23 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 15.01.2024 12:15 | Son Güncelleme: 23.01.2024 13:22

Tek mekana yayılan üç sergi

PİLEVNELİ, İstanbul’daki mekanının üç katına yayılan üç farklı sergiye aynı anda ev sahipliği yapıyor: Nada Lottermann ve Vanessa Fuentes’in Ping Pong projesi, Banu Anka’nın OFF başlıklı sergisi ve Kağıt İşler isimli karma sergi
Tek mekana yayılan üç sergi

Ege Işık Özatay

Dolapdere hırsızlar pazarı, Rum Ortodoks Kilisesi, bilardo salonu ve iş merkezlerinin tam ortasında yer alan PİLEVNELİ, aynı gün açılan üç farklı sergiyle izleyiciyle buluştu. 27 Ocak’a dek devam eden ve tıpkı galerinin konuşlandığı semt gibi çok sesli ve birbirinden farklı bu üç sergi, mekanın üç katına yayılmış durumda. Galerinin endüstriyel tasarımlı ağır kapısı aralandığında giriş katta İran asıllı hipergerçekçi çalışmalar üreten Banu Anka’nın OFF başlıklı sergisiyle karşılaşıyoruz. Sergi “öteki” kavramı üzerinde gezinirken, insan yüzüne ve portre resmine odaklanıyor. Basamakları çıkıp 1. kata ulaştığımızda “Fantezileri gerçeğe dönüştürüyoruz” sözlerinin sahibi, okul yıllarından bu yana birlikte çalışan Nada Lottermann ve Vanessa Fuentes’in Ping Pong projesiyle selamlaşıyoruz.

Bu proje aksiyon–reaksiyon matematiğine dayalı bir kurguda ilerliyor. Birbirlerine ve diğer fotoğraf sanatçısı meslektaşlarına gönderdikleri e-maillerle ortaya çıkan diyaloğun bir yansıması konumundaki proje hem neşeli ve esprili hem de dokunaklı. Kağıt İşler başlığını taşıyan sergi ise; Ali Elmacı, Mehmet&Kazım, Serkan Sarıer, Defne Tesal, Tarık Töre, Yuşa Yalçıntaş ve Kaan Gözütok'un farklı tekniklerdeki kağıt üzerine eserlerinden oluşuyor. Sergi, mekanın 2. ve 3. Katlarına yayılan 41 eserle izleyiciyle buluşuyor. Aynı anda izleyiciyle buluşan bu üç sergi sanatçılarından Nada Lottermann, Vanessa Fuentes, Banu Anka ve Sanatçı İlişkileri Direktörü Doruk Çınar ile sergilerin kavramsal çerçeveleri, hazırlık aşamaları ve tanışma serüvenleri hakkında konuştuk.

Sanatçı ikilisi Lottermann&Fuentes

“Ping Pong fotoğrafçılığa olan aşkın ilanıdır”

Birlikte çalışmaya nasıl karar verdiniz? Zaman içinde kendi tarzınızı nasıl oluşturdunuz? Çalışma disiplininiz hakkında sizden bilgi alabilir miyiz?

Lottermann&Fuentes: Birbirimizi çok uzun zamandır, okul günlerimizden beri tanıyoruz. Bundan tam 15 yıl önce sanatçı ve fotoğraf ekibi olmaya karar verdik. Ekip olmanın ne kadar güzel olduğunu birlikte anladık; çok daha eğlenceli, düşünsenize yanınızda her zaman profesyonel hedeflerinizi ve hayallerinizi paylaşan biri var. Böylece birlikte kendi tarzımızı da geliştirdik. Meğerse birbirinin aynısı iki kamera almışız ve sonra başlamışız. Görünümümüz oldukça hızlı bir şekilde doğdu. Fotoğrafçılara artık Lottermann&Fuentes gibi çekim yapmaları için rezervasyon yaptırılıyor ve talimat veriliyor. Bu bizim için elbette bir iltifat ama meslektaşlarımız için gerçekten küçük düşürücü.

PİLEVNELİ ile yollarınız nasıl kesişti?

