Edward Wong / The New York Times
Polis memurları bir hafta önce Ayşem Mamut’un Çin’in kuzeybatısında bulunan evine gitti. Polis, Mamut’a eşyalarını toplamasını söyledi. Mamut pek çok yıllar içinde kaybolan Müslüman Uygur gibi hapishaneye, gözaltı merkezine ya da kampa götürülebilirdi. Ancak 73 yaşındaki Çin vatandaşı, dört gün sonra ABD’nin Virginia eyaletinde, 20 yıldır görmediği iki oğlu ve daha önce hiç görmediği dört torunuyla beraber Şükran Günü yemeği yiyordu. Mamut, geleneksel Uygur yemekleri yedikleri sofrada bazen konuştu, bazen ağladı.
ABD'li yetkililer geçen hafta Çin’in, biri FBI ajanı olmak üzere üç ABD vatandaşını, hapisteki iki Çin ajanı ve en az bir Çin vatandaşı daha karşılığında serbest bıraktığını duyurdu. Ancak bu anlaşma kapsamında Çin sessiz bir biçimde Mamut ve biri ABD vatandaşı olan iki Uygur’un daha ülkeyi terk ederek ABD’ye gitmesini kabul etmişti. Biden yönetimi anlaşmanın Uygurlarla ilgili bölümünü kamuoyuna duyurmadı.
Mamut, “ABD’de uyanmak ve ailemi, özellikle torunlarımı görmek bir hayalin gerçek olmasından başka bir şey değil" dedi.
Aile üyeleri ABD'li yetkilileri çabalamaya ikna etti
Uygurların özgürlük yolculuğu hikayesi, artan otoriter bir Çin'e karşı, acılı aile üyeleri ve ABD yetkililerinin çabalarının sonucu. ABD'li yetkililer, yıllar boyunca Çinli mevkidaşlarıyla yaptıkları görüşmelerde bu davaları özel olarak gündeme getirdi. Başkan Joe Biden, Çin lideri Şi Jinping ile yaptığı yüz yüze görüşmelerde Mamut'tan iki kez bahsetti. Çin, Mamut'un en büyük oğlu Nuri Turkel’in Uygur haklarını savunma çalışmaları yürütmesi gerekçesiyle annenin ülkeyi terk etmesini engelliyordu.
Eski bir ABD yetkilisi ve Hudson Enstitüsü’nden olan 54 yaşındaki Nuri Turkel “Annemin bunca yıl dayanabilmesi bana inanılmaz geliyor” dedi. Turkel, geçen hafta Çarşamba günü Teksas’taki bir askeri üsse ABD hükümetinin Boeing 767 uçağından annesi indiğinde sarıldı ve gözyaşlarını tutamadı. Turkel annesi için, “Onun dayanma yeteneği, odaklanmayı kaybetmeme becerisi ve hayal kırıklıklarını yönetebilmesi, özgür bir insan olarak benim şahsen yapamayacağım bir şey” dedi.
Bu haberin yayımlanmasının ardından, Ulusal Güvenlik Konseyi The New York Times’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ayşem Mamut’un ailesiyle birlikte evinde olmasından memnuniyet duyuyoruz. Biden-Harris yönetimi, Uygurlar da dahil olmak üzere insani endişe içeren vakalar için sürekli olarak savunuculuk yapmıştır”. Konsey ve Dışişleri Bakanlığı başlangıçta bu makale için yorum yapmayı reddetmişti.
Turkel ve ailesi Çin hükümetinin baskılarını 50 yıldan uzun bir süredir hissediyor. Mamut, oğlunu, Çin’in Kültür Devrimi döneminde, 1970 yılında Kaşgar’da bulunan bir “yeniden eğitim” kampında dünyaya getirdi. Turkel, 1995’te yüksek lisansı olarak ABD’ye gitti ve iltica etti.
Uygur hakları savunucusu
Turkel, 11 Eylül sonrası savaşlar sırasında Küba’daki Guantánamo Körfezi’nde ABD ordusu tarafından alıkonulan Uygurların davaları gibi, Uygur insan hakları için önde gelen bir savunucu haline geldi. 2009 yılında, ailesi Washington bölgesinde onu ziyaret etmek istedi. Polis pasaportlarını vermeyi reddettiğinde, Turkel’in savunuculuk çalışmaları nedeniyle seyahat etmelerinin engellendiğini anladılar. Bunun üzerine Turkel, ebeveynlerinin ülkeyi terk etmesine izin vermesi için Çin hükümeti üzerinde baskı kurmaya çalışmaya başladı.
