Kişisel gelişim kitapları, yaşam koçları ve TED konuşmalarından oluşan bir affetme endüstrisi var. Ancak konuyla ilgili bir kitap için affetme kavramını on yıl boyunca araştırdıktan sonra, insanları çok çabuk affetmenin çoğu zaman zararlı ve kendine zarar verici olabileceğini gördüm. Bu durum özellikle travma söz konusu olduğunda geçerli. Los Angeles'ta psikolog ve It’s Not You: Identifying and Healing From Narcissistic People kitabının yazarı Ramani Durvasula, "Affetmeyen insanlar bazen soğuk, katı yürekli kişiler olarak tasvir edilir. Ancak bu, zarara neden olan suçluya karşı zarar gören kişiyi patolojikleştirmektir" diyor. Durvasula'ya göre bazen affetmeden yola devam etmek daha gerçekçi ve güçlendirici.
Kuşkusuz, küçük hakaretler karşısında kin beslemek kendi kendine zarar veren ve sağlıksız bir davranış olabilir ancak diğer yanağı çevirmenin yanlış bir hareket olabileceği durumlar da vardır. İşte affetmemenin ve unutmamanın daha iyi olduğu durumların bir listesi:
1. Eğer işin içinde önyargı varsa: San Francisco'da bir etkinlik planlayıcısı olan Emillio Mesa bana annesinin anlattığı homofobik bir hikayeden dehşete düştüğünü söyledi. Annesine açılmak için yıllarca beklemiş ve ancak annesi onu tamamen kabul ettikten sonra yeniden bir bağ kurmuşlar. Bir uzman, her ikisinin de sağlıklı kararlar verdiğini söyledi. Psikiyatrist Carlos Saavedra, “Kendinizi asla kim olduğunuz için haksız yere kötülük göreceğiniz bir yere koymak zorunda değilsiniz. Aslında, kendinizi korumanız ve doğru sınırları korumanız sağlığınız için çok önemli" değerlendirmesini yaptı.
2. Hazır olmadığınızda: Kate Walter 26 yıllık kız arkadaşı tarafından terk edildikten sonra, Walter eski sevgilisinin affedilmeyi hak etmediğini düşündü. Kadının uzun vadeli sözlerinden döndüğünü ve özür dilemeyi reddettiğini anlattı. Walter bir gün onu affetmeye karar verebilecek olsa da Manhattanlı öğretmen yoga, meditasyon gibi yollarla ruhunu yatıştırdı.
3. Özür yetersiz kaldığında: Anlaşmalara ve resmi beyanlara rağmen kitlesel zulüm mağdurlarının çoğu zalimlerini affedemez. Maryland'de yaşayan Holokost mağduru Emanuel Mandel, bana akrabalarını katleden Nazilerin 6 milyon Yahudi'yi öldürdükleri için özür dilemediklerini belirtti. Ancak Almanya'nın önerdiği tazminatlar Mandel'in ailesine büyük ölçüde yardımcı olmuş ve Mandel “inadına gelişmeyi” öğrenmiş.
4. Pişmanlık yoksa: 12 yaşındaki Kenan Trebincevic, 1993 yılında Balkan Savaşı sırasında sürgüne gönderildi. Savaşın çıkmaza girmesi onu öfkelendirmeye devam etti. Columbia Üniversitesi hastanesinde fizyoterapist olarak çalışan Trebincevic, Bosnalı Müslümanlara karşı tanık olduğu adaletsizliklere karşı kamuoyu oluşturarak halkının sözcüsü olarak huzur buldu. Öfkesinden yola çıkarak kendine daha iyi bir hikaye yazdı. Birlikte yazdığımız ve travmatik savaş deneyimlerini anlattığı kitabın tanıtımını yaparken, şimdi eşi ve oğlunun annesi olan, çifte vatandaşlığa sahip Saraybosna doğumlu Mirela ile tanıştı. Geçmişiyle yüzleşerek geleceğini buldu.
