21 Kasım 2024, Perşembe Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.11.2024 11:45 | Son Güncelleme: 12.11.2024 11:46

SaDe: Sanatçı destek fonu depremden etkilenen sanatçıları destekliyor

Mercedes-Benz Türk ve İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) iş birliğiyle geçtiğimiz yıl başlatılan SaDe (Sanatçı Destek Fonu) projesi bu sene depremden etkilenen sanatçıları destekliyor
Sanatçı Destek Fonu Proje Yöneticisi Duygu Şengünler
Sanatçı Destek Fonu Proje Yöneticisi Duygu Şengünler

Esin Hamamcı

SaDe (Sanatçı Destek Fonu), bu yıl yalnızca Kahramanmaraş depremlerinden etkilenen sanatçıları desteleyecek şekilde başvurulara açıldı. Resimden heykele, seramikten fotoğrafa birbirinden farklı disiplinlerde çalışan 84 sanatçı fona başvurdu. Jüride ise Şive Neşe Baydar, Burçak Bingöl, Sinem Dişli, Erkan Özgen ve Evrim Kavcar yer aldı. Geçtiğimiz günlerde ise desteklenen 6 sanatçı açıklandı. SaDe Sanatçı Destek Fonu için Proje Yöneticisi Duygu Şengünler, Mercedes-Benz Türk Kurumsal İletişim Müdürü Miray Demirel ve sanatçıların görüşlerini dinledik.

SaDe: Sanatçı Destek Fonu Proje Yöneticisi Duygu Şengünler:

“Sanatçılara 5.000’er euro destek sağlanacak”

İKSV’nin SaDe (Sanatçı Destek Fonu) programı bu yıla özel olarak yalnızca depremlerden etkilenen sanatçıların başvurularına açıldı. Bunun sizin için önemi nedir? Sanatçılar adına nasıl bir destek sağlamayı planlıyorsunuz?

İKSV, Kahramanmaraş depremlerinin ardından Enstrüman Destek Fonu gibi projelerle depremden etkilenen sanatçılarla dayanışmaya yönelik çalışmalar yürüttü. Bu doğrultuda, Mercedes-Benz Türk’le hayata geçirdiğimiz SaDe fonunun ikinci döneminde de deprem bölgesinden ve 35 yaşını aşmamış sanatçılara yönelik bir çağrıda bulunmanın anlamlı olacağını düşündük. Program yoğun bir ilgi gördü ve farklı alanlarda üretim yapan 84 sanatçı fona başvurdu. Jüri üyelerimiz Şive Neşe Baydar, Burçak Bingöl, Sinem Dişli, Erkan Özgen ve Evrim Kavcar, başvuruları titizlikle değerlendirdi. Program kapsamında, tasarı aşamasındaki projelerini geliştirmeleri için seçilen sanatçılara 5.000’er euro destek sağlanacak. Ayrıca, sanatçıların üretim süreçlerini daha da derinleştirebilmeleri için hem İKSV ekipleriyle hem de alanlarında uzman mentörlerle yıl boyu çalışma olanağı sunacağız. Bununla birlikte, ihtiyaç duydukları kültür-sanat profesyonelleri, kurumlar ve üreticilerle bir araya gelmelerini sağlayacağız.

Mercedes-Benz Türk Kurumsal İletişim Müdürü Miray Demirel:

“Kültür-sanatın #daima yanında”

SaDe (Sanatçı Destek Fonu) programı kapsamında değerlendirilecek sanatçıların üretimleri sizin için ne ifade ediyor? SaDe programının sizin için önemi nedir?

Mercedes-Benz Türk olarak, kültür ve sanatın toplumların gelişiminde öncü rol oynadığına inanıyoruz. Yaklaşık 40 yıldır “Kültür-sanatın #daima yanında” mottomuzun rehberliğinde pek çok çalışmaya destek veriyor ve projelere imza atıyoruz. Toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve kültürel mirasımızı korumayı teşvik eden projeler önceliğimiz oluyor. SaDe programı ile temelde ülkemizde sanatsal üretimi ve genç sanatçıları desteklemek üzere yola çıkmıştık. Bu yıl ise odağımızı deprem bölgesinden sanatçılara ve deprem bölgesindeki sanatsal üretime çevirdik. Depremin ilk gününden beri bölgede sosyal yaşamın devamlılığı, çocuklarımızın sosyal gelişimi, gençlerimizin eğitimi ve bölge halkının devam eden ihtiyaçlarının takibi ile desteklerin sürekliliği için çalışıyoruz. Temel ihtiyaçlara, eğitime, spora yönelik desteklerin yanında sanatsal üretime yönelik desteğin de çok önemli olduğuna inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, toplumlar sanat sayesinde hem geçmişlerini korur hem de bu geçmişi geleceğe taşıma imkanına sahip olurlar. Bu anlamda, genç sanatçıların yaratıcı süreçlerini desteklemek ve sanatsal üretimlerinde yanlarında olabilmek çok kıymetli. Ülkemizde, deprem bölgesinde üreten sanatçıların bu zorlu dönemde sanatsal üretimlerini desteklemekten mutluluk duyuyoruz; üretilecek eserlerin bölge halkıyla da buluşmasını büyük bir heyecanla bekliyoruz.

