04 Ekim 2024, Cuma Gazete Oksijen
10.12.2021 04:30
Bahar Akıncı
Bahar Akıncı

Kemeraltı yeniden!

İzmir’in tarihsel kalbi Kemeraltı, dokularını yenileyerek ayağa kalkıyor. Fotoğraf çekmek, kültür noktalarına mola vermek ve lezzet duraklarına uğramak, geçmişi ve bugünü konuşmak için doğru zaman

Geçtiğimiz yıl “İzmir Tarihi Liman Kenti” ismiyle UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kabul edilen Kemeraltı, yeniden ayağa kaldırılıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Vakfı, Kentimiz İzmir Derneği ve TARKEM öncülüğünde gerçekleşen çalışmaları yerinde izlemek için geçtiğimiz hafta İzmir’deydim. Hayatımda ilk kez Havra Sokağı içinde yer alan, Kemeraltı’nın kalbinde bir butik otelde uyandım, restore edilerek kültür sanat merkezlerine dönüştürülen tarihi yapıları gezdim, çocukluğumun esnaf lokantalarıyla hasret giderdim, müthiş sanatçılarla tanıştım.  Tüm bunların sonucunda da size 10 duraktan oluşan, adım adım gezebileceğiniz Tarihi Kemeraltı yürüyüş ve fotoğraf rotası hazırladım. İster kadraj tutkunu bir fotoğrafçı olun, ister enstantane peşinde bir amatör ya da beğeni alacak fotoğraf karelerini yakalayan bir sosyal medya tutkunu, bu tur tam size göre! Objektiflerimizi doğrultacağımız yerler arasında Salepçioğlu Camii, Milli Kütüphane, Antikacılar Çarşısı, Havra Sokağı gibi göz alıcı noktalar var. Duvar resimleriyle süslenen, içinde pek çok hikaye barındıran, İzmir’in en güzel noktasını benimle birlikte keşfetmeye hazırsanız, yürüyüşe başlayalım.

Saat Kulesi
Saat Kulesi

1- Saat Kulesi, Yalı Camii ve Hükümet Konağı 

Rotamızın ilk durağı, İzmir’in sembolü Saat Kulesi. 1901 yılında Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yıl dönümü anısına yaptırılan kulenin vişne ve yeşil renkli mermerleri Marsilya’dan getirtilmiş. Mimarı Raymond Charles Pere. Saat Kulesi’nin bakımını üç kuşaktır aynı aile yapıyor. İzmirli saat ustası Feti Pamukoğlu, kulenin saatini altı günde bir kuruyor. Kulenin hemen çaprazında yer alan zarif Yalı Camii ise 18. yüzyıl ortalarında inşa edildiğinde deniz kenarında yer alırmış. 19. yüzyılın başında inşa edilen Katipzade Konağı ya da bilinen ismiyle İzmir Hükümet Konağı’nın 2017’de başlayan restorasyon projesi tamamlanmış ve yapı Konak Meydanı’nda bütün görkemiyle yerini almış. 
Milli Kütüphane
Milli Kütüphane

2- Elhamra Sineması ve Milli Kütüphane

Milli Kütüphane Caddesi’ne doğru ilerliyorum. Araç trafiğine kapalı cadde üzerinde çocukluğumdan beri aşık olduğum iki bina var. İlki Elhamra Sineması ki burası, I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın en karakteristik örneklerinden biri. İzmir Milli Kütüphane Cemiyeti tarafından Milli Kütüphane’ye kaynak yaratmak amacıyla yaptırılan sinemanın mimarı Tahsin Sermet Bey. 1926 yılında tamamlanarak Elhamra Sineması adıyla işletilmeye başlanmış. 1978 yılından beri İzmir Devlet Opera ve Balesi sahnesi olarak İzmirlilerle buluşuyor. Sivri kemerleri, küçük kubbeli kuleleri, geniş saçakları, Rumî süslemeleri ve cephelerindeki çinileriyle kesinlikle görülmeye değer. Hemen bitişiğindeki Milli Kütüphane ise I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın kentteki en özel örneklerinden. İç ve dış mimarisiyle göz alıyor. 

