Yeni tanışılan biriyle havadan sudan konuşmak insanı gerebilir. Bu durum özellikle iş hayatındaki çoğu kişi için geçerli sayılabilir çünkü çalışma hayatında gerçekleşen rekabetin ortasında herkes işini yürütmeye çalışırken aynı zamanda karşıdaki insana kendini daha zeki gösterme çabasına girer. Fakat psikologlarla görüşen gazeteci Joanne Lipman insanlarla iletişimde bağlantıların geliştirilmesi ve karşıdaki insana zeki görünmenin yolu olarak tavsiye istenmesini öneriyor. Yapılan araştırmalara göre konuşmanın başlangıcında kişinin kendi eğitimi ya da unvanı hakkında konuşması yerine tavsiye istemek insanı daha akıllı gösteriyor. Konuyla ilgili yürütülen çalışmalar sonucunda Harvard Üniversitesi ve Wharto Universitesi'nde yapılan araştırmalarda öğrencilerden bir partnerle birlikte zeka oyunları çözmeleri istendi.
Bazılarına yalnızca cevaplarının doğruluğuna göre değerlendirilecekleri söylendi. Diğerlerine ise partnerleri üzerinde ne kadar iyi bir izlenim bıraktıklarına göre değerlendirilecekleri söylendi. Daha sonrasında öğrencilere partnerleriyle iletişim kurmaları için üç seçenek sunuldu. Seçenekler şöyle:
- Bana herhangi bir tavsiyede bulunabilir misin?
- Umarım iyi yapmışsındır
- Hiçbir şey söylememek
Doğruluklarına göre derecelendirilen öğrenciler hevesle tavsiye istedi. Ancak ne kadar iyi bir izlenim bıraktıklarına göre değerlendirilenlerin yardım isteme olasılığı yarıdan azdı çünkü yetkin görünmeyeceklerinden korkuyorlardı.
Yine de öğrenciler ya tarafsız ya da kendilerinden tavsiye isteyen bir partnerle eşleştirildiklerinde, tavsiye isteyen kişi hakkında daha yüksek bir görüşe sahip oldular. Kendilerinden tavsiye isteyen kişinin oldukça zeki olması gerektiğini düşündüler. Bunun nedeni yardım istenmesinin karşı taraf için gurur verici olmasıydı. Başka bir deyişle, insanlar 'Benden tavsiye istemekle akıllılık ettiler çünkü ben akıllıyım' düşüncesine sahip. İşte karşıdaki insana daha zeki gözükmenin 3 yolu:
1- Soru sorulmalı
Harvard'da yapılan bir başka çalışmada, araştırmacılar tanışma sohbetlerinin yanı sıra yüz yüze hızlı tanışma sohbetlerine katılan insanları analiz etti. Her iki durumda da insanlar çok soru soranlara karşı daha sıcak duygular besliyorlar. Araştırmaya göre soru soranlar daha ilgili ve anlayışlı görünüyor fakat çoğu kişinin de yeterince soru sormadığı sonucuna varıldı.
Önemli olan, karşıdaki kişinin söyledikleriyle ilgili takip soruları sormak. Bu da gerçekten karşıdaki insanın dinlendiğini ve ilgilendiğini gösteriyor. Bu kişiyi sadece daha sempatik kılmakla kalmaz, aynı zamanda daha cazip hale getirir. Araştırmada ayrıca daha yüksek oranda soru soranlara daha fazla ikinci buluşma teklif edildiği görüldü.
2. Kaygıdan uzaklaşın
Bir yaklaşımda bulunmanın önündeki en büyük engellerden biri kaygı. Kişiyi önemli bir iş bağlantısına, yeni bir fırsata ya da romantik bir partnere götürebilecek ilk adımı atmaktan alıkoyar. Ancak araştırmalar korkunun yanlış yönlendirildiğini gösteriyor. Bir çalışmada, yöneticilere yıllardır görüşmedikleri birinden tavsiye istemeleri talimatı verildi. Yöneticiler önce endişeli ve gergin hissettiler. Ancak daha sonra kendileriyle röportaj yapıldığında, sadece harika tavsiyeler almakla kalmayıp, yüzde 90'ı bu deneyimin keyifli ve eğlenceli olduğunu söyledi.
3. Tanışılan yeni kişiden hemen yakın arkadaş olmaz
Yeni tanışılan başarılı, ünlü veya deneyimli kişiye bağlanmak cazip gelebilir. Ancak onlardan kısa sürede akıl hocası olmalarını istemenin ya da araştırma yapmalarını gerektirecek açık uçlu sorular sormanın zamanı değil. Onlara iş planlarını göndermenin ve ayrıntılı geri bildirim istemenin de zamanı değil. Bunun yerine, belirli sorular sorulmalı ve konuşma kısa tutulmalı. Harika bir ilk izlenimin amacı, ikinci bir izlenim ve ötesini elde etmeyi sağlamak.