Söz Sanatçılarda

Rozelin Akgün:

SaDe fonu, benim ve üretimlerim için gerçekten büyük bir öneme sahip olacak. Bu destek sayesinde, özellikle materyal araştırmaları gerektiren projelerime daha fazla odaklanabileceğim. Biyomateryal alanında yaptığım çalışmalar, malzeme açısından ciddi kaynaklar gerektiriyor ve bu fon bana büyük bir katkı sağlayacak. Ayrıca, programın sunacağı mentörlük fırsatları sayesinde deneyimli isimlerden öğrenecek ve projelerimi daha da geliştirebileceğim. Bu destekle birlikte, yaratıcı süreçlerimde daha özgür hissedecek ve işlerimi daha geniş kitlelere ulaştırma şansı bulacağım.

Nesime Karateke:

Deprem bölgesinde çalışma yürütmek, üretim yapmak bölge koşullarından ötürü çok zorlayıcı olabiliyor. SaDe fonunun üretim sürecinde sunduğu ekonomik katkı ve özellikle mentörlük destekleri, üretimlerimi gerçekleştirmede kolaylık sağlayacak.

Macide Yalçınkaya:

Bir deprem şehrinde yaşamak, felaketten sonra da yaşamaya ve çalışmaya devam etmek çok yıpratıcı olabiliyor. Böyle zamanlarda gelen destekler daha kıymetli bir hale geliyor. Motivasyonumu günlük yaşantının zorlukları dışına çekip üretmeye devam etmek adına değerli bir gelişme olduğunu düşünüyorum.

Aylin Çankaya:

Her şeyden önce bu fonun depremden etkilenen sanatçılara ve deprem bölgesiyle ilişkili üretimlere ayrılmış olmasını önemli bulduğumu belirtmeliyim. Benim için doğup büyüdüğüm ve depremle beraber önemini daha güçlü anladığım Antakya’da bir şeyler yapmak çok kıymetli. Depremden önce de kıymetliydi ama şimdi büyük ölçüde yıkılmış ve hafızasını kaybetme riski taşıyan bir kent var. Bu kentin hikayelerini toplamak, sanat yoluyla başka bir dile tercüme etmek ve ifade etmek bana bir görev gibi geliyor artık. SaDe fonu kapsamında gerçekleştireceğim üretimin kentin yeniden ayağa kaldırılma sürecinin öneminin anlaşılmasına katkısı olmasını umuyorum.  Ayrıca bu fon kapsamında alanında uzman bir mentörle çalışma olanağı bulacağım. Bunun, şimdiye kadar kendime biçtiğim hikâye anlatıcılığı rolünün görsel sanatlar alanıyla bağlarını kuvvetlendirmek adına önemli bir katkısı olacak.

Cemil Çalkıcı:

SaDe fonu için duyurulan açık çağrıya başvurana kadar genellikle sanatsal üretimlerimi kendi kısıtlı bireysel ölçeğimde gerçekleştiriyordum. İçe kapanmak bir yere kadar faydalı bir süreç fakat dışsal bir motivasyona ihtiyaç duyuyordum. SaDe projesine kabul edildiğimi öğrenince ihtiyacım olan motivasyonu birden hissetmeye başladım. Adana'nın doğal ve yapılı çevresine odaklanarak geliştireceğim proje için kullanacağım fonun beni ekonomik anlamda daha çok özgürleştireceğini düşünüyorum. Sanatsal pratiğimde kullanmayı istediğim fakat çeşitli kısıtlılıklarla ertelediğim malzeme, araştırma ve üretim araçlarını bu vesileyle deneyebileceğim. Öte yandan, bu proje boyunca mentörle birlikte çalışma olanağı sağlamalarını da en az fon kadar önemli buluyorum. Bu desteğin, çalışmalarımı bir üst aşamaya taşıyabilmek için samimi bir dış göze olan ihtiyacımı da karşılayacağını düşünüyorum.

Gökçe Çetin:

Öncelikle, deprem sonrası yaşadığım büyük kaybın ardından sanat benim için bir iyileşme ve kendini ifade etme aracı oldu. SaDe fonu, bu zorlu süreçte yaratıcılığıma ve sanatsal üretimlerime odaklanmamı sağlayacak kaynakları sunarak, kendimi daha derinlemesine keşfetmemi ve kaybettiğim kardeşimle olan bağımı yeniden ele almamı mümkün kılıyor. Bu fon, üretimlerimin daha profesyonel ve planlı bir şekilde gerçekleşmesine olanak tanıyor. Aynı zamanda İKSV aracılığıyla, sanatçılar, üreticiler ve araştırmacılarla da bağlantı kurarak projeme daha geniş bir perspektif kazandırma imkânına sahip olacağım. SaDe fonu, yalnızca bireysel sanatsal üretimimi desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda bu üretimin toplumsal bir bağlamda anlam bulmasına ve yas süreci gibi evrensel bir konuyu ele alırken toplumsal bir tartışma yaratmasına da katkı sağlıyor. Bu nedenle, SaDe fonunun sunduğu olanaklar benim için hem bir sanatçı hem de bir birey olarak iyileşme, üretme ve paylaşma fırsatı anlamına geliyor.