Helene Cooper, Eric Schmitt / New York Times
İsrail'in Lübnan'daki saldırısı kara harekâtını ve hava saldırılarını da kapsayacak şekilde genişlerken, üst düzey Pentagon yetkilileri bölgedeki ABD askeri varlığının umdukları gibi genişleyen bir savaşı kontrol altına mı aldığını yoksa alevlendirdiğini mi tartışıyor. Hamas'ın İsrail'e saldırarak Yemen, İran ve Lübnan'ı da içine alan bir çatışmayı başlatmasından bu yana geçen 12 ay içinde Pentagon bölgeye uçak gemileri, güdümlü füze destroyerleri, amfibi saldırı gemileri ve savaş filoları da dahil olmak üzere çok sayıda silah gönderdi.
Denkleme binlerce asker eklendi
Pentagon bu hafta denkleme “birkaç bin” asker daha ekleyeceğini ve bölgedeki hava gücünü esasen iki katına çıkaracağını duyurdu. Başkan Joe Biden, ABD donanımının ve ekstra askerlerin İsrail'i savunmaya yardımcı olmak ve bölgedeki üslerde bulunan diğer ABD askerlerini korumak için orada olduğunu söylüyor. Pentagon sözcü yardımcısı Sabrina Singh perşembe günü verdiği bir mülakatta Savunma Bakanlığı yönetiminin bölgedeki ABD vatandaşlarının ve güçlerinin korunmasına, İsrail'in savunulmasına ve caydırıcılık ve diplomasi yoluyla durumun gerginliğinin azaltılmasına odaklandığını söyledi. Daha geniş Amerikan varlığının amacının saldırganlığı caydırmak ve daha geniş bir bölgesel savaş riskini azaltmak olduğunu söyledi.
Bazı yetkililer endişeli
Ancak bazı Pentagon yetkilileri, İsrail'in İran'ın en güçlü vekili olan Lübnanlı milis Hizbullah'a karşı, ABD savaş gemilerinden oluşan bir donanmanın ve düzinelerce saldırı uçağının İran'ın herhangi bir tepkisini engellemek için hazır beklediğini bilerek giderek daha saldırgan bir kampanya yürütmesinden duydukları endişeyi dile getirdi. Pentagon'un geçen yıla kadar Orta Doğu politikasından sorumlu en üst düzey yetkilisi olan Dana Stroul, “Şu anda bölgede İranlılar devreye girerse İsrail'in savunmasını destekleyeceğimiz yeterli duruş var” dedi. Stroul, İsrail'in Hizbullah'a karşı giderek artan agresif kampanyasıyla ilgili olarak da şunları söyledi: “Eğer İsrail'seniz ve askeri bir planlamacıysanız, tüm bunları İsrail bölgeden ayrıldıktan sonra değil, bölgedeyken yapmak istersiniz.”
Yetkililer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Q. Brown Jr'ın Pentagon ve Beyaz Saray'daki toplantılarda konuyu gündeme getirdiğini söyledi. Orta Doğu'da ABD hava kuvvetlerine komuta etmiş eski bir F-16 pilotu olan Brown, bölgedeki genişletilmiş Amerikan varlığının, ABD ordusunun Çin ve Rusya da dahil olmak üzere çatışmalara hızlı bir şekilde yanıt verme yeteneği olan genel savaş “hazırlığı” üzerindeki etkisini de sorguladı.
Denge kurmaya çalışıyorlar
Üst düzey bir ABD askeri yetkilisi Brown, Savunma Bakanı Lloyd Austin ve diğer yetkililerin çatışmayı kontrol altına almak ve İsrail'i cesaretlendirmek arasında denge kurmaya çalıştıklarını söyledi. Bir başka yetkili ise İsrail'in Büyük Birader’in yakınında olduğunu bildiğinde saldırıya geçmesinin daha kolay olduğunu söyledi. Yetkililer, iç konuşmaları tartışmak için isimlerinin gizli kalması koşuluyla konuştular. Yetkililer, İsrail'in varoluşsal tehdit olarak gördüklerine karşı harekete geçmeden önce ABD'yi uyarmayacağını açıkça belirtmesi nedeniyle İsraillilerle uğraşmanın Pentagon için daha zor hale geldiğini söylediler.
