Hiçbir koşuşturmaya girmeden, tarihi içinize çekerek, yeşil tonları uzun uzun sindirerek, saat kulesinde zamanı durdurarak tadını çıkarın yenilenen Safranbolu’nun...
Eylül ayının ortalarında hafiften kızıla dönmekte olan tepelerin arasında tarihi çarşısı, mahalleleri, sokakları, tarihi konakları, camileri, okulları, hamamları, Arnavut kaldırımlı sokakları ve muhteşem doğasıyla geçmişin hikayelerini günümüze taşıyan özgün bir Anadolu kenti karşıladı beni Safranbolu’da. Pek çok konak restore olmuş, çarşılar araç trafiğine kapanıp yaya yürüyüşüne açılmış, yemyeşil bahçeler içinde tertemiz konuk evleri hizmete girmiş, tabela kirliliği azalmış. Hâl böyle olunca size en az iki gece sıkılmadan konaklamanızı garanti edecek 11 maddelik bir liste hazırladım. Kızıl yaprakların en güzel zamanında, buyurun gidelim masal şehir Safranbolu’ya…
Kanyonlar ve şelaleler
Safranbolu’ya 45 dakika mesafedeki Karabük Tren Garı’na giderek aracınızı park edip alacağınız Yenice tren bileti sizi Yenice Ormanları’nın içinden geçirerek Şeker Kanyonu’na ulaştıracak.Bir diğer olağanüstü kanyon ise Safranbolu’ya araç ile bir saat mesafede yer alan Küre Dağları Milli Parkı içindeki Horma Kanyonu. Demirkazıklar ile kayaların içine sabitlenmiş üç kilometrelik ahşap yürüyüş yolu ile Zara Çayı’nın içinden geçtiği Horma Kanyonu mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir doğa harikası. Kanyona sekiz dakika mesafede yer alan Pınarbaşı ilçesinin coğrafi işaretli ürün Kara Çorba’sını tadabileceğiniz lokanta ise Köylüm Mantı Evi. Safranbolu merkezine 15 dakika mesafede yer alan Tokatlı Kanyonu, Tokatlı köyüne doğru uzanıyor.
Bulak Mencilis Mağarası
Türkiye’nin dördüncü, Karadeniz Bölgesi’nin ise ikinci büyük mağarası olarak bilinen ve günümüzden 65 ila 200 milyon yıl önce oluştuğu düşünülen bu yer, aynı zamanda Türkiye’nin turizme açılan en uzun mağarası. Mağaraya ulaşmak biraz sabır istiyor ama 150 basamaklı merdivenden çıkarken nefes kesen bir manzara da sizi bekliyor.
Büyüleyici kervansaray
Safranbolu’nun eyer imalatçılarını, bakırcılarını ve diğer zanaatkârlarını çalışırken görmek için kalabalıktan uzaklaşmak ve Arasta’nın arka sokaklarını keşfetmek çok keyifli. Cinci Han tarihi çarşının merkezinde. Kervansarayın yanındaki Cinci Hamamı da görülmeye değer eserler arasında bulunuyor.
Tek köy seçecekseniz...
Yörük Köy, Safranbolu’daki tüm köyleri özetleyen bir müze köy! Köydeki pek çok tarihi evin yanı sıra 450 senelik bir de Safranbolu evi bulunuyor. Yörük köyüne gelmişken Kasım Sipahioğlu Konağı ve Çamaşırhane’ye de uğramayı ihmal etmeyin. Safranbolu’ya 11 kilometrelik bir mesafede olan köyün Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşıp mimarisinin tadını çıkarın.
Ödüllü mutfak
Yöre mutfağının en bilindik lezzeti, safranlı zerdeyi Bağlar gazozu eşliğinde tadın. Kiren şerbeti, Keşkek, perohi, etli yaprak sarması, Rumeli mantısı, Safranbolu bükmesi ve safranlı pilav ile servis edilen kuyu kebabı ise diğer tatmanız gereken lezzetler. Öğle yemeği için favorim tarihi çarşı arkasındaki Nil Yöre Mutfağı. Ayrıca, Abdi’nin Yeri, yöresel yemekler yapan Kazan Ocağı ve İmren’i tavsiye ederim. Özel davetler için Gül Evi’nin atmosferi çok keyifli. Köroğlu Konak akşam yemeği için uygun bir meyhane.
Capcanlı müzeler
Kent Tarihi Müzesi, 1904 yılında yaptırılan, 1976 yılında tamamen yanan, 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restorasyonu tamamlanarak halka açılan görkemli taş bina. Eski Hükümet Konağı günümüzde Kent Tarihi Müzesi olarak kullanılıyor. Arkasında Anadolu’da yapılan ilk saat kulesi olma özelliğini taşıyan saat kulesi var. Kaymakamlar Evi, 18 ve 19.yüzyıl Türk toplumunun geçmişini, kültürünü ve yaşama biçimi ile teknolojisini yansıtan Safranbolu Evleri arasında önemli bir örnek. Eski çarşı içinde yer alan Kahve Müzesi ise Türkiye’nin ilk ve tek kahve kültürü müzesi. Anadolu’da 500 yıllık bir geçmişe sahip olan Türk kahvesi kültürünü tekrar canlandıran müzede, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Sultan II. Abdülhamid’in kahve içtiği fincanların kopyaları yer alıyor.
