Esin Hamamcı
CI Bloom bu yıl da çağdaş sanat koleksiyoncuları, galeri ve sanatçıları bir araya getiren renkli bir fuara tanıklık etti. Fuar, 25 çağdaş sanat galerisi, 4 sanat inisiyatifi ve 2 sanat kurumuyla bir araya gelerek, 286 sanatçının 572 eserini sanatseverlerle ve uluslararası koleksiyonerlerle buluşturdu. Sergiye katılım oldukça yüksekti. 24.000 sanatsever ve uluslararası koleksiyoner fuara yoğun ilgi gösterdi. Sergilenen eserlerin yüzde 70’den fazlası el değiştirerek koleksiyonlara katıldı. Bu iyi rakamlar sanat piyasasını hareketlendirdi. Fuar sadece Türkiye’den değil, yurt dışından da ilgiyle karşılandı. Uluslararası basının takibinde olan fuarı The Art Newspaper (UK&US), Bloomberg (US), Widewalls (UK), Forbes Russia (RUS), Canvas (UAE), Ocula (UK), Artnews (US), The National (UAE), Artguide (RUS), The Art Newspaper Russia (RUS), Le Monde Diplomatique (BRA), Infobae (SP), La Nación (AR), Radar (BRA) gibi basın kuruluşları da takip etti. Yerel belediyeler ve IBB Kültür A.Ş iş birliğinde CI Bloom İstanbullularla buluşmuş oldu. Bu yıl ilk kez CI Bloom’a katılan yeni galeriler, Antalya’dan den art, İstanbul’dan Galeri Bosfor, KAIROS, Simbart Projects oldu.
Dijital ve konvansiyonelin birlikteliği
Sadece stant sergileri değil, CI Bloom’a paralel etkinlikler de programlandı. Bu kapsamda sanatçı konuşmaları, kurumlar ve birçok uzman kişi katılımcılara deneyim alanı açtı. Farklı iş birlikleriyle yeni platformlar kuruldu. Bunlardan en önemlileri CI Photo oldu. Contemporary Istanbul’un 18. edisyonunda yer alacak olan ve fotoğraf sanatına odaklanan CI Photo’nun tanıtımı yapıldı. Fuarın sponsorlarından Paribu’nun Paribu Sanat Hafızası projesi, 47 eseri dijital ve konvansiyonel şekilde sundu. Fuarın en önemli özelliklerinden biri de zaten bu hibrit yapıydı. NFT’ler, gelişen teknolojilerle ilerleyen yeni medya, metaverse ve Web3 gibi alanlara da yer açıldı. Bu kapsamda Contemporary Istanbul Vakfı, Metabilgi: Algoritma’nın Ritmi sergisinde gösterime giren Uğur Acil’in Çöl Gülü Mixed Media (Monitör, Medya Oynatıcı) eseri sergilendi. Esra Özkan küratörlüğünde gerçekleşen sergideki Augmented Reality (AR) destekli dijital sanat eseri, sembollerin gücünü keşfetmeyi sağladı.
Olivo Barbieri ile CI Photo üzerine
Contemporary Istanbul’un fotoğraf sanatına odaklanan yeni platformu CI Photo üzerine, projede yer alan, fuarın en özel isimlerinden, İtalyan sanatçı Olivo Barbieri ile konuştuk. Barbieri, 15 yıldır dünya metropollerinin ve megalopolislerin üzerinden helikopterle kuşbakışı fotoğraflar çekiyor. Contemporary Istanbul’un 18. edisyonunda yer alacak CI Photo üzerine CI Bloom’da bir konuşma gerçekleştiren sanatçı, Alps Geographies and People (2012) ve Capri (2013) projelerine de değindi.
Sanatçı konuşması yaptığınız Borusan Contemporary tarafından ikinci kez düzenlenen CI Bloom Sanat Fuarı'na katılmaya davet edildiniz. “Site Specific” adını taşıyan projenizde 15 yıldır dünya metropollerinin ve megalopolislerin üzerinden helikopterle çektiğiniz fotoğraflar yer alıyor. Konuşmanız sırasında tartıştığınız önemli noktalar nelerdi?
İlk kişisel sergimin açıldığı yıl olan 1978'den başlayarak çalışmalarımı kısaca anlattım. Yıllar boyunca yaptığım çalışmalar temel olarak bazı bölümlere ayrılıyor: Doğu ve Batı'yı karşılaştıran “yapay aydınlatma” üzerine araştırma, “seçici odak” kullanarak algısal sistemin değişimi üzerine bir proje olan Site Specific.
Bu projede metropol ve megapolislere odaklanmanızın sebebi neydi?
New York'ta İkiz Kuleler’in yıkılmasından sonra uçmak, neredeyse sivil itaatsizlik gibi göründü. Bakış açısını tehdit altındaki bir özneden varsayımsal bir tehdit öznesine çevirmeye çalıştım.
Teknik olarak fotoğrafları kuşbakışı olarak çekiyorsunuz, bunun önemi sizin için nedir?
Seçici odaklanma sayesinde mimari objeler arasındaki boyutsal, kromatik ve hiyerarşik ilişkiler değişir, her şey bize bir maket gibi görünür, gerçeklik ilk kez görüyormuşçasına önümüze çıkar. Şehirler metropol ve megalopolis adeta planlama aşamasındadır. 2003 yılında bir helikopter sayesinde yerden havalansam ne olur, diye kendi kendime sordum. Böylece, çağdaş şehrin şeklini tanımlamaya çalıştığım proje alanına özgü fotoğraflar ve filmler ile başladım.
CI Bloom etkinliğinizdeki konuşmanızda Alps Geographies and People (2012) ve Capri (2013) projelerine de değindiniz. Bu projelerinizden bahsetmek ister misiniz?
Bazen haklı olarak kitle turizminin doğayı yok etmesinden korkuyoruz. Alpler, denizler gibi doğal saydığımız birçok yer, turizmden sağlanan ekonomik kaynaklar sayesinde yönetilmekte ve yaşatılmaktadır. Artık doğal yerlerden, Venedik ya da Roma gibi sanat şehirleri tema parklarına dönüşmüşlerdir. Bu proje, bu olgunun ve hafızanın gerçek bir günün gerçek bir yerdeki algısını ne ölçüde değiştirdiğinin bir yansımasıdır.