Son dönemde gıda enflasyonu küresel bir mesele olarak gündemden düşmezken, bir yandan da dünyada açlık ve kıtlık senaryoları daha yüksek bir sesle dillendirilir hale geldi.
İnsanoğlu, bu senaryoların olasılığını artıran pek çok risk ile aynı anda yüzleşir durumda.
Küresel iklim değişikliğinin yarattığı hasar, salgın hastalıklar sonucu tedarik zincirindeki kırılmalar, jeopolitik krizlerin gölgesinde girdilere erişim riskinin artması, artan maliyetler ve üretimde yaşanan kronik sorunlar, tarım ve gıda sektörü üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor.
Mevcut konjonktür, gıda teknolojileri alanında pek çok şirketin yatırım iştahını kabartmış durumda.
Sonuçta krizler bazı kesimler için de fırsat anlamı taşıyor.
Bu alanda Ar-Ge ve inovasyona ayrılan bütçeler artarken, girişimcilik hikâyelerinin sayısı da çoğalıyor.
Sektör, yeni tüketim trendleriyle birlikte kendine yeni rotalar çiziyor.
Üretimden tüketime kadar değer zincirinin tüm halkalarında yeni döneme adaptasyon açısından önemli gelişmeler yaşanıyor.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim