29 Mart 2024, Cuma
04.06.2021 06:00

Bizde varsa yoksa dolma ama midye aslında bir derya

Deniz kabuklularını tüketmek konusundaki arzumuz tartışılır. Kum şırlanı, akivades, kidonya gibi türleri ne bilir ne de tüketiriz. Oysa hepsi birer lezzet patlamasıdır

İki parçalı kabuklu yumuşakçalar sınıfından midyeyi özellikle İstanbul ve Ege’de çok severiz. Dolması, pilakisi, pilavı, tavası, ızgarası çok sevilen lezzetleridir kara midyenin. Üç tarafı denizlerle çevrilmiş bir ülkede denizin bu nimetini yememek mümkün mü? Gerçi deniz kabuklularını tüketmek konusunda kültürel olarak ne kadar istekli olduğumuz tartışılır. Midye deyip geçtiğimiz familyanın çeşitlerinden İtalyanların vongole dediği kum midyesi, kum şırlanı, sülünez, tarak, akivades, kidonya, istiridye gibi diğer çeşitleri ne biliriz ne de yaygın olarak tüketiriz. Varsa yoksa midye dolma.  Midye dolma İstanbullu Ermenilerin bir marifetiyken zaman içinde Mardin’den alınan göç ile Mardinlilerin tekeline geçmiş. İşin ironik tarafı Mardin’in denizle olmayan ilişkisi. Kimileri reçetenin de değiştiğini, çam fıstık gibi lezzetlerden yoksun kalan bu yeni midye dolmanın daha baharatlı olduğunu, karabiberin çok ön plana çıktığını söyler. Kabuğu ile kaşıkladığımız pirinçli, limon sıkarak lezzetlendirdiğimiz baharatlı bu lezzet ağza atılır atılmaz ikincisi için davranılır. Peş peşe çekirdek gibi tüketilip midyeciye “Kaç olduk abi?” diye sorulur. Midye dolmanın değişen arz ile hem tadı hem de sokakta, plajda ayaküstü tüketim kültürü de nispeten yeni bir şekil aldı. 

Sülünezden balık yemi

    

İstiridyede aman dikkat!