17 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.11.2024 11:45 | Son Güncelleme: 17.11.2024 13:15

NYT Lübnan'ı bölen korkuyu yazdı: Bombalar kaçan insanları takip ediyor

Lübnan'da farklı mezhepler arasındaki gerginlikler uzun zamandır gündeme gelmiyordu. Ancak yüz binlerce kişi İsrail'in güneydeki hava saldırılarından kaçarken bu gerginlikler daha da artıyor. New York Times Lübnan'da korkuyla gün yüzüne çıkan bölünmeleri yazdı
Fotoğraf: David Guttenfelder/The New York Times
Fotoğraf: David Guttenfelder/The New York Times

Alissa J. Rubin / The New York Times

Savaşın başlarında Lübnan'ın kuzeyindeki Aitou'nun Hıristiyan köylüleri, İsrail'in Hizbullah'la savaştığı güneyde her gün yaşanan insansız hava araçlarının vızıltısını ya da patlayan bombaların sesini nadiren duyuyordu. Ardından güneyden gelen tütün çiftçisi bir aile sığınma talebiyle Aitou'ya geldi. Takip eden günlerde aileye başka akrabaları da katıldı. İki komşuya ve aileye su dağıtan bir adama göre, 14 Ekim'de Hizbullah için yardım parası dağıttığına inanılan bir adam ailenin kaldığı eve geldi ve para dolu çantaları içeri götürdü. 

Yüz binlerce insan evlerini terk etti

Dakikalar sonra bir İsrail hava saldırısı evi dümdüz etti ve parayı getiren adamla birlikte tüm aileyi öldürdü. Hem ABD doları hem de Lübnan poundu olan banknotlardan bazıları patlamadan hemen sonra olay yerinde havaya uçarken görüldü. Yıkılan binanın hemen altında sadece bir Maruni azizi olan Aziz Charbel'in heykeli ayakta kaldı. İsrail-Hizbullah çatışması eylül ayında şiddetini arttırdı ve çoğunluğu güney Lübnan'daki Müslümanlardan oluşan yüz binlerce insanın evlerini terk etmesine neden oldu. Birçoğu diğer inanç ve mezheplerin hakim olduğu bölgelere sığındı ve İsrail'in bombardımanları ülke genelinde dağılan göçmenleri takip ediyor gibiydi. Hizbullah'ın hakim olduğu Güney Lübnan'ın dışındaki Aitou'da olduğu gibi saldırılar artmaya başladı. 

Bu saldırılar daha önce güvenli olan yerlerdeki yaşamı kesintiye uğrattı ve Lübnan toplumunun yüzeyinin hemen altında uzun süredir için için yanan mezhepsel gerilimleri alevlendirdi. Yerlerinden edilenler nereye dönerse İsrail bombalarının da onu takip edeceği korkusunu yaydılar. İsrail ordusu, Aitou'ya yapılan saldırıyla ilgili olarak sadece ekim ayı ortasında Kuzey Lübnan'a yapılan saldırıda bir Hizbullah mensubunun hedef alındığını ve Lübnanlı sivillerin öldürülüp öldürülmediğinin kontrol edildiğini söyledi. Lübnanlı askeri yetkililer ise parayı getiren kişinin kimliğini bilmediklerini belirtti.

Ancak bombalanan evin Hıristiyan sahipleriyle dertleşmeye gelen komşular, İsrail'in yok edilmesini isteyen Lübnan'daki en güçlü askeri ve siyasi grup olan Hizbullah'a öfke kustu. Ev sahibinin Hıristiyan bir arkadaşı olan Elias, Hizbullah'ı mümkünse İsrail'i yenmeye çağırdı. 54 yaşındaki Elias, "Bombardımanınızla onlara büyük bir davetiye verdiniz” diyerek Hizbullah'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e düzenlediği saldırının ardından Gazze Şeridi'ndeki Hamas'la dayanışma içinde geçen yıl İsrail'e düzenlediği saldırılara atıfta bulundu.

Beş milyondan biraz fazla nüfusa sahip küçük bir ülke olan Lübnan, uzun zamandır mezhepsel çizgilerle bölünmüş durumda. Maruni ve Ortodoks Hıristiyanlar, Dürziler ve İslam'ın farklı yorumlarını benimseyen Sünni ve Şii Müslümanlar, ülkede egemen olan topluluklardan sadece birkaçı. Mezhepsel bölünmeler ülkenin 1975-90 yılları arasındaki iç savaşını körüklemiş ve bu savaş iktidarın dini ve mezhepsel çizgiler boyunca yeniden bölünmesiyle sona erdi. Sonuç, siyasi felç ve çalışan bir elektrik şebekesinden bile yoksun işlevsiz bir devlet oldu.

