19 Haziran 2025, Perşembe
Abone Ol Giriş yap
Haber Giriş: 29.08.2023 08:48 | Son Güncelleme: 29.08.2023 09:32

Suriyeli depremzedeler umutlarını kaybetti

NYT depremin vurduğu Suriye'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekti: Unutulmuşlar Kampı'nda kalan depremzedeler hasar tespiti yapıp sırra kadem basan yardım kuruluşlarında bıkmış durumda. Depremden sonra insanlar yeniden inşa etmekten bahsederdi artık herkes kendi başının çaresine bakıyor
Cinderes'te depremzedeler derme çatma durumdaki çadır kentte yaşıyor (Nicole Tung/The New York Times)
Cinderes'te depremzedeler derme çatma durumdaki çadır kentte yaşıyor (Nicole Tung/The New York Times)
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Raja Abdulrahim  / The New York Times

Suriye'nin kuzeybatısında büyük bir yıkıma neden olan 6 Şubat depremlerinin üzerinden aylar geçti. O günlerde yerle bir olan 3 katlı bir binanın yanında kurulan çadır kent bugün depremzedeler için Unutulmuşlar Kampı'na dönüştü. Gündüzleri sauna gibi olan çadırlardan birinde 7 kişilik ailesiyle yaşamak zorunda olan Fatima al-Miree, duvarı çatlaklarla dolu evinin hemen yanındaki kamptaki unutulmuşlardan yalnızca biri. Felaketten sonra gelip hasar tespiti yapan onlarca yardım kuruluşunun 3 kuruşluk faydasını görmediklerine dikkat çeken Fatima "Evlerimizi onaracak paramız yok. Çalışırsak karnımızı doyuruyoruz. Çalışmazsak da aç kalıyoruz" diyor.

Unutulmuş hissediyorlar

Suriye'nin kuzeybatısını ve Türkiye'nin güneyini vuran şiddetli depremin üzerinden altı aydan fazla bir süre geçmesine rağmen, Suriyeli depremzedelerin çoğu kendilerini unutulmuş hissediyor. İnşaat çalışmalarının hala başlamadığı bölgede onarım çalışmaları bile sınırlı kaldı. Türkiye'deki ölüm ve yıkım çok daha büyük olsa da, Suriye'deki toparlanma çabaları çok daha kaotik.

Hala yeniden yapılanma planı yok

Birleşmiş Milletler'e göre deprem Suriye'de 6 binden fazla kişinin ölümüne, yaklaşık 10 bin binanın yıkılmasına ve 265 bin kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Ayrıca 12 yıldır devam eden savaşın ön cephelerindeki bölgeleri vurdu. Deprem bölgesinde yaşayan milyonlarca insan zaten çatışmalardan kaçmıştı ve birçoğu felaket sırasından uluslararası kuruluşların sağladığı çadırlarda ya da derme çatma konutlarda yaşıyordu. Kriz içindeki bu krize rağmen, bugün hala tam ölçekli veya organize bir yeniden yapılanma planı bulunmuyor. Durum son zamanlarda daha da kötüleşti. Türkiye'nin sınır ötesi yardıma izin veren BM kararının süresi dolmasıyla bölgeye yönelik insani desteğin büyük bir kısmı belirsizliğe girdi.

Yıllar sonra ilk resmi ziyaret

Pazar günü aralarında French Hill'in de bulunduğu üç ABD Temsilciler Meclisi üyesi Türkiye sınırından geçerek bölgeyi ziyaret etti. Suriyeliler yıllar sonra gerçekleşen bu ilk resmi ziyaretin, yaşanan insanlık dramına dikkat çekmesini ve çatışmaların sona ermesi için ABD'nin harekete geçmesine vesile olmasını umduklarını söyledi. ABD'nin Suriye'de istikrarlı bir ortam yaratma çabalarını gözden geçirmesi gerektiğine dikkat çeken Hill "İstikrarlı bir ortam insanların ülkelerine geri dönmesine dahası hayatlarını ve ekonomilerini yeniden inşa etmelerine fırsat tanır" dedi.

Yardımlar yaptırımlara takılıyor

Depremin ardından bölgede yapılan onarım çalışmaları bugüne kadar okulların, kaldırımların ve pazar yerlerinin restorasyonuyla sınırlı kaldı. Depremzedelerin çoğu kendi başlarının çaresine bakmak zorunda. İlk günden beri küresel yardım çabaları bölgesel bölünmelerin yanı sıra hükümete yönelik uluslararası yaptırımlar, birçok mal sahibinin yerinden edildiği mülkiyet haklarına ilişkin sorular ve çoğunlukla ABD'nin terör örgütü olarak tanımladığı bir grup tarafından kontrol edilen bir vilayet de dahil olmak üzere savaştan kaynaklanan bir dizi başka engelle karşılaştı.