3- İkinci Beyler Sokağı ve Ahmet Ağa Konağı

20. yüzyılda kentte Türklerin sahip olduğu gazeteler, yayınevleri ve matbaalar Beyler Sokağı’nda  konumlanırmış. Milli Kütüphane de ilk olarak İkinci Beyler’deki Ahmet Ağa Konağı’nda açılmış. Restorasyonu biten bu nefis konak, İzmir Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Ofisi olarak hizmet veriyor. İkinci Beyler’de Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü çalışmalarla tarihi doku yeniden ortaya çıkarılmış. Yenilenen cumbalara, konaklara hayran kaldım. İkinci Beyler Sokağı’ndan Abacıoğlu Hanı’na geçerken, yol üzerindeki Hamza Rüstem Fotoğrafhanesi’ne de uğrayabilirsiniz. 
Salepçioğlu Camii
Salepçioğlu Camii

4- Salepçioğlu Camii

Mimarisiyle hayranlık uyandıran Salepçioğlu Camii, sanırım Türkiye’de gördüğüm ender barok mimariye sahip eserlerden biri. 1906 tarihinde ibadete açılan, inşasında yeşil renkli kesme taş ve beyaz mermer kullanılan camin alt katı medrese ve mektep olarak tasarlanmış.

5- Abacıoğlu Hanı

18. yüzyılda artan liman ticaretinin etkisiyle bölgede ardı ardına inşa edilen hanların en güzellerinden biri. 18. yüzyıl başlarında Abacızâde Hacı Mustafa Ağa tarafından yaptırılmış. Konaklama, ticaret ve depolama amacıyla kullanılan yapı, o zamanlarda Musevi mahalleleriyle iç içe ve Rum kilisesinin mahzenine de komşu. 2007 yılında tamamlanan restorasyonuyla Philippe Rotthier Avrupa Mimarlık Yarışması ödülünü almış. Ağaçlı ferah avlusunu çevreleyen iki katlı renkli mekanlarında yer alan keyifli yeme-içme noktalarında tarihi hanın tadını çıkarabilirsiniz.

6- Kemeraltı Antikacılar Çarşısı

Tarihi bedesten yapısı ile antikacı ve sahaflara ev sahipliği yapan mekan, antikasever ve koleksiyonerlerin Kemeraltı’ndaki yeni uğrak noktası. Paris’in en ünlü antika pazarı Clignancourt’un minyatürü gibi. Giriş katında antikalarla dolu Feraye kafe, ikinci el tasarım dükkanı Bohemian Rapsodi, Türkiye’nin en büyük Efes Pilsen koleksiyonuna sahip Sakla Samanı, sanat galerileri ve dükkanlarıyla Kemeraltı Antikacılar Çarşısı mutlaka görülmeli. Belirli günlerde gerçekleştirilen antika mezatı ya da tasarım pazarlarının duyurularını da Instagram hesaplarından takip edebilirsiniz. @kemeraltiantikacilarcarsisi

7- Kızlarağası Hanı ve Arya Kamalı

İzmir’deki hanların en büyüğü ve en görkemlisi. Mimari özelliği bakımından Osmanlı hanları arasında en güzel örnek. Yakup Bey tarafından 1598 yılında yaptırılan ve günümüzde İzmir’in en büyük camisi olan Hisar Camisi’nin yanına inşa edilmiş. Ortasında dibek kahvesi içilen bir avlu, avlunun etrafındaki kemerli taş koridorlarda birbirinden güzel takı, tasarım, müzik aleti dükkanları var. İkinci katta yer alan İran asıllı çağdaş minyatür sanatçısı Arya Kamalı’nın galerisi ve serleri mutlaka görülmeli. (Kızlarağası’nın da en kısa sürede kirli tente, lazer tabela ve klima kirliliğinden kurtulmasını diliyorum).

8- Havra Sokağı ve Etz Hayim Sinagogu

Havra Sokağı benim için İzmir’in en güzel gastronomi pazarı. Başta Portekiz ve İspanya olmak üzere, çeşitli ülke ve şehirlerden gerçekleşen göçlerle, 16. yüzyılın son çeyreğinden itibaren Havra Sokağı ve çevresine yerleşen Yahudiler, burada Juderia’yı, yani Yahudi mahallesini kurarak kentin önemli bir parçası haline gelmiş. Sokağın çevresinde yer alan dördü birbirine bitişik inşa edilmiş olan dokuz sinagog ve hahamhane yapısı, günümüzde dünyada benzeri olmayan bir mimari kompleks oluşturuyor. 927 Sokak’ta restorasyonu yeni tamamlanan, Bizans döneminden miras, Etz Hayim Sinagog’unun alt katı sergi salonu olarak düzenlenmiş. Galatalı fotoğraf sanatçısı Barbara Yoaf’ın Bat Mitsva fotoğraf sergisini muhakkak görün. 

