Hayatta bazı acımasız gerçekler vardır. Örneğin hiçbir egzersiz, diyetin açığını kapatamaz. Veya beslenme bilimi dünyasında dendiği gibi: “Diyeti, koşarak geçemezsiniz.” Bunun söylemeye çalıştığı şey şudur: Eğer ki bir süper-atlet değilseniz (ki o durumda bile belli sınırlar vardır), yeme biçiminizi değiştirmeksizin sadece egzersiz yaparak kilo veremezsiniz. Bunun nedeni basittir: Kalori yakmak zor, almak kolaydır. O meşhur kıyaslamaları bilirsiniz: Marketten alacağınız 100 gramlık bir çikolatada 527 kilokalori (veya halk arasındaki hatalı tabiriyle “kalori”) vardır. Bunu yemeniz belki birkaç dakikanızı almaz. Ama aynı kaloriyi yakmak için saatte 5 kilometre hızla, 1.5 saatten uzun yürümeniz gerekir. Elbette beslenmede her şey kalori değil, o kaloriyi nereden aldığınız da sağlıklı beslenip beslenmediğinizi belirliyor. 100 gramlık çikolatanın kalorisinin yüzde 50’si yağdan geliyor. 100 gram tavuk etinde 165 kalori var ve sadece yüzde 5’i yağ. Burada “yağ kötüdür” gibi bir iddiada bulunmuyorum, çünkü böyle bir genelleme hiçbir besin grubu için yapılamaz. Paracelsus’un meşhur sözünü genişletirsek: “İlacı (ve besini) zehirden ayıran, dozdur.” Sadece, almanız gereken gıda gruplarının belirli bir oranı olması gerekiyor. Üstelik bu oranlar yaşa, kiloya, boya, cinsiyete, sağlık durumunuza, fiziksel aktivite miktarına ve kilonuzla ilgili ne yapmak istediğinize (kilo verme veya sabit kalma tercihlerinize göre) değişiyor. Bu nedenle bunların bir beslenme uzmanıyla belirlenmesi gerekiyor.
03.09.2021 04:30
Diyeti koşarak geçemezsiniz
Kaloriyi rakamlardan ibaretmiş gibi görsek de asıl önemli olan o kaloriyi nereden aldığımız. Buna dikkat etmeden sadece egzersiz yaparak kilo veremeyiz. Ama yaşımız ne olursa olsun, egzersize başlayarak vücudumuza pek çok iyilik sunabiliriz
Kanserle savaşta en 'parlak' yöntem
20 Aralık 2024
Milyarderlerin kıyamet sığınağı yarışı kızıştı
13 Aralık 2024
Kafanızın içinde sizinle konuşan biri var mı?
Tüm Yazıları
06 Aralık 2024