Murat Pilevneli ile Venedik'te Erwin Wurm sergisinin açılışında tanıştık. Aynı masaya oturduk ve hemen anlaştık. Aynı mizah anlayışına sahibiz. Bu çok önemli.

Serginizin başlığı "ping pong" neyi ifade ediyor? Günlük hayatta hangi anlar kapsamınıza giriyor? İşlerinizde fantezi nerede başlayıp, gerçeklik nerede bitiyor?

Ping Pong fotoğrafçılığa olan aşkın ilanıdır. Bunu diğer sanatçılarla paylaşmak istedik. Kaplamak istediğimiz hiçbir sınır ve alan yok. Bu, o anın hissi, şu anda hissettiğiniz şey, sevdiğiniz ve bir fotoğrafta göstermek istediğiniz şey. Sizi mutlu etmeli ve meraklandırmalıdır. Yaptığımız işi gerçeğe çok yakın buluyoruz. Gerçek hayatta çekim yapıyoruz ve buna bazen taktığımız peruklar da dahil. Hayal ile gerçeklik arasında sınır yoktur. Herkes için farklı şeyler gerçektir. Bir çekimi planlarken genellikle film sahneleri üzerinden düşünürüz. Bir sonraki projemiz ise şu anda üzerinde çalıştığımız bir film.

 

 

PİLEVNELİ Sanatçı İlişkileri Direktörü Doruk Çınar

“Kağıt İşler her ismin kişisel yolculuğunu, kağıdın esnekliği ve çeşitliliği içinde aktarıyor”

Kağıt İşler başlıklı serginin sanatçıları ortak bir hikayenin peşine mi düşüyorlar?

Doruk Çınar: Kağıt İşler sunumu, ortak bir hikaye anlatmak yerine, sanatçıların kendi özgün anlatılarını ifade etmelerine odaklanıyor. Her bir sanatçının kendi tarzı, deneyimi ve tekniği öne çıkıyor. Yani, sergi izleyicilere her ismin kişisel yolculuğunu, kağıdın esnekliği ve çeşitliliği içinde aktarıyor.

Sanatçılar bu sergi için özel olarak mı işler ürettiler? Çalışmalar nasıl seçildi?

Eserlerin çoğu, sanatçıların son dönem çalışmalarından oluşmakta olup bazılarından bahsetmek gerekirse: Kağıt üzerine büyük ölçekli, kahveyle renk verdiği ve çoklu post- medya figürleriyle tanınan Tarık Töre; Kağıt İşler sergisinde ilk kez gösterilen H20 serisi ile sadeleşmeye yönelerek, renkleri bloklar halinde kullandığı parçalardan bütüncül bir yapı oluşturan işleri ile izleyici ile buluşuyor. Sıra dışı tarzları ve popüler kültürle uyumlu, kışkırtıcı çizgileriyle tanınan Mehmet&Kazım; eserlerinde propaganda ve protestonun ironik sembolleri ve eylemlerini kullanarak eğlenceli bir estetiği gösteriyor. Sergide Türk-Alman kültürlerini kendi dilleriyle birleştirdikleri, beyaz üzerine kırmızı suluboya işleriyle yer alan sanatçı ikilisi kağıdı, büyük ölçekli tuval üzerine yağlıboya eserlerine geçmeden önceki bir şablon ve bir portatif çalışma alanı olarak değerlendiriyor. İktidar, güç ve insanın ikiyüzlü olma haline odaklanarak kurgusal bir dünyada kendine has karakterler yaratan Ali Elmacı; sergiye bir süredir üzerinde çalıştığı vampir teması ve Göremediğin Yerlerde Bulursun Beni serisinden eserlerle katılıyor. Kağıt üzerine monokrom pan pastel renklerle yapılan ve daha sonra post-it’lerle üzerleri kapatılan bu eserler, Elmacı'nın gözümüzün içine bakan pembe beyaz, ürkütücü figürlerini tek renkli, göz alıcı vampirlere dönüştürerek pazarlama endüstrisinin abartılı göstergeleriyle donatılıp aynı anda sansürlenmiş bir estetik sunmaktadır.

Sergileri 27 Ocak’a dek PİLEVNELİ’de ziyaret edebilirsiniz.