Biliyorsunuz bu sayfada toplumsal fayda yaratan işlere, sivil toplum kurumlarına ve sosyal girişimcilere yer veriyorum. Yoksulluk, yoksunluk, eğitimde fırsat eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliği, sağlık hizmetlerine erişim, gençler, engelliler, dezavantajlı kesimlere yönelik proje üretenlerle, bu konuları mesele edinenlerle, girişimcilerle buluşuyoruz her hafta.
21 yaşından beri kendim de sivil toplum gönüllüsü ve aktivist olarak hep şuna inandım: Biz ancak birlikteyken güçlüyüz, sivil toplum bizim en kuvvetli kasımız.
Birbirimize ihtiyacımız var. Yokluklar, yoksunluklar ve acılar karşısında empati kurabilmeli, birbirimize el uzatabilmeliyiz.
Biz söz var, “Acı duyabiliyorsan canlısın… Başkasının acısını duyabiliyorsan insansın.”
İşte maalesef böyle çok büyük bir felakette de en çok ihtiyacımız olan bu, empati kurabilmek ve dayanışmak.
Haberi alır almaz bölgede yaşananları öğrenmek için telefona sarıldım. İnsanların çaresizliğe düşmesiyle kahroldum, kahrolduk. 7.8 şiddetinde bir deprem. 10 il yerle bir olmuş. Belediye başkanları telefonda ağlıyor.
Aklıma daha önce gittiğim Düzce, Gölcük depremleri geldi. İzmir’de yaşadığım depremde yüreğimin ağzına gelişini yeniden yaşadım. Çevremde, “Eyvah ya İstanbul’da da deprem olursa” diyenlerin o an için bencilce gelen tavırları bir yana, “ne yapabiliriz” diyenlerin insanlığına sarıldım.
Evet ilk kez bu kadar geniş bir coğrafyayı etkileyen böylesine büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık.
Daha önce yaşanan depremlerden de hiç ders çıkarmamış bir halde olduğumuz gerçeğiyle yüzleştik.
Bir deprem planımız, koordinasyonumuz yokmuş hala, bunu gördük. Kurtarma ekiplerinin hazırlıkları da böylesine büyük bir felaketi omuzlayacak durumda değilmiş. İnsanların acıları yüreğimize oturdu her geçen saat, bu gerçekler yüzümüze tokat gibi vurdu.
Kadın Koalisyonu'ndan haberler ulaştı
Ben ilk haberleri Kadın Koalisyonu’ndaki arkadaşlarımdan aldım. Bölge illerdeki aktivist arkadaşlarımıza ulaşmaya çalıştık. Uzun süre ses çıkmayan ve maalesef bu korkunç depremde yardım eli uzanmadığı için enkazda kalan arkadaşlarımız oldu.
“Devlet nerede?” seslerinin yükseldiği yerde insanların feryatları sivil toplum örgütleri, gönüllülerini hızla bir araya getirdi.
İhtiyaç Haritası’ndan Mert Fırat listeler paylaştı. Habitat çağrı yaptı. TOG gönüllülerini harekete geçirdi. Çevremdeki herkes mezun oldukları okulların dernekleri, iş yerlerindeki gönüllü platformları ve çocuklarının okullarındaki oluşumlarla, iş arkadaşlarıyla, komşularıyla bir araya geldi.
Hep birlikte “dayanışma yaşatır” dedik bir kez daha.
Binlerce canımız buz gibi havada enkazın altında direnirken buna kayıtsız kalmayan, elindeki avucundakini bir araya getirenler, bebek maması, kadın pedi, bebek bezi, çorap, battaniye, ısıtıcı, hijyen malzemeleri toplamak için seferber oldu. Montlar, botlar, sıcak tutacak giysiler toplamaya çalıştı. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor ve birçok kulüp çağrıda bulundu. Statlara koli koli yardımlar taşındı.
Elazığ depreminde oluşturulan Afet Platformu çatısı altındaki dernekler el ele verdi, koordinasyon kurmaya çalıştı.
Nerede neye ihtiyaç var, Ahbap’tan, İhtiyaç Haritası’ndan gördük.
