İki hafta önce Gazete Oksijen’in sponsoru olduğu Brandweek’te Unilever’in İletişim Başkan Yardımcısı ile “sürdürülebilirlik” kavramı üzerine bir konuşma yaptık. Nedir sürdürülebilirlik? İnsan-ekosistem dengesinin sağlandığı bir dünya. Yani doğayla uyumlu, çevreye minimum zarar vererek yaşamak. Bu da yeni bir kavram. İklim değişikliği yaşanmaya başladığından beri bu krize ne isim vereceklerini şaşırdılar. Baba Bush yönetimine kadar “küresel ısınma” deniyordu. Sonra Baba Bush’un danışmanları bu kavramın çok korkutucu olduğunu, dolayısıyla değiştirmek gerektiğini söylediler ve adına bu sefer “iklim değişimi” dendi. İklim değişimi mantıklıydı, çünkü sağcı oy verenler iklim değişimini New York gibi soğuk bir yerden Florida gibi sıcak bir yere gitmek gibi algılayabiliyorlardı. Bugün de “sürdürülebilir” bir dünya için uğraşıyoruz. Çöplerimizi ayrıştırıyoruz, mümkün olduğunca plastik kullanmıyoruz, kompost yapıyoruz vs.
Ancak bütün bunlar bizim içimizi rahatlatmıyor. Bireyler olarak bir şeyleri değiştirebileceğimize inanmıyor ve ipin ucunu bırakıyoruz. Koca dünyada diyoruz, bu kadar büyük şirketler para kazanmak uğruna dünyayı bu kadar tüketiyorken bir tek bizim akıttığımız su mudur her şeyin sonunu getirecek?
25.11.2022 04:30
Kendime ve hepimize bir soru: Gelecekte ne olacak?
Fiziğimle değil fikirlerimle gündem olmak istiyorum
31 Mart 2023
Türk annelerin ‘Paşam’ sendromu
24 Mart 2023
Biz polisiye romandaki suçlularız
17 Mart 2023
Ne kıyafet, ne yemek onlara insan gerek
Tüm Yazıları
03 Mart 2023