20 Mayıs 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 10.04.2024 14:32 | Son Güncelleme: 10.04.2024 14:41

Washington Post iki yeni araştırmayı yazdı: Hamilelik önce yaşlandırıyor, sonra gençleştiriyor

Hamileliğe dair yapılan iki ayrı araştırmada ilginç sonuçlar bulundu. Araştırmalardan biri hamileyken yaşlanma sürecinin hızlandığını öne sürerken diğeri, doğum sonrasında özellikle de bebeğini emziren annelerin gebelikte olduğundan daha genç hale gelebileceğini söylüyor
Washington Post iki yeni araştırmayı yazdı: Hamilelik önce yaşlandırıyor, sonra gençleştiriyor

Hamile kadınların kan hücrelerindeki genetik belirteçler üzerine yapılan iki yeni çalışma, hücrelerinin abartılı bir şekilde yaşlandığını ve hamilelik ilerledikçe kadınların biyolojik yaşının aylarca ve hatta yıllarda arttığını gösteriyor. Ancak çalışmalardan biri, bu sürecin kadın doğum yaptıktan sonra tersine dönebileceğini, zamanı geri sararak bazı annelerin hücrelerinin, özellikle de anne bebeğini emziriyorsa, gebelik sırasında olduğundan biyolojik olarak daha genç hale gelebileceğini öne sürüyor. Her iki çalışma da hamileliğin fiziksel olarak ne kadar zorlayıcı olduğunun altını çiziyor. Ancak aynı zamanda yaşlanmanın kendisi ve hamilelikle olan bağlantısı hakkında önemli soruları gündeme getiriyor.

Hamilelik yaşlandırıyor

Yeni araştırmayı yöneten Columbia Üniversitesi Yaşlanma Merkezi'nin araştırmacısı Calen P. Ryan, National Academy of Sciences'da yayınlanan çalışmanın hamileliğin kadının vücudu ve biyolojik yaşı üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.

Araştırmada bilim insanları, kan örneklerindeki DNA belirteçlerini analiz etmek için birkaç farklı biyolojik yaş saati ve diğer ölçümleri kullandı. Bu saatler yapay zeka programları kullanılarak geliştirilen ve bazı genlerin dışında bulunan özel kimyasal belirteçlerin kalıplarını inceleyen algoritmalardı. Belirteçler, epigenetik olarak bilinen bir süreç olan yaşımıza, sağlığımıza ve yaşam tarzımıza yanıt olarak birikir ve değişir. Algoritmalar, hücrelerin göreceli yaşını tahmin etmek için bu epigenetik belirteçleri kullanabilir. Genellikle biyolojik yaş olarak adlandırılan bu ölçü, bir kişinin kronolojik yaşından farklı olabilir, bu da sadece ne kadar süredir hayatta olduğu anlamına gelir.

Biyolojik yaşları daha yüksekti

Yeni çalışmada araştırmacılar, Filipinler'de hepsi aynı yıl doğmuş 825 genç kadının kan örneklerini kontrol etti. Bazıları doğum yapmış ya da hamileydi, bazıları ise gebe kalmamıştı. Bu örnekleri analiz eden epigenetik saatler, araştırmacılar ekonomik eşitsizlikleri ve diğer sosyal ve sağlık faktörlerini kontrol ettikten sonra bile, hamile kalmış veya o esnada hamile olan genç kadınların biyolojik yaşının diğerlerinden en az birkaç ay daha yüksek olma eğiliminde olduğu konusunda genel olarak hemfikirdi.

Benzer şekilde, mart ayında Cell Metabolism'de yayınlanan diğer çalışmada, hamile kadınların gebelikleri sırasında birkaç noktada değişen biyolojik yaşlarını tahmin etmek için birkaç farklı epigenetik saat kullanıldı. Çalışmayı yöneten Yale Çocuk Çalışmaları Merkezi ve Yale Tıp Fakültesi'nin yardımcı doçenti Kieran J. O'Donnell, "Doğal olarak oluşan bir stres testi olarak hamileliğin etkilerine bakmakla çok ilgilendik" dedi.

Araştırmacılar, 119 hamile Amerikalı kadından alınan kan örnekleri ve beş farklı saatle, gebeliğin erken dönemlerinden başlayarak doğumdan üç ay sonrasına kadar olan süredeki değişiklikleri takip etti. Saatler bir kez daha hamileliğin, doğuma yaklaşan anneleri yaşlandırdığı ve kan hücrelerinin DNA'sının hamileliğin erken dönemlerine göre iki yıl kadar daha yaşlı görünmesine neden olduğu konusunda hemfikir oldu.

Hamilelik sonrasında gençleştiler

O'Donnell, daha cesaret verici olanın ise bu yaşlanmanın doğumdan sonraki üç ay içinde kadınların çoğu için tersine dönmesi olduğunu söyledi. Çalışmanın yazarları makalede 'biyolojik yaşlanmanın belirgin bir şekilde tersine döndüğüne işaret ediyor' diye yazdı. Genel olarak, annelerin DNA belirteçleri kısa sürede daha önceki, daha genç bir duruma geri döndü ve doğum sonrası ilk üç ayda yalnızca emziren bazı yeni anneler için, hedefi aşarak onları biyolojik olarak eskisinden sekiz yıl kadar daha "genç" hale getirdi.

Yaşlanma konusunda tartışmalar var

Ancak yaşlanma, uzun ömürlülük ve epigenetik konularında çalışan bazı araştırmacılar, çalışmaların bulgu ve sonuçlarına şüpheyle yaklaşıyor. Uzun yaşam araştırmacısı Matt Kaeberlein, "Hamileliğin tüm vücutta biyolojik yaşlanmayı hızlandırması ve hamilelikten kısa bir süre sonra tersine dönmesi bana pek olası görünmüyor" dedi. Metabolizma, kanser ve yaşlanma üzerine araştırmalar yapan Charles Brenner çalışmayı 'biyobeliteçlerin yanlış kullanılması' olarak tanımladı.

Her iki bilim insanı ve diğer şüpheciler, hamilelik sırasında görülen epigenetik değişimlerin muhtemelen çocuk taşımanın derin fizyolojik taleplerini yansıttığını düşünüyor. Kaeberlein, bu değişimlerin "özellikle bağışıklık sisteminde olmak üzere gebeliğin stresine verilen geçici bir yanıt" olduğunu söyledi. Bu araştırmacılar, hamile kadınların aniden yaşlanıp sonra gençleştiklerinin ya da yaşam sürelerini doğrudan kısaltabilecek veya uzatabilecek kalıcı etkiler yaşadıklarının kanıtı olmadıklarını söylüyor.