Çinli yetkililer Turkel’in babası emekli profesör Ablikim Mumin’in 2015’te Türkiye’de dört oğlunu ziyaret etmesine izin verdi ancak anneleri evde kalmak zorunda kaldı.
Obama ve Trump yönetimleriyle görüştü
Turkel, ebeveynlerinin durumuyla ilgili Obama ve Trump yönetimlerinden yetkililerle görüştü. Donald Trump 2017 yılında ABD Başkanı olarak Pekin’i ziyaret ettiğinde Şi Jinping’e ABD’nin serbest bırakılmasını istediği kişilerin listesini verdi. Turkel’in ebeveynleri de, 2014’te “ayrılıkçılık” suçuyla ömür boyu hapis cezası alan Uygurlu profesör Ilham Tohti de listedeydi.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Turkel’i Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu’nun başına getirdi. Turkel burada dört yıl görev yaptı. Turkel, 2021’de yaptıkları bir toplantıda Dışişleri Bakanı Anthony Blinken’a ailesinin durumunu anlattı.
2021’in Aralık ayında Çin, Biden yönetiminin Sincan’daki insan hakları ihlalleri gerekçesiyle Çin’e uyguladığı yaptırımlara karşılık olarak, Turkel dahil olmak üzere ABD’nin Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu’ndan isimlere yaptırım açıkladı.
Turkel, ABD’nin Çin Büyükelçisi seçilen Nicholas Burns ile Pekin’e gitmesinden önce görüştü. Burns, Çin’de ABDli diplomatlardan Urumki’de Turkel’in ebeveynlerini kontrol etmelerini istedi. Turkel’in babası 2022’nin Nisan ayında, 83 yaşında hayatını kaybetti. Turkel bu sırada Özbekistan’daydı ancak hakkındaki yaptırım nedeniyle cenazeye Çin’e gidemedi.
ABD-Çin ilişkileri, 2023 yılında Pentagon’un ABD kıtası üzerinde Çin’e ait bir casus balon bulması sebebiyle daha da kötüleşti. Turkel umudunu kaybediyor, Kongre’de yaptığı açıklamalar ve yazdığı makalelerle umutsuzluğunu yansıtıyordu.
Ancak ABD direndi. Turkel, ABD Başkanı Biden’ın daha önce Çin Devlet Başkanı’na annesinden bahsettiğini söyledi. Ancak geçen ay başında bir etkinlikte konuşan Turkel hala umutlu değildi.
Kasım’ın 24’ünde bir Beyaz Saray yetkilisi Turkel’e annesinin bir ABD uçağıyla ülkeye geleceğini söyledi. Aynı dakikalarda polis memurları Mamut’un evini ziyaret ediyordu. Turkel, annesine telefonda memurlar ne diyorsa uymasını söyledi.
Mamut o Pazartesi günü, diş doktoru randevusuna gitti, eşinin mezarını ziyaret etti ve torunlarına kıyafet dikmek için ayırdığı geleneksel Uygur kumaşlarını valizine koydu. Ertesi sabah, Mamut, Pekin’e giden uçağa polis memurları ve bir Uygur baba-kız ile bindi.
Üçü de Salı gecesi Pekin hükümetine ait bir misafirhanede kaldı. ABD’ye gidecekleri uçak altı saat ertelenmişti ve bu onları strese sokuyordu. Çarşamba gecesi üç Uygur, ABD hükümetine ait uçağın onları beklediği havalimanına götürüldü.
ABD’nin Çin Büyükelçisi Burns onlara uçağın merdivenleri boyunca eşlik etti ve içeride onlarla fotoğraf çekildi. Uçakta anlaşma kapsamında Çin’in serbest bıraktığı üç kişinin, Mark Swidan, Kai Li ve John Leung, yanı sıra ABD’nin rehin işleri için özel temsilcisi Roger D. Carstens bulunuyordu. Diplomatlardan biri Mamut’u oğluyla telefonda konuşturdu. Uçaktaki Uygurlar kalkıştan sonra ağlamaya başladı.
© 2024 The New York Times Company