İç savaşın dehşeti hala hissediliyor

İç savaştan sorumlu birçok savaş lideri 30 yıl sonra hala önde gelen siyasi aktörler. İç savaşın dehşeti hala Lübnan toplumunun peşini bırakmıyor; öyle ki savunma bakanı ekim ayı sonunda bir basın toplantısı düzenleyerek  iç çekişmeye karşı özellikle uyarıda bulundu ve dini ya da mezhepsel ayrılıkları körükleyen her şeyi ciddi bir tehlike olarak gördüğünü açıkça ifade etti. 

Yerlerinden edilenler diğer topluluklara ilk ulaşmaya başladıklarında, battaniye ve yiyecek toplayan ve olağanüstü bir dayanışma gösterisiyle barınak bulmalarına yardımcı olan vatandaşlardan yaygın bir sempati buldular. Ancak daha sonra İsrail hava saldırıları başladı ve sıcaklık yerini kaçan kalabalıklar arasında Hizbullah üyelerinin olabileceği endişesine bıraktı. 

Lübnan'daki on binlerce Şii aile İran destekli Hizbullah'tan maddi destek alıyor ve grup evlerinden zorla çıkarılanların bir kısmına mütevazı miktarlarda para dağıtıyor. Aylar geçtikçe yerinden edilenlerin sayısı artarak 1 milyonu aştı. Lübnanlı siyasi danışman Rabih Haber, “Okullarda, boş binalarda, köylerde bulunuyorlar. Nereye giderlerse gitsinler insanlar korkuyor Çünkü küçük bir kısmı silahlı olacak, küçük bir kısmı hedef olacak" dedi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Aitou'ya düzenlediği hava saldırısının o kadar güçlü olduğunu ve yerinden edilen Şii ailenin tamamını, 21 kişiyi öldürdüğünü söyledi. Yerel hastaneye ve onlara ev kiralayan Hıristiyan ev sahiplerine göre ölenlerin bazıları çocuktu. Patlama evi enkaza çevirdi ve toplumda, yerinden edilmiş başka Şii ailelerin de oraya sığınması halinde aynı şeyin olabileceği korkusunu yarattı. Ev sahibinin kardeşi 54 yaşındaki Sarkis Alwan, “Aitou'da böyle bir şey hiç olmamıştı. Buraya kadar ulaşacağını hiç düşünmemiştik" dedi. Başkent Beyrut'un doğusundaki dağlarda Hıristiyan ve Dürzilerin yaşadığı diğer kasabalarda da ekim ayı sonlarında Hizbullah ya da bir başka Lübnanlı Şii grup olan Emel ile bağlantılı olanları “sizin ve bizim güvenliğimiz için” bölgeyi terk etmeleri konusunda uyaran bildiriler bulunmaya başladı.

"Bu bizim savaşımız değil"

Beyrut'ta Hıristiyan bir Ermeni muhtar ya da cemaat lideri, kendisinin de diğer bazı muhtarlar gibi, mahalleye yeni gelen ve kirada oturan yerinden edilmiş kişilerin Hizbullah'la bağlantılı olabileceğinden şüphelenen mahalle sakinlerinin ihbarda bulunmaları için bir telefon hattı kurduğunu söyledi. Beyrut'ta Hristiyanların çoğunlukta olduğu Achrafieh mahallesi artık Hristiyan bir parti olan Lübnan Güçleri'nin beyaz bayraklarıyla işaretlenmiş durumda. Bayraklar adeta bir çit işlevi görerek, kalacak bir yer arayan yerinden edilmiş Şiilere burada istenmediklerini işaret ediyor. Diş teknisyeni olan 60 yaşındaki Marun, adı Tanrı'nın Partisi anlamına gelen Hizbullah'ı kastederek “Burada parti geçmişi olan kimseyi istemiyoruz. Elbette yerinden edilen insanlarla dayanışma içindeyiz. Ama ailelerimizi tehlikeye atmak istemiyoruz. Bu savaşı istemiyoruz. Bu bizim savaşımız değil" ifadelerini kullandı.

 © 2024 The New York Times Company