05 Mayıs 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 29.09.2023 11:57 | Son Güncelleme: 30.09.2023 12:41

Hakan Aran: Teknolojiyi insanın yerine koymayı aklımızdan geçirmedik

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran "Teknolojiyi insanın yerine koymayı aklımızdan geçirmedik. Biz yeni teknolojileri insanlarımızın kabiliyetlerini arttırmak, ülke ekonomimize sürdürülebilir değerler yaratmak için kullanmak istiyoruz. Bu değişimin Türkiye’de öncüsü olacağız" dedi
Hakan Aran: Teknolojiyi insanın yerine koymayı aklımızdan geçirmedik

Türkiye İş Bankası'nın Cumhuriyet’in 100. yaşı vesilesiyle “Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı” başlıklı konferansının ikinci gününde araştırmacı ve bilim insanı Andrew McAfee, İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve tarihçi Yuval Noah Harari sahne alıyor.  29 Eylül’deki konferansın ikinci oturumunda İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, “Geleceğin Bankası Olmak” teması ile konuştu.

Modern ve milli banka

Hakan Aran "Atatürk İş Bankası’nı vatanı kurtaracak ve yükseltecek tedbirlerin başında olarak, halkın doğrudan itibar ve itimadından meydana gelen, ki çok ağır sorumluluk bunlar, yani halkın itibar ve itimadını koruyabilmek, kurdu. Bankacılığın güvene dayalı bir müessese olması ve güvenin de müşteriyle tesis edilebilmesi... Bu da üstümüze yüklenen bir vazifedir. İş Bankası’nın yolculuğu Atatürk’ün tam manasıyla modern ve milli bir banka kurulması talimatıyla, bu yönlendirmesiyle başlıyor” dedi. 

Çalışırken sosyal fayda

Aran "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün idealleriyle, milletin fedakarlıklarıyla zor şartlarda kazanılmış bağımsızlığın ekonomik olarak desteklenmesi misyonuyla kurulmuş bir bankayız. Genç arkadaşlarıma sormak istiyorum: Kim böyle bir kurumda çalışmak istemez? Kim böyle bir kurumda çalışmaktan keyif almaz, zevk almaz? Sanıyorum çok az kişi buna ben istemem diyecektir. Çünkü ben görüyorum ki gençlerimiz sadece para kazanmak için çalışmak istemiyorlar. En çok sordukları şeylerden biri, çalışırken nasıl sosyal fayda sağlayacakları... Bu aralar belki istifaların çoğalması da kurumlardaki sosyal faydanın azalması olabilir. Aksi takdirde sadece maddi bağ oluyor, sonra istifa ediyorlar” ifadelerini kullandı. 

Hakan Aran “Ülke olarak misyonumuz 100 yıldır tüm İş Bankalılar tarafından benimsenmiş. Bir asırdır ayakta kalmamızın en önemli temeli de budur herhalde. Aile şirketlerinin toplantılarına katılıyorum bazen, 3. nesil, 4. nesil nasıl ayakta kalır diye soruyorlar bana. Bence aile şirketine en güzel örnek İş Bankası’dır. Atatürk bankayı aile şirketi olarak ama aynı zamanda modern ve milli bir banka olarak kurdu. Hem aile şirketi hüviyetimizi kaybetmedik, hem de modern ve milli bir banka olduk. Kredi büyüklüğünden tutun tüm büyüklüklerde özel bankalar arasında lider konuma gelmek çok az aile şirketine nasip olur. Aile şirketlerine İş Bankası’nı örnek almalarını öneriyorum” dedi.

Daha azla daha fazlasını başarmak

Aran “20 binden fazla çalışan, bu sayıdan biraz daha fazla emekli, ikisinin toplamından fazla iştirak çalışanlarıyla büyük bir aileyiz. Cumhuriyet ilan edildiğinde Ankara’nın nüfusu 21 bin civarındaydı. Bankamızın resmi açılışında 150 davetli çağrılıyor ve şehirde bu kadar davetliyi sığdıracak salon yok. Gruplar halinde almak zorunda kalıyorlar. Davetlilere limonata ve pasta ikram ediliyor. Bu detaylar biz İş Bankalıları hep etkilemiştir. Bu davette cumhuriyetin ilk yıllarının ilham verici izlerini görmek mümkündür, ilk yılların özetidir. Türkiye İş Bankası daha azla daha fazlasını başarmak için kurulmuş ve bir bankadan daha fazlası olmuş bir kurumdur” diye konuştu ve sözlerine şöyle devam etti: 

Geleceği inşa etmek

Vizyonumuz şu: Geleceğin bankası olmak olup biten, ulaşılan bir şey değildir. Her gün yeniden kazanmanız hak etmeniz gereken bir unvandır. Her gün geleceği inşa edenler arasında olacaksınız, başı çekeceksiniz. Kripto para dünyası nereye gidiyor? Merkeziyetsiz finansta neler oluyor? Blokzincir teknolojisiyle neler yapılıyor? Yeni çalışma yöntemleri nelerdir? ChatGPT gibi teknolojiler bankacılığı nasıl etkiler? Rekabet ne yöne gidiyor? Nasıl başarılı olurum? Bunları her gün düşünmeniz, yaşamanız gerekiyor. Bizi çevik tutan da budur.