Gastronomi ve el sanatları
Doğal aramalar ile lezzetlendirilen, glikoz şurubu kullanılmayan Safranbolu lokumunun en ünlü adresi 1942 yılında kurulan İmren Lokumları. Kazdağı Meydanı’nda yer alan merkez şubede, hem çeşit çeşit lokum deneyebilir hem de alışveriş yapabilirsiniz.Her sene Eylül ayında bağ bozumu şenlikleriyle hasadı yapılan çavuş üzümü ve taze ceviz de alınması gerekenlerden. Eski çarşı içinde yer alan Safran Baharat’ta ise safran çiçeğinden yapılan gerçek safran alışverişi yapabilirsiniz. Bakırcılar Çarşısı’ndan Yemeniciler Arastası’na geçip burada kalan maalesef ki tek dükkandan deri yemeni (el yapımı ayakkabı) satın alabilirsiniz. Hemen yanındaki 1661 yılından beri hizmet veren Arasta Boncuk Kahvesi’nde ise safran çayı molası vermenizi öneririm.
Bahçeli konaklarda uyku
Safranbolulu profesyonel rehber bir çiftin, dört yılda restore ettikleri beş bahçeli konaktan oluşan Yeşil Çizme Doğa Evi, merkeze araç ile 10 dakika mesafede, 20 dönüm bir arazi içinde yer alıyor. Nefis kahvaltısı, yöresel akşam yemekleri, küçük süs havuzları, güneşlenme terasları, yürüyüş parkurları, şömineli odaları ile içinden çıkmak istemeyeceğiniz kadar güzel. Bir diğer olağanüstü bahçeli konak ise 1890 yılında yaptırılan, restorasyonu dört yıl süren, 2011 yılında en iyi restorasyon ödülü alan Paçacıoğlu Bağ Evi. Konaklamak için diğer güzel adresler ise Leyla Hanım Konağı, Gül Evi ve İmren Lokum Konak. Bölgede konaklamak için daha pek çok güzel konak da bulunuyor.
Birbirine saygılı tarihi evler
Safranbolu güzelliğini 17. yüzyılda Yunanistan’dan başlayıp Karadeniz’e uzanan bir ticaret yolu üzerinde olmasına borçlu. 18. yüzyıl itibariyle bu işten zengin olan tüccarlar kendilerine hem kasabanın Çarşı diye bilinen kısmında hem de yazın sıcağında dağlardan esen rüzgârın keyfini sürebilecekleri Bağlar mevkiinde büyük konaklar yaptırmışlar. Evlerin tümü ahşap malzeme kullanılarak yapılmış, çoğu da üç katlı. Hiçbir ev diğerinin manzarasını kapatmıyor, güneşini kesmiyor. En üst katının bir alttakinden çıkık olarak yapılması ise evlere daha heybetli bir görüntü veriyor. Safranbolu evlerinin bir diğer özelliği, dışarıdan gelenlerin yüzme havuzu zannettiği büyük su havuzları. Aslında bu havuzların görevi odaları soğutmak ve akan suyun dingin sesini evin içine yaymakmış. Geçmişi 1800’lere dayanan İmren Lokum Konağı’na zemin katın büyük bölümünü kaplayan muhteşem havuzunun kenarında bir çay içmek için uğrayın. Safranbolu Evleri’nin tamamını, güzel bir kahvaltı eşliğinde izleyebileceğiniz avlu ise Çeşmeli Konak Otel’in bahçesi Her iki konak dışarıdan misafir kabul ediyor.
Eşrafın yazlık mahallesi: Bağlar
Safranbolu’nun eski ailelerinin yazlık olarak kullandığı yüksek rakımlı Bağlar Mevkii, tarihi çarşıya araçla 10, yürüyerek 30-35 dakika mesafede. Ulu ağaçlar, görkemli bahçeler, cumbalı tarihi konaklarla bezeli bir mahalle. Sadece yürümek, bu sokakların ve konakların fotoğrafını çekmek için bile mahalleyi arşınlamaya değer. Burada yer alan tarihi konaklardan bazıları; Gökçeoğlu Konağı, Çizmeciler Bağ Evi, Hacı Memişler Evi, Köroğlu Konağı, Paçacıoğlu Konağı. Mahalledeki en enteresan adres ise 90 yıllık İsmail Bakkal. Buradan keş (tuzlu süzme yoğurt kurutması) ve yer fıstığı almayı unutmayın.
Golf arabasıyla gece turu
Kazdağlı Meydanı’na bu yıl yerleştirilen üç elektrikli golf aracı, size araç girmeyen Safranbolu tarihi merkezinde, rehber eşliğinde keyifli bir tur imkanı sağlıyor. Yaklaşık 30-35 dakika süren turda beş kişilik araç ücreti 150 TL, yedi kişilik araç ücreti 175 TL. Ortalama 25 tarihi nokta geziliyor. Elektrikli araçlarla gece turları ve uzun turlar da düzenleniyor.