Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu sonrasında hem dünyadaki gelişmeleri hem de Sabancı Holding’in gündeminde öne çıkan konuları konuşmak üzere bir grup gazetecinin katıldığı bir sohbet toplantısı düzenledi.
Günde en az 15 bin adım atarak döndüğü Davos’taki gündemin “güvenlik” ve ülkelerde bu yıl içinde değişecek olan siyasi dengelere odaklandığını söyleyen Cenk Alper, Sabancı Topluluğu’nun Türkiye ve dünyadaki yatırımlarında, ilişkilerinde aldığı pozisyonu anlatırken, başta iklim krizi ve göçler karşısında artan tehditleri değerlendirdi. Malum Türkiye’de de seçim gündemi var. Alper, yüksek enflasyon, yerel seçimler, yeni ekonomi yönetiminden beklentiler ve kentsel dönüşüm-deprem konularında da açıklamalarda bulundu.
Tam de 6 Şubat depreminin yıldönümünden hemen sonra gerçekleşen sohbette hem depremin yarattığı travmayı hem de başta İstanbul ve İzmir gibi illerde olabilecek depremlere karşı alınabilecek önlemleri de konuştuk. Bu sohbette öne çıkan konuları sıralayacağım.
Kratos kentsel dönüşüme alternatif olabilir mi?
İstanbul’da yapı stoğu kötü durumda. Fay hattının geçtiği yerler büyük tehdit altında. Ancak yıllardır kentsel dönüşüm maalesef rantsal dönüşüm haline geldi. Ve İstanbul’da binlerce binanın aynı dönem içinde dönüşüm için yıkılması da bir çevre ve sağlık sorunu yaratıyor. İstanbul’da hava kirliliği artıyor. Sabancı Holding’in çatısı altındaki Kordsa’nın bina güçlendirme ürünü Kratos, binaların teknolojiyle ve yenilikçi malzemelerle güçlendirilmesini sağlıyor.
Cenk Alper bu konuda şu bilgileri verdi: Kratos bir binanın tamamen yıkılmasından çok daha az maliyetli bir çözüm sunuyor. Binaların mühendisler tarafından incelenmesinin ardından Kratos dışarıdan duvarı sarıyor, kolonları güçlendirerek binanın bütünselliğini koruyor. Kratos, yani karbon fiber malzemeyle kolonların ve duvarların güçlendirilmesi işi çok daha uygun maliyetli ve çok daha hızlı. Bunu tek başımıza değil, üniversitelerle iş birliği içinde yapıyoruz. Binaların denetimi yapılıyor. Statiği hesaplanıyor ve o ihtiyaca göre binalar güçlendiriliyor. Kentsel dönüşümü hızlandırmanın en kolay yollarından bir tanesi bu. Kratos yapısal güçlendirme ürünlerimizle yıkıp yeniden yapmaya göre hem zamandan hem maliyetten kazandırıyoruz ve sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz. Ortalama bir daireyi hacim kaybı olmaksızın yıkıp yeniden yapım maliyetinin yüzde 25-30’una güçlendiriyoruz. Kentsel dönüşümde yıkacaksınız yapacaksınız o sırada o evde oturanların kirasını ödeyeceksiniz. Yıkıntı atıklarını, moloz yığınlarını kaldırmakla uğraşacaksınız. Kratos değerlendirilmesi gereken bir alternatif.
Büyük şirket yaratabilmeyi hedefliyoruz
Akbank yıllardır Sabancı Holding’in amiral gemisi olarak bilinir. Cenk Alper’e son dengeleri sorduk, şöyle yanıt verdi: Sabancı Holding’in net aktif değerinin yaklaşık yüzde 70’i banka iş kolundan geliyordu. Şimdi 1/3’ü banka, 1/3’ü enerjiden geliyor. Geri kalanı da diğerleri diye düşünebilirsiniz. Diğerleri dediğimiz ise sanayi, yapı malzemeleri ve dijital şeklinde gidiyor. Şimdi iki büyük yapının yanına şimdi üçüncü-dördüncü büyük şirketi yaratabilme hedefimiz var. Yeni değer “sanayi, yapı malzemeleri ve dijital” iş kollarımızdan birinden çıkacak. 5 yılda temiz enerji ve iklim teknolojilerine 6 milyar doların üzerinde yatırım yapacağız.
Sağlık şirketi yolda
Alper, sağlık alanında hizmet vermek üzere sağlık sigortası şirketi oluşturduklarını da açıkladı. Sabancı Agesa’nın lisansını aldıklarını ve Nisan’da ilk poliçeyi keser hale geleceklerini söyleyen Alper, sağlık alanında ayrıca Sabancı Ventures aracılığıyla bu alana faydası olabilecek dijital şirketlere yatırım yaptıklarını aktardı.
