24 Kasım 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 21.06.2022 21:18 | Son Güncelleme: 21.06.2022 21:34

Oscar ve Grammy ödüllü Tan Dun İstanbul'da: Bu konserde cep telefonları açık olacak

İstanbul Müzik Festivali bu hafta orkestra şefi Tan Dun’u konuk ediyor. 22 Haziran 2022 gecesi AKM’de gerçekleşecek olan konserde seyirciler de bir esere cep telefonu ile eşlik edebilecek. Konser öncesinde Tan Dun’la buluştuk
Oscar ve Grammy ödüllü Tan Dun İstanbul'da: Bu konserde cep telefonları açık olacak

Alper Bahçekapılı

Müzikle, edebiyatla, sinemayla, sanatın herhangi bir dalında tutkuyla üretim yapanların (bana kalırsa) ortak bir yanı var. Etraflarında olup biteni, yaşadıklarını, duyumsadıklarını kendi üretim biçimleriyle örtüşen bir perspektiften görebilmek konusunda fazlasıyla yetenekliler.

22 Haziran Çarşamba akşamı, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile birlikte AKM’de sahne alacak olan, Çin asıllı Amerikalı orkestra şefi Tan Dun’la yan yana yemek yerken aklımdan bunlar geçiyor. Shangri-La Bosphorus’daki masamızda İstanbul kültür sanat ortamının yetkin isimleriyle otururken, Tan Dun’la sözüme akla gelebilecek ilk yerden, yemekle ilişkisinden başlıyorum. Az önce hemen yanında oturan eşiyle yaptığımız sohbette her ikisinin de yemeğe düşkün olduğunu keşfetmiş olmam işimi kolaylaştırıyor. Ki zaten, eşinin “Nerelere gitsek” sorusunu cevaplamam için masanın üzerine koyduğu haritada işaretlediğim ilk yerler de lokantalar oluyor. Çiya, Hayvore, Mikla, Mabou, Helvetia, Karaköy Lokantası, Pandeli daire içine aldığım yerlerin başında geliyor. Tan Dun’la ise yemeğin başka bir boyutunu konuşmaya başlıyoruz.

Tabağından ilk lokmasını alırken, kendini sadece sahnede değil, mutfakta da bir şef olarak gördüğünü anlatmaya başlıyor. 1957 yılında Çin’in Hunan bölgesinde doğuyor Tan Dun. Çin’deki sosyal politikalar sonucu uygulanan Kültürel Devrim döneminde müzik eğitimi alıyor. Başlangıçta klasik müzik ve Çin müziğinden etkilense de, 1980’lerde Columbia Üniversite’sinde eğitim görmek için New York’a taşınmasıyla müzik anlayışı farklılaşıyor. Steve Reich, John Cage, Philip Glass gibi çağdaş bestecileri keşfetmesi onun müzik ufkunu daha da açıyor. Batı ve Doğu müziklerini gerçek anlamda birleştiren yapıtları ona Grammy de, Oscar da kazandırıyor. Hatta bu yapıtlardan en ünlüsü de Ang Lee’nin yönettiği Crouching Tiger, Hidden Dragon için yaptığı soundtrack. İstanbul’da ise İkili Konçerto’sunun yanı sıra Passacaglia: Secret of Wind and Birds adlı eserinin Türkiye prömiyerini gerçekleştirecek. Bu prömiyer, daha doğrusu müzik kadar onu heyecanlandıran bir başka şey varsa, o da yemek yapmak.

Tan Dun, Hunan’ın yemek kültürünün onda bıraktığı izi doğadan, felsefeden, edebiyattan alıntılarla anlatırken, tüm eserlerini de aslında bir aşçı gibi bestelediği aktarıyor. Bir yemekte tüm malzemeleri dikkatle seçtiğini, tek başlarına olduklarında asla yakalanmayacak bir lezzeti bu kolektif bütünlüğün oluşturabildiğini söylüyor.

Peki müziği ve yemeği birleştirecek bir eser yaratmak mümkün mü? Bunu yapmayı hiç düşündü mü? Ona geçtiğimiz sene sohbet etmek fırsatı yakaladığım Max Richter’in müthiş eseri Sleep’ten (Uyku) bahsediyorum. Max Richter bu eseri turnelerdeyken uzak kaldığı ailesini hep uyku saatlerindeyken arıyor oluşundan esinlenerek bestelemiş. Sekiz buçuk saatlik bu eserin konserleri gece yarısında başlayıp günün ilk ışıklarına kadar sürüyor. İşin büyüleyici kısmı ise, seyirciler bu konseri (düzenlendiği yere göre) parklardaki, kiliselerdeki, şatolardaki onlar için hazırlanmış yataklarda uzanırken dinliyorlar. Heyecanla sözü alıyor Tan Dun; yemek ve müziği birleştirmek en büyük hayallerinden biriymiş.

Bu ikisinin, yemek ve müziğin birleştiği bir senfoni yazmaktan; senfoninin her bölümü için seyircilere ayrı bir yemek sunmaktan bahsediyor. Sözü tatlı, ekşi, acı, tuzlu dört yemeğe ve dört bölüme getirdiğinde, “Peki umami ne olacak” diye soruyorum; kahkaha atıyor. Sadece yemek değil, doğa da onun için çok önemli. Eşiyle birlikte hayatlarının yarısını Şangay, yarısını New York’ta geçirdikleri düşünülürse, pandeminin onları daha da derinden etkilediğini hemen kestirebiliriz. Karantinaların bu sene dahi sürdüğü Şangay’dan erken çıkabilmenin onları rahatlattığını söylüyor. Hatta eğer Şangay’da kalsalardı İstanbul’daki bu konserin gerçekleşmesi de zora girecekmiş.

Tüm bu zorlukların karşısında doğayla ilişkisini yeniden düşünmeye başlamış Tan Dun. Bu doğa ilişkisinin bir parçası 50. İstanbul Müzik Festivali’nin son haftasındaki Tan Dun performansına da yansıyacak. Orkestra icra edeceği eserde kuş, rüzgâr ve okyanus seslerini taklit ederek dijital bir orman hissi uyandıracak. Dahası orkestraya seyirciler de katılabilecek. Özel bir aplikasyon sayesine seyirciler de cep telefonlarından kuş sesleri çalarak müziğe eşlik edecekler. Bu ilginç konseri kaçırmayın.

(Tan Dun, 22 Haziran Çarşamba, 20:00’de AKM’de.)