Sıcaklarla boğuşan depremzedeler zeytin ağaçlarının gölgesinde serinliyor (Nicole Tung/The New York Times)

Yeniden inşa ve yeniden yapılandırma konusundaki tüm tartışmaların politik olduğunu savunan Norveç Mülteci Konseyi'nin Suriye temsilcisi Bahia Zrikem çaresizliği "Bölgedeki insanların ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışıyoruz ama imkanlarımız buna yetmiyor" diye özetliyor. Suriye'deki iç savaştan etkilenen Suriyeliler için bugüne kadar en büyük desteği sağlayan ABD ve Avrupa Birliği siyasi bir çözüm bulunana kadar bölgenin yeniden inşasını finanse etmeyi reddediyor. Yardım kuruluşları, bu tavrın deprem bölgesi için bile geçerli olduğuna dikkat çekiyor.

Demografik yapı hassasiyeti

Savaşın yıkıma neden olduğu bölgelerin yeniden inşası ile depremden etkilenen evlerin yeniden inşasının farklı olduğuna dikkat çeken Suriyeli yardım grubu Molham Team'in İcra Direktörü Atef Nanoua, bugüne kadar gönüllülerden topladıkları 13 milyon dolarla İdlib'te temelini attıkları 2 bin evi depremzedelere teslim edeceklerini söyledi. Kuzeybatı Suriye'de, Cinderes gibi kasabalardaki kaygılardan biri, depremde yıkılan evlerin bir kısmının, çoğu Suriye'nin Kürt azınlığına mensup, kaçan ailelere ait olması. Onların yerine ülkenin başka yerlerinden kaçan baskın etnik grup Suriyeli Araplar geldi. Molham ve diğer yardım grupları, bölgenin demografik yapısını değiştirmek için kaçanların arazileri üzerine inşaat yapmamaya özen gösterdiklerini söylüyorlar.

Sadece yüzde 40'ı aslen oralı

Belediye meclisine göre bugün Cinderes'te yaşayanların sadece yüzde 40'ı aslen oralı. Al-Miree ve ailesi de onların arasında. Mahalle sakinleri çatlayan duvarları ve yıkılan çatıları onarırken, çimento torbaları ve tuğlalar mahallenin dört bir yanına yığılmış durumda. Bazıları yardım gruplarından küçük hibeler aldıklarını, diğerleri borç aldıklarını ve şanslı birkaç kişi de onarımları kendi başlarına karşılayabildiklerini söylüyor. Al-Miree'nin evi yıkılmamış olsa da, ailesi depremde olduğu gibi gece yarısı ölümcül bir sarsıntı olması ihtimaline karşı çatlak duvarların içinde uyumaktan korkuyor.

"Geriye kimse kalmadı"

Abdulrahman al-Aas ve ailesi ise başkent Şam yakınlarındaki eski bir isyancı kalesi olan ve hükümet tarafından geri alınan Harasta'dan kaçtıktan sonra 2019 yılında Cinderes'e geldi. İnşaat halindeki bir apartmanda oturan teyzelerinin yanına taşındılar. Deprem gecesi 27 yaşındaki el-Aas, o gecekonduda ve yakınlardaki diğer binalarda, karısı ve üç çocuğu da dahil olmak üzere 36 akrabasını kaybetti. Felaketten sadece kendisi ve kardeşi kurtulabildi. Bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini belli eden bir ses tonuyla o geceyi "Geriye kimse kalmadı" diye anlatıyor.

Ailesiyle birlikte bu çadırda yaşayan 61 yaşındaki Fatima al Miree, bazı geceler deprem halüsinasyonları gördüğünü söylüyor. (Nicole Tung/The New York Times)

Kardeşiyle birlikte depremzedeler için kurulan bir kampta diğer bekar ve dul erkeklerle birlikte aylarca bir çadırda yaşadıktan sonra hayatını tekrar kurmaya karar verdiğini söyleyen al-Aas yeni hayatını şu sözlerle anlatıyor: Depremden önce evimin yakınında küçük bir sandviç dükkanı işletiyordum. Benzer bir iş yapabilir miyim diye şehir merkezinde mekan baktım ama kiralar aylık 200 dolardı. Mahalleme geri döndüm, kime ait olduğunu bilmediğim bir yerde yeni bir ev ve iş yeri kurdum. 

Molozlardan çıkartılan demirlere dükkan açtı

Yeni kasap dükkanını molozlardan çıkartılan inşaat demirleri ve 60 dolar ödediğini bir muşambayla açtığını anlatan al-Aas, iş yerinin hemen yanında kardeşiyle birlikte 25 dolara satın aldıkları bir çadırda yaşıyor. Bir müşterisi için içli köfte hazırlarken depremin ardından herkesin hayatlarını yeniden inşa etmek hakkında konuştuğunu zaman geçtikçe kimsenin bundan bahsetmediğini söylüyor. Tezgahın yanında duran eski komşusu Muhammed Abdulrahman lafa giriyor çünkü "Umutlarını kaybettiler. Bu yüzden artık kendi başlarının çaresine bakıyorlar.

© 2023 The New York Times Company