Davos’ta 6 ayda yapacakları görüşmeleri 4-5 güne sığdırdıklarını söyleyen Cenk Alper, Davos izlenimlerini de paylaştı. Alper’in altını çizdiği noktalar şöyle sıralandı:
Çin belirleyici, dünya bundan sıkıntıda
- Rusya, Avrupa, Amerika ve Çin ekseninde şekilleniyor dünya. Jeopolitiğin, ekonominin belirleyicisi haline geldiği bir dönem yaşıyoruz. Bu gerilimlerin arkasında iki tane temel neden var; biri enerji, diğeri ise bilgi teknolojileri. Çin, tüm dünyadaki kritik minerallere ve teknolojilerin ara mamullerine hakim duruma geldi. Enerji dönüşümündeki en hızlı şey yenilenebilir enerjiye hızlı yatırım yapmak. COP28’te de bu konuda bir karar alındı ve dendi ki; “Üçe katlayalım.” Tamam yapalım da; üç katına katlayacak malzeme ve üretim kapasitesi Çin’de. Dolayısıyla Çin ile iş birliği içinde olmadan bu işin yürütülmesinin imkanı yok. En büyük gerilim enerji işinde.
- İkinci büyük gerilim de çip teknolojisi üzerine... Tayvan meselelerinin tamamı bu çip teknolojileri üzerinden gelişiyor.
Türkiye üretken yapay zeka seferberliğine girmeli
- Dünya yeni bir teknolojik devriminin eşiğini geçmiş durumda. Bu da bu üretken yapay zeka meselesi. Yapay zekanın en çok kullanıldığı sektörler ilaç, kimya, malzeme teknolojileri… Türkiye yeni bir seferberliğe girecekse, üretken yapay zeka seferberliğine girmesi gerekir. Yetişmiş insan gücümüzü burada tutmalıyız. Bu teknolojileri olabildiğince hızlı şekilde bu ülkeye getirmeliyiz. Çünkü bu teknolojilerle, gelişmekte olan ülkelerin ucuz işçilik maliyetinden kazandığı rekabet avantajı tamamen ortadan kalkıyor. Bakın bugün en büyük maliyet yazılım… Bu yazılım araçlarıyla şu anda yazılımın yüzde 30-40’ı robotlaştırılmış durumda. Cihaz, kodu kendisi yazıyor. Buna sahip olan şirketlere inanılmaz bir rekabet avantajı getirecek. Tüm bunlar kuantum bilişimle bir araya geldiğinde, ucu bucağı olmayan bir şeyden söz ediyoruz.
Sabancı ne yapıyor?
Cenk Alper geçtiğimiz yıl Sabancı Topluluğu’nun tüm yönetim ekibinin dünya çapındaki yapay zeka liderlerini dinlediğini aktardı. “Tüm iş kollarımızda, uygulama projelerimiz başladı. Yapay zekanın etkisi ne olur, bunlar ürüne nasıl dönüşür onun üzerinde çalışıyoruz. Dünya örneklerine baktığımızda, call center’lardaki yapay zeka uygulamalarında yüzde 30-40’lara varan verimlilik var. Bu oran, yazılım sektöründe yüzde 30’u aşıyor. Ar-Ge ve toplam ürün geliştirme süresini ise 10’da 1’e kadar kısaltıyor. İşin içinde bir de enerji verimliliği konusu var. Türkiye’de rüzgar türbinlerinin yer tespiti, tüm izinlerinin alınması 3 ila 5 yıl arasında sürüyor. Enerji üretimi ve yapay zeka uygulamalarıyla ilgili bir örnek var. Bir bölgenin topografyasını ve meteorolojik verileri sunuluyor. Verilen dataların ardından, türbinlerin bölge içinde yerleştirme işi 1 ay içinde tamamlanabiliyor. Yani yeter ki elimizde doğru veri olsun. Yapay zeka enerji verimliliği ile ilgili de bu imkanı bize sunuyor. Elinizdeki 2 veriyi birleştiriyor. Anlamlı başka bir veri haline getiriliyor. Bunu da o kadar fazla kombinasyonla yapıyor ki en sonunda en doğru kombinasyonu buluyor. Yani Davos üzerinden okumaya devam edersek; bir tarafta endişe, bir tarafta yapay zekanın getirdiği fırsatlar, bir tarafta da artık enerji dönüşümünün hızlanması zorunluluğu var gündemde.
Türkiye’de yeni ekonomi yönetiminden beklentiler ve yabancı sermayenin Türkiye’ye bakışı ile ilgili olarak da Cenk Alper şu değerlendirmelerde bulundu: ‘Yabancı yatırımcıların biraz zamana ihtiyacı var. Yüksek enflasyon herkesi ürkütüyor. Ama iyi bir yola girdiğimizi; yeni orta vadeli planla doğru tedbirlerin alındığını görüyorlar. Enflasyonla mücadele doğru yolda. Biz de destekliyoruz. Fakat bunun tasarrufla da desteklenmesi lazım. O tarafta alacak yolumuz var. Türk şirketleri işlerini büyütebilmek için yurt dışına çıkmak zorundalar. Türkiye’de büyük şirketler dışındaki şirketlerin ulaşabildiği ciro rakamları sınırlı. Milyar dolarlık şirketler yaratabilmek için daha fazla ekonomiye ulaşmanız lazım. Türk sanayisinin ve Türk sanayicisinin olgunluğu da bu noktaya geldi.