Celili'nin bunun yerine uranyumu silah düzeyinde zenginleştirmeye çalıştığını yazdı.
Uluslararası Kriz Grubu İran Direktörü Ali Vaez, "Onun yaklaşımı İran'ın yalnızlaşmasına yol açtı. Batı ile anlaşmanın değerine inanmıyor" dedi. Vaez, Pezeşkiyan döneminde diplomatik bir atılım ihtimalinin artacağını düşünmediğini belirtti.
Batı ile ilişkileri yumuşatmak
Pezeşkiyan uluslararası angajman politikası belirlemekte kararlı olduğunu ve yaptırımların sona erdirilmesi amacıyla Batı ile ilişkilerin yumuşatılmasını desteklediğini söyledi. İsrail hariç dünyadaki diğer pek çok hükümetle iletişimi geliştirmek istediğini söyleyen Pezeşkiyan, Rusya ve Çin ile ittifaklara çok fazla önem verilmemesi konusunda da uyarıda bulundu. Vaez, "Çünkü o zaman İran'ı istismar edebilirler ve onu küresel olarak daha da izole edebilirler" dedi.
Vaez, Pezeşkiyan'ın herhangi bir özel dış politika önerisi sunmadığını ve uluslararası deneyim eksikliği konusunda oldukça açık sözlü olduğunu söyledi. Ancak kampanyasının baş dış politika danışmanı, 2015'te dünya güçleriyle nükleer anlaşmaya aracılık eden eski dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif'ti. Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşamış, İngilizce konuşan zeki bir diplomat olan Zarif'le ülkesindeki sertlik yanlıları taklitçi bir Amerikalı diye alay etti.
Trump faktörü
İran'ın Batı ile diplomasiye olan ilgisinin kilit testi, ABD eski Başkanı Donald Trump'ın adaylığı ile karmaşıklaşan bir konu olan 2015 nükleer anlaşmasını canlandırma çabalarına yanıt verip vermeyeceği olacak. İran'ın nükleer bomba yapmasını engellemeyi amaçlayan anlaşmanın süresi teknik olarak gelecek yıl doluyor. Ancak Trump'ın 2018'de ABD'yi anlaşmadan çekmesi ve Amerikan yaptırımlarını yeniden uygulamaya koymasından bu yana anlaşma neredeyse feshedilmiş durumda. Bu durum İran'ın uranyum zenginleştirmesini hızlandırmasına yol açtı ve uzmanlar İran'ın artık günler ya da haftalar içinde üç ya da daha fazla bomba için yakıt üretebileceğini söylüyor.
İran uzun zamandır nükleer programının barışçıl olduğu ve Hamaney tarafından 2003 yılında yayınlanan bir fetva nedeniyle nükleer silah üretmesinin ya da kullanmasının yasak olduğu konusunda ısrar ediyor. ABD'li yetkililer İran'ın neredeyse bomba kalitesindeki uranyumunu silah haline getirmeye yönelik bir çaba olduğuna dair bir kanıt olmadığını söylerken İsrailliler bu tür çabaların üniversite araştırması kisvesi altında gerçekten de devam ettiğini savunuyor.
2013'te geçici bir anlaşmaya varıldığında Avrupa Birliği'nin dış politika şefi olarak nükleer müzakereleri yürüten İngiliz diplomat Catherine Ashton, müzakere masasında Celili ve Zarif ile yakın bir şekilde çalıştı. Celili'nin en çok müzakereleri sürdürmekle ilgilendiğini söyledi. Zarif'in ise ABD ve Avrupa'yı çok daha iyi anladığını ve İran'ın bölgedeki geleceğini güvence altına alma konusunda kararlı olduğunu belirtti.
Ross, İran'ın yeni cumhurbaşkanının hükümet kararlarını alırken pragmatizm ya da dini liderin belirlediği ideolojik normlara bağlılık arasındaki dengeyi ayarlama konusunda bir miktar hareket alanına sahip olacağını söyledi. Ancak Pezeşkiyan dış politikada, özellikle de Hamaney'in net sınırlar koyduğu ABD ile ilişkilerinde bu sadece bir yere kadar gidecektir. Ross'a göre 2015'teki nükleer anlaşma söz konusu olduğunda bile dini lider anlaşmayla arasına mesafe koydu ve Trump anlaşmadan çekildiğinde buna karşı bir tavır edindi.
©️ 2024 The New York Times Company