Türk bankacılık sektörünün gelişimi için geçmişte birçok girişimi hayata geçirdik. Ancak gelenek küllere tapınmak değil, alevin kuşaktan kuşağa aktarılmasıdır. Geleceğin olmadığı, gelecek kuşakların olmadığı yerlerde geleceğin bankacılığı yapılamaz. Bazı işler yarına dairdir. Faydasını gelecek nesiller görür. Doğaya, topluma, insana dair yapılan her şey yarına yatırımdır. Sürdürülebilir değer yaratma... Atatürk’ün dediği gibi: ‘Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Fakat yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Asla şüphemiz yoktur ki ülkemiz yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale yüksek ilimdir. Milletimizin yüksek karakterini, fıtri zekasını, milli birlik duygusunu mütemadiyen her tür tedbirle inkişaf ettirmek ülkümüzdür.’ Kurucunuzun böyle bir ülküsü varken nasıl olur da sadece bir banka olarak kalabilirsiniz? İş Bankası bu ülküyü düstur edinmiş, milletimizin bir güneş gibi doğması için çalışmıştır, çalışmaktadır.

Sürdürülebilir değer yaratma

Koç Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi gibi kurumlar bünyesinde kurduğumuz araştırma merkezleri, İktisadi Bağımsızlık Müze’miz, Yeni Cami Bankacılık Müze’miz, Patara, Teos, Zeugma arkeoloji kazılarına verilen destek, çocuklarımızın daha iyi eğitim alması için Darüşşafaka, TEMA’yla 81 il, 81 orman projesi, satrançta sponsorluk vererek milyonlarca çocuğa dokunuyor olmamız, son olarak Petrol Ofisi’yle birlikte deprem bölgesinde, STK’ların da desteğiyle yaklaşık 1 milyon çocuğumuza dokunacak binlerce öğretmen istihdamını sağlayacak bilim atölyeleri çalışmamızı başlatıyoruz. Tüm bunlar sürdürülebilir değer yaratmadan, geleceği inşa etmekten, geleceğin bankası olmaktan ne anladığımızın karşılığıdır. Çocuklarımızın da bizimle aynı refahı yaşayarak, aynı havayı soluyarak yaşama hakkını ellerinden almamak için sürdürülebilir değer yaratmaya önem veriyoruz.

Kapsayıcılık ve katılımcılık

Kapsayıcı ve katılımcılık ise sadece kârlı yerlere değil karlı yerlere ulaşma vizyonumuzun içinde. Türkiye’nin en geniş fiziksel şube ve en geniş bankamatik ağına sahipsek ve modern bir banka olarak İşcep’le müşterilerimize 14.5 milyon müşteriye ulaşabiliyorsak, insana dokunmak, insanı kazanmak, erişebilir olmak için yapıyoruz. Türkiye’nin büyükşehirlerinde yeni nesil girişimcilerle aynı dili konuşan girişimcilik şubelerimizden 3 bin genç girişimci yararlandı. Sektörümüzde bir ilktir. Yeni lokomotiflerden biri olarak görmesek bile lokomotiflerin yakıtı olarak görüyoruz girişimciliği. Eğer sanayi ve tarım lokomotifse girişimcilik sanayinin yakıtıdır. Bakış açımız bu. Özellikle yükselen dijital ekonominin yapı parçası gördüğümüz için bu şubeleri açıyoruz.

"İş Bankası uzun mesafe koşucusudur"

Türkiye’nin en bereketli ovalarında köylüye, çiftçiye 50 tarım ihtisas şubesiyle 475 bin çiftçiye ulaşıp eğitim veriyorsak kapsayıcılık ve katılımcılıktan ne anladığımız ortadadır. İş Bankası uzun mesafe koşucusudur. 100 yıldır başarıyla koşuyoruz, koşmaya devam edeceğiz. Bu bankanın 17. genel müdürü olarak bu bankanın 1 yüzyıl daha koşmasını sağlamak aynı zamanda benim şahsi misyonumdur.

Dijital çağda insan kazanmak

Cumhuriyetimizin alamadığı insanı dijital çağda alma şansımız var. Dijital çağda veri, yapay zeka, sosyal medya interneti köylere ulaştırınca aracısız iletişimin kolaylaştığı bir yerde girilemeyen ev dokunulamayan insan kalmayacak. Teknolojik imkanlar bugün mevcuttur. İnsanımız iyiyi doğruyu güzeli gördüğünde anlayacak olgunluktadır. Bizim samimiyetimizden iyi niyetimizden kimsenin şüphesi olmasın bu amaçla fonlarımızı kurduk, projeleri başlattık.

Teknoloji değil insan

Teknolojiyi insanın yerine koymayı aklımızdan geçirmedik. İnsanın yanına konumlandırmayı, zor olanı seçtik. Yapay zeka konuşulduğunda en kolayı sayıyı azaltıp verimliliği arttırmaktır ama biz insansız dönüşümün tatsız ve yavan olduğunu hatta mümkün olmadığını düşünüyoruz. Biz yeni teknolojileri insanlarımızın kabiliyetlerini arttırmak, ülke ekonomimize sürdürülebilir değerler yaratmak için kullanmak istiyoruz. Bu değişimin Türkiye’de öncüsü olacağız.

 

Atatürk’ün bize yurttaşlar, efendiler, ey Türk gençliği diye yaptığı konuşmalar bize gösterdi ki en büyük zenginliğimiz ne madenler ne iklim ne başka bir şey en büyük zenginliğimiz insandır. Atatürk inkılaplarını başarmış bir halkız. Bugün Anadolu’nun köyünde pazarda kredi kartıyla alışveriş yapılıyorsa, 90 yaşındaki annemiz babamız akıllı telefon kullanıyorsa inanıyorum ki Atatürk’ün amaçladıklarını yapabileceğiz. Başta Atatürk olmak üzere cumhuriyetimizin kurucuları önünde minnet ve saygıyla eğiliyorum.