9- Küçük Karaosmanoğlu Hanı (Lagora Old Town)

Çok enteresan bir his Kemeraltı’nın kalbinde, Havra Sokağı’nda uyanmak. Bunun gerçekleşmesine sebebiyet veren ise restore edilerek hem cıvıl cıvıl yaşayan bir avluya, hem de üst katı minik odalardan oluşan bir butik otele dönüşen L’agora Avlusu ve butik oteli. 18. yüzyılın başlarında Avrupa’ya pamuk ihraç eden Karaosmanoğlu ailesi tarafından yaptırılan han, başlangıçta ahşap olarak inşa edilmiş. Tarihte, tenekeci, kalaycı, bakırcı gibi birçok zanaatkara ev sahipliği yapan Küçük Karaosmanoğlu Hanı, 2016 yılında aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş.  Hanı çevreyen özgün dükkanlar, avlusunda bir tatlı & kahve noktası, restoranı var. Haftanın 6 günü canlı müzik yapılıyor. Çarşamba, Cuma, Cumartesi geceleri ise jazz orkestraları sahne alıyor. @lagoraoldtown

10- Yenilikçi Öğrenme Merkezi: Kontak

Sanırım, yenilenen Kemeraltı’nda en sevdiğim işlerden biri. Mülkiyeti Konak Belediyesi’ne ait olan Tarihi İstiklal Okulu, Kentimiz İzmir Derneği ile birlikte hazırlanan projeyle İzmir Kalkınma Ajansı’ndan destek alıp restore edilerek Yenilikçi Öğrenme Merkezi konseptine getirilmiş. 1922 yılında okul olarak hayata başlayan tarihi yapı, restore edildikten sonra yine çocukların gelişimi için hizmet veriyor. Bilim, teknoloji, mühendislik, tasarım ve matematik atölyeleri ile okullardaki öğretim programını destekleyen ve yaşam boyu öğrenmeyi benimseyen nesiller yetiştirmeyi hedefleyen Kontak, İzmir’in tüm okulları ile koordineli çalışıyor. Hafta sonları da ücretsiz atölyeler düzenleniyor.  www.kontak.org.tr 

11- Smyrna Agorası

9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okurken, fotoğraf derslerimiz için çekim yapmaya gittiğimiz Agora Ören Yeri’nde günden güne yeni kalıntılar, hatta bir şehir ortaya çıkarılıyor. Büyük İskender’den sonra M.Ö. 4. yüzyılda Smyrna Antik Kenti’nin agorasından günümüze ulaşan kalıntıların çoğu, M.S. 178 yılındaki depremden sonra inşa edilen Roma döneminden kalma. Agora’da 1933 yılında başlatılan arkeolojik kazılar, 2007 yılından beri Doç. Dr. Akın Ersoy’un kazı başkanlığında sürüyor. Bugüne dek, görkemli Faustina Kapısı, Batı Portiko, Bazilika, Kent Meclisi ve Mozaikli Yapı ve Roma hamamı ortaya çıkarılmış. Her gün 08.30- 17.30 arası ziyarete açık, giriş ücreti 25 TL (müzekart ile ücretsiz).
Mahmut Usta Lokantası
Mahmut Usta Lokantası

Esnaf lokantalarını kaçırmayın

Güne kahvaltı ile başlamak için 58 yıldan bu yana aynı adreste hizmet veren (Anafartalar Caddesi, no: 451) Kaymakçı Yoğurtçu Hasan iyi bir alternatif, her şey taze ve mandıra yapımı. Benim en sevdiğim ve İzmir’e her gidişimde bir ya da birkaçına uğradığım esnaf lokantaları arasında ise Esnaf Lokantası Mahmut Usta, Bizim Lokanta, Kısmet Lokantası, Ayşa, Tarihi Adil Müftüoğlu Lokantası, Abbas Usta, Urlalı Hasan Usta, Billur Lokantası, Piraye Ev yemekleri, Seher Lokantası, Tarihi Kemeraltı Lokantası, Köfteci Salih, Tabaklar Balık Lokantası, Antalya Börekçisi, Tarihi Kemeraltı Börekçisi ve Doyuran Manisa Kebapçısı var.  Okurken yoruldunuz değil mi? Daha bitmedi, bir de efsane tatlıcılar var Kemeraltı’nda. Hisarönünü’ndeki Süt Çiçeği’nin bademli kazandibisi, Mennan’ın supanglesi, bir arka sokaktaki Hisarönü Şambalicisi, hala ayakta kalmışsanız  uğramanız gereken adresler.