Sınırlı mı, kapsamlı mı?
Pazar günü Biden yönetimi yetkilileri İsraillilerle görüştüklerini ve onların Lübnan'a sınırlı bir kara harekatını kabul ettiklerine inandıklarını söyledi. Ancak diğer yetkililer, İsrail'in bu haftaki baskınlarının şu ana kadar daha kapsamlı bir operasyon gibi göründüğünü söyledi. Bir de İsrail'in geçen hafta Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'a yönelik suikast planı var. Yetkililer, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant'ın İsrail operasyonu devam ederken yaptığı bir telefon görüşmesinde Austin'i bilgilendirdiğini söyledi. Pentagon yetkilileri, Austin'in İsraillilerin bölgedeki ABD birliklerinin İran'ın olası misillemesine karşı savunma önlemlerini arttırmasına olanak sağlamak için daha fazla bildirimde bulunmamasına öfkelendiğini söyledi. Austin'in tepkisi sorulduğunda Singh gazetecilere hazırlıksız yakalandığını söyledi. Singh “Bunu nasıl yorumlayacağınızı size bırakıyorum ama onun tepkisi buydu. Ve her iki taraf için de samimi ve çok sert bir konuşmaydı” dedi. Ancak aynı gün Pentagon bölgeye “birkaç bin” ABD askeri daha göndereceğini açıkladı. Bir Savunma Bakanlığı yetkilisi bu sayının 2,000 ila 3,000 arasında olacağını ve üç ilave savaş uçağı filosundaki hava mürettebatı ile bunların bakım, ikmal ve korumasını yapacak personeli de kapsayacağını söyledi.
İran bölgedeki ABD birliklerine doğrudan saldırmadı, bunu daha ziyade vekil gruplarına bıraktı. Şubat ayında İran destekli bir milis tarafından düzenlenen saldırıda Ürdün'de üç ABD askerinin ölmesi ve 40'ının da yaralanması üzerine ABD misilleme saldırıları başlattı. Yetkililer, ABD ordusunun Merkez Komutanlığı'nın başındaki General Michael E. Kurilla'nın, İran'ın beklenen misillemesi geldiğinde bölgedeki ABD güçlerini korumak ve İsrail'i savunmaya yardımcı olmak için ek birlikler talep ettiğini söyledi. İran salı günü İsrail'e misilleme yaptığında, ABD Donanmasına ait iki destroyer - Bulkeley ve Cole - birlikte İran füzelerine karşı bir düzine önleme uçağı fırlatarak bir avuç füzeyi düşürdü. Yetkililer, savaş gemilerinin gelen her füzeye birden fazla önleyici ateşlediğini, ancak İsrail'in kendi hava savunma sistemlerini kullanarak savunmasının büyük kısmını kendisinin gerçekleştirdiğini söyledi. Biden yönetimi Orta Doğu'daki çatışmanın büyümesini engellemeye çalışmıştı. Pentagon zaten Ukrayna'nın Rusya'ya karşı savunmasına yardım ediyor ve Savunma Bakanlığı'nın Rusya ve Çin ile sözde büyük güç çatışmalarına odaklanması gerektiğini söyleyen ulusal güvenlik stratejisine odaklanmaya çalışıyordu.
Çin endişesi
Ancak daha da önemlisi, Savunma Bakanlığı yetkilileri, Çin'in Tayvan'ı işgal etmesi ya da Güney Çin Denizi'ndeki tartışmalı topraklarda bir çatışmanın daha büyük bir şeye yol açması durumunda, Orta Doğu'daki çatışmanın, ordunun dikkatini daha fazla kaydırmaya çalıştığı Pasifik bölgesinden kaynakları çekeceğinden endişe ediyor. Brown geçen hafta New York'ta Dış İlişkiler Konseyi'nde yaptığı konuşmada “Dünyanın bir bölgesinde yaşananlar dünyanın diğer bölgelerini de etkiliyor. Bu bağlantıları kurabildiğimizden emin olmalıyız ki daha sonra sadece bir bölgeye odaklandığımız için şaşırmayalım” dedi.
© 2024 The New York Times Company