5. Koşullar yerine getirilmediğinde: Gary Weinstein'ın karısını ve iki oğlunu öldüren sarhoş sürücü hapse atıldıktan sonra Weinstein mahkemeden adamın ehliyetinin sonsuza kadar elinden alınmasını istedi. Michigan'lı kuyumcu, sürücüyü kamuoyu önünde affetmeden önce bunu bir yargıcın kabul etmesini bekledi. Bostonlu psikolog Molly Howes, “İyi Bir Özür” adlı kitabında etkili bir özür dilemenin suçu kabul etmek, ne olduğunu açıklamak, pişmanlığı ifade etmek ve telafi önermek olduğunu ve belirli tazminatlar isteyebileceğinizi veya talep edebileceğinizi ya da tatmin olana kadar bekletebileceğinizi söylüyor.
"Affetme zorunluluğu hissetmemeliyiz"
6. Kişisel güvenlik tehlikedeyse: Sharisse Tracey 16 yaşındayken babası ona tecavüz etmiş. Söylediğine göre dini danışmanları, ailelerini bir arada tutmak için onu affetmeye zorlamış. Babası daha sonra bunu tekrar yapmaya çalışmış. Tracey onu durdurmuş ama cezalandırılmamış. Tracey 40'lı yaşlarında babasını ölümünden sonra affetmemeyi seçti ve bunu özgürleştirici buldu. Durvasula, “Affetme baskısı bazı insanların kendilerini suçlu hissetmelerine ya da erken affetmelerine yol açabilir. Ruhumuzu ele geçiren ve huzur bulmamızı imkânsız hale getiren birini affetme zorunluluğu hissetmemeliyiz" dedi.
Hayatındaki bazı insanlarla arasına mesafe koyduğunu anlatan Durvasula, "Onları affetmiyorum çünkü yaptıkları şey benim kendime bakışımı değiştirdi. Yıllarımı o enkazın altından sürünerek çıkmaya çalışarak geçirdim. Hâlâ kendimden şüphe duymakla mücadele ediyorum. Güvenim azaldı. Dünyadaki güvenimi elimden aldılar. Bunu nasıl affedersiniz?" ifadelerini kullandı.
7. Affetmek başkalarını tehlikeye atabilir: Eski polis Aquilino Gonell, 6 Ocak 2021'de ABD Kongre Binası'na düzenlenen saldırıda neredeyse ölüyordu. Aldığı yaralar nedeniyle işinden ayrılmak zorunda kalan Gonell, 6 Ocak sanıklarına karşı ifade vermeye devam ediyor. Gonell, affetmek yerine, saldırıda suçlananların çok erken serbest bırakılması halinde yeni saldırılardan korktuğunu söylüyor.
8. Her şeyi bilmeden önce: Connecticut'ta bir psikiyatrist olan Vastal Thakkar, “Bilmediğiniz bir şey olanlara ışık tutabilir” dedi. Bir örnek paylaştı: Bir yolcu, arabadaki bir kadın arka koltuktan bir şey almak için aniden durup neredeyse bir kazaya neden olduğunda öfkelendi. Ancak arka koltukta sürücünün bebeğinin boğulmakta olduğunu bilmiyordu.
Jackie Roberts adında Teksaslı bir öğrencinin, anne ve babasının boşanmasının ardından alkolik annesiyle kurduğu tek iletişim telefondu. Babası telefona cevap verir ve annesini hoparlöre alırdı. Annesi sarhoşsa babası telefonu kapatıyordu. Roberts ilk başta annesinin pişmanlık duymadan ailesini terk ettiğine inanıyordu. Ama sonra annesi bir Facebook mesajı göndererek konuşup konuşamayacaklarını sordu. Kızına, “Özür dilemek için hiç fırsatım olmadı. İçki içmem kontrolden çıktı. Keşke her şey farklı olabilseydi. Seni seviyorum. Beni her zaman arayabilirsin" dedi.
Roberts, “Onu 10 yıldır görmedim. Ama şimdi telefonda konuşuyoruz. Aradığımda, sözlerini gevelerse, 'İçki içerken seninle konuşamam' diyorum. Seni yarın ararım anne' diyorum. Ve ararım. Sorumluluk alması ve adım atmaya çalışması onun için büyük bir olaydı. Kalbimi iyileştiriyordu. Özrü bir pencere açtı. Onu tamamen affettim. Bir özrün bu kadar çok şey yapabilmesi gerçekten çılgınca" diyerek her şeyi bildikten sonra affetmenin daha kolay olduğunu anlattı.