Ahbap kurucusu Haluk Levent, “Depremzedeler için 3 bin konteyner alacağım” diyerek çağrıda bulundu üreticilere. Binlerce Ahbaplı, TOG’un 50 bin gönüllüsü genç, İhtiyaç Haritası’nın Habitat’ın gönüllü gençleri yardımları organize etmek için seferber oldu.
Sırt çantasını alanlar AFAD ile iletişime geçip bölgede enkaz çalışmalarına katılmak için bölgeye koştu. Birçok şirketin arama kurtarma ekibi deprem bölgesine ulaşmak için sıraya girdi. Zamanla yarışıldı.
Sosyal gastronomi şefi Mardinli Ebru Baybara Demir, tüm ekibini organize edip, malzemelerini alıp ilk adımda Adana’ya ardından da Kahramanmaraş’a gidip mutfak kurdu. Osmaniye’de binlerce kişiye yemek pişirdiler. Hala da pişirmeye devam ediyorlar.
Akut Vakfı’nın başkanı Nasuh Mahruki, malum deprem konusunda en deneyimli isimlerden, yardımları Akut dostlarıyla örgütlemeye koyuldu ve yapılması gerekenleri sıralayarak sürekli uyardı.
Kırmızı Çocuklar derneği koruyucu ailelere, evlat edinen ailelere seslendi, yurtlarda kalan ve depremden kurtulan çocuklar ve gençlere destek olacağını açıkladı.
Derneklerin ve aktivistlerin sosyal medya kanallarından nerede barınma olanağı olduğunu, nerede yemek dağıtımı yapıldığını öğrendik.
Ancak sivil toplumun empati kurma becerisi, gönüllü ruhu, organize olma yeteneği ve insanının dayanışma gücü de bazı engelleri aşamadı. Çok zor oldu hızla yardımları ulaştırmak. Çok zor oldu deprem bölgelerine girmek. Maden işçileri günlerce bekletildi. Tırlar yollarda kaldı.
Her şeye rağmen afetin sıcağı sıcağına hissedildiği anlarda sivil örgütlenmeler iyi ki var dedik.
AFAD’ın böylesine büyük bir felakette yetersiz kaldığı günlerde yine iyi ki sivil toplum gücümüz var dedik.
Dayanışma gücümüzle memleketimizin her köşesinden destek yağdı. Yurt dışında yaşayan üst düzey yöneticiler, doktorlar Türkiye’de güvendikleri derneklerin hesaplarına destekte bulundular.
Hamdi Ulukaya'dan 1 milyon dolar
Türk iş insanı Hamdi Ulukaya, sosyal medya hesaplarından yaptığı çağrıda, merkezi Amerika’da bulunan ve Türkiye’de geçmişte yaşanan afetlerde de önemli bir yardım köprüsü görevi gören sivil toplum kuruluşu Turkish Philanthrgoy Funds aracılığıyla başlatılan Türkiye Deprem Fonu’na 1 milyon dolar bağışladığını açıkladı.
“Yardımın böylesine yazılması doğru mu” demeyin. Çok büyük bir felaket ve büyük bir acıyı taşıyacağız birlikte. Örnek olmalı sivil toplumun yaptıkları, iş insanlarının çabaları.
Ben bu satırları yazarken hala arama kurtarma ekiplerinin ulaşamadığı yerler vardı. Vinç ihtiyacı çok fazlaydı. Vinç olan bazı yerlerde operatör bulunamıyordu. Hala “ekmek-su bulamıyoruz” diyen insanlar vardı.
İnsanları uykuda yakalayan bu şiddetli deprem öldürdü, kağıttan binalar öldürdü, koordinasyonsuzluk öldürdü. Geride binlerce çocuk annesiz babasız kaldı, binlerce insan yakınlarını kaybetti, evlerini kaybetti.
Yıkılan 10 kentimiz var. Barınma, yaşama yeniden tutunmaları için çok büyük desteğe ihtiyaç var.
Ben yine en çok sivil toplum örgütlerinden, gönüllü insanlarımızdan umutluyum.
Depremzedelerin tüm ihtiyaçlarını birlikte saracağız, evsiz kalanlara birlikte sahip çıkacağız. Sonrasının da çok zor olduğunu bilerek yapacağız bunları ve umarım bu kez ders çıkarırız.