23 Kasım 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
28.10.2022 04:30

Ayna ayna söyle bana...

Aynaya baktınız mı hiç?
Son zamanlarda?
Ama öyle makyaj yapmak, sivilce sıkmak, tıraş olmak, kravat bağlamak, kaş almak için değil.
Aynada kendinizi görmek, görebilmek için baktınız mı?
Ne kadar sürdü? Görebildiniz mi? Gerçekten mi?
Yoksa hiç mi bakmıyorsunuz? Hiç mi bakmazsınız?
Ya da bakıp kaçıverir misiniz? Baktığınızı kimseye çaktırmadan, kendinize bile!
Öyle vitrin önünden geçerken, mağazalarda soyunma odalarındaki aynalar pek sayılmaz. Orada bölgesel detaylara bakılır. Sadece. Asansör aynaları biraz daha risklidir. Birileriyle bindiyseniz zaten kaçamak bakışlar atılır. Tek başına bindiyseniz gidilecek katın yüksekliğine göre düşünce dalgalanmaları başlar.
Tepeden vuran güçlü ışık beyazları vurgular. Sanki çoğaltır.
Kat araları tıkırtısı ya da ekrandaki kat sayılarının değişimi hayatın başka süratlerine de vurgu yapar. Koldaki, telefondaki saate bir göz atılır. Zamanın geçtiğinden bir kere daha emin olmak istercesine.
Ama aslolan insanın kendi aynasıdır. Her gün baktığı. Ama görmediği. Görmekten çaktırmadan kaçtığı. Aynayı bir ekran gibi düşünürsek, başrolde insanın kendisi vardır. Tek başına. Hem oyuncu hem de seyirci olarak. Başka seyircilere karşı ne yapılması, nasıl davranılması, gözükülmesi, istenen algı cart curt hepsi hesaplanabilir. Bunun alası sosyal medyada yapılır. “Selfie” tam da budur. “Özçekim” gibi siyah örtü altından eski usul “İstanbul Hatırası” ikonu ahşap üç ayaklı makinelerden kalma pelikül çekim işlemine referans veren bir kavram olayı fotoğrafa indirgeniyor.
Önemli olan fotoğraf işlemi değil, kişinin ta kendisidir. Geçen yüzyılda, giydiği, saçı, başı, takısı, eşyası, duruşu, bakışı, tutumu için başkalarının kriterlerini gözetmek esastı. Başkaları, elalem, mahalleli, birileri ne der kaygısı her şeyi kontrol altında tutardı.
Sosyal medya, ön kameralı telefonlar selfie’yi teknik olarak mümkün kıldı. Ama arkadaki niyet “Beni öyle kafanıza göre beğenemezsiniz” deyip “Beni ancak, benim beni beğendiğim şekilde beğenmelisiniz” kuralını uygulamaya sokmaktır. Artık kriter sınırlı sorumlu bir beğenme yetkisine hapsolunur. “BEN” artık geçiş üstünlüğünü ele geçirmiştir. Tabii sosyal medyada.

Levent Erden
Levent Erden

Tüketiyorum öyleyse tükeniyorum
22 Kasım 2024
Dilli kaşar
15 Kasım 2024
O kadar da değil
08 Kasım 2024
Eyavvörs
01 Kasım 2024
GER-ÇEK
25 Ekim 2024